Buradasınız
Yıllık İzinler ve Haklarımız
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
Her yıl yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte yıllık izinler gündemimize daha fazla girer. Uzayan iş saatlerinin üstüne bir de fazla mesailer binince posamız çıkartılır. Dinlenebilmek, uzun zamandır bir araya gelemediğimiz akrabalarımızı görebilmek için çoğu zaman yıllık iznimizi iple çekeriz. Ama patronlar, yıllık izinleri işçilerin istediği şekilde değil de kendi istedikleri şekilde kullandırtmak istiyorlar. Bu nedenle bir yıllık yorgunluğu üzerimizden bir nebze de olsa atabileceğimiz yıllık izinlerimiz bölünür ve iç edilir. Oysa patronların buna hakkı yok. Yasalarda yer alan haklarımız da bu yöndedir. 4857 sayılı iş yasasında yıllık izin konusunun yasal çerçevesi çizilmiş, Çalışma Bakanlığının yayınladığı “Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliği” de konuyu daha ayrıntılı biçimde ele almıştır.
4857 sayılı iş yasasına göre, deneme süresi de dâhil olmak üzere işe başladığımız tarihten itibaren bir yılı doldurduğumuzda yıllık izin kullanma hakkını elde ederiz. Kullanacağımız izin süreleri çalıştığımız yıl süresine bağlı olarak değişmektedir. Buna göre:
- 1 ilâ 5 yıl (5 yıl dâhil) çalışanlara 14 işgünü, 5 ilâ 15 yıl arası çalışanlara 20 işgünü, 15 ve daha üstü yıl çalışanlara ise 26 işgünü ücretli izin verilir. 18 ve daha düşük yaştaki işçiler ile 50 ve daha yukarı yaştaki işçilerin kullanacağı yıllık ücretli izin süreleriyse 20 işgününe kadar verilir.
Yıllık izin günlerine hafta tatili, genel tatil ya da ulusal bayram günleri dâhil edilmemiştir. Yıllık iznimizi kullanırken, izin süresine rastlayan hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günlerini de izin sürelerimize ekleriz. Yıllık izin süreleri sendikalı işyerlerinde toplu sözleşme ile artırılabilir. İzin sürelerini belirlenen günlerden daha az kullandıran patrona, her bir işçi için 219 lira para cezası kesilir.
Ayrıca iznimizi şehir dışında geçireceğimizi belgelendirerek işyerine bildirdiğimizde de, patron 4 güne kadar ücretsiz yol izni vermek zorundadır. Yıl içerisinde verilmiş bulunan ücretli ve ücretsiz izinler veya dinlenme ve hastalık izinleri yıllık izinden düşürülemez. İzin süremizde ücretimiz tam olarak ödenir ve kesinti yapılamaz. Yıllık izin dönemine ilişkin ücretimizin bir kısmı ya da tamamı, izne çıkmadan önce verilmek zorundadır. Ücretli izni eksik ödeyen patrona, bu durumda olan her bir işçi için 219 lira para cezası kesilir.
Yıllık izin bölünemez. Yani patron, işçinin onayını almadan yıllık iznimizi parça parça kullandıramaz. İşçinin rızası alınarak ve bir bölümü 10 günden az olmamak kaydıyla yıllık izin en çok üçe bölünebilir. İzin sürelerini kanuna aykırı bir biçimde bölen patrona bu durumda olan her bir işçi için 219 lira para cezası kesilir. Herhangi bir nedenle yıl içerisinde kullanılmayan izin hakkımız yok sayılamaz. O yıl içerisinde ya da sonraki yıl içinde kullandırılması gereklidir. Patronun hangi nedenle olursa olsun, işçinin hak kazandığı o yıla ait ya da geçmiş yıllara ait izin hakkını yok sayacak herhangi bir sözlü ya da yazılı uygulaması yasal değildir. İşçi, ücretli izin hakkından mahrum bırakılamaz. İş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, hak kazanıp da kullanmadığı yıllık izin sürelerinin ücreti tazminat hesabına dâhil edilerek işçiye ödenir.
Yıllık izinler, tatil yapmasak bile, tüm bir yılın yorgunluğunu atmanın, kendimizi kurulmuş bir robot gibi değil, insan gibi hissetmemizin bir vesilesidir. Çoğu zaman tempolu çalışmaktan, her geçen gün uzatılan iş saatlerinden dolayı yaşamı yalnızca çalışmak olarak görüyoruz. Hatta boş kaldığımızda ne yapacağımızı şaşırıyoruz. Fabrikalar, işyerleri evimizden daha çok zaman geçirdiğimiz yerler oluyor. İnsan olduğumuzu hissedebilmek, sevdiklerimize zaman ayırabilmek için örgütlü mücadeleyi yükseltmekten başka şansımız yok. Yıllık izin hakkımızdan vazgeçmeyelim, bu hakkımızı patronlara yedirtmemek için mücadele edelim.
- Sendikalaşmak Türkiye’de Neden Zor?
- “Aile Yılı” İlan Edenler Neyin Peşinde?
- Katliamların Sorumlusu Kim?
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
- Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
- İşçi Dayanışması 202. Sayı Çıktı!
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Suriyeliler Geri Dönecek mi?
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- İşçi Sınıfının Ortak Mücadele Dili: GREV!
- Umudumuzu ve Direncimizi Güçlendirelim, Mücadelemizi Büyütelim!
- İşçi Dayanışması 201. Sayı Çıktı!
- Zeytinyağı, Margarin, Süt Tozu
- Toplumsal Sorunların Bireysel Çözümü Mümkün mü?
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
Son Eklenenler
- Antep Başpınar Organize Sanayi Bölgesinde sefalet zammına karşı direnişe geçen tekstil işçilerinin mücadelesi yasaklarla, baskı ve saldırılarla engellenmeye çalışılıyor. 14 Şubat günü, tüm saldırılara rağmen direnişlerini sürdüren Başpınar...
- Ağız ve Diş Sağlığı Merkezleri (ADSM), Ağız ve Diş Sağlığı Hastaneleri (ADSH) ve devlet hastanelerinde çalışan diş hekimleri ve sağlık çalışanları “Yüksek MHRS sayıları, kısıtlı süreler, eksik istihdam, sağlıksız ve güvenli olmayan birimler, düşük...
- Türkiye’de yasalarda her işçinin özgürce sendikaya üye olabileceği yazıyor. Ama resmi istatistiklere göre çalışanların yüzde 85’inden fazlası sendikasız. Sendikalı çalışmak yasal olmasına ve ücret, ikramiye, sosyal haklar bakımından avantajlar...
- Çok açık ki iktidarın “Aile Yılı” ilan etmesi aileler refaha kavuşsun diye değil, sermayenin ve iktidarın çıkarları içindir. İşçi aileleri için daha büyük yoksulluk, daha kötü çalışma koşulları, acı ve gözyaşı, hatta ölüm getireceği sır değildir.
- Almanya'da Ocak ayı boyunca Berlin, Münih, Hanover, Hamburg ve Nünberg gibi büyük kentlerde hükümetin aşırı sağ ve ırkçı politikalarına karşı çok sayıda sendikanın, göçmen topluluklarının ve demokratik kitle örgütlerinin katılımıyla büyük çaplı...
- Gebze Plastikçiler OSB'de bulunan Chinatool Otomotiv’de grevin 4. gününde, Kocaeli Çayırova'daki Green Transfo Energy'de ise grevin 51. gününde anlaşma sağlandı.
- İzmir Gaziemir’deki Ege Serbest Bölgede bulunan Digel Tekstil’de işçiler, düşük ücret zammına tepki gösterdiler ve hakları için sendikalı oldular. Ancak Digel Tekstil patronları işçilerin zam talebini duymazlıktan geldi, sendika haklarını yok saydı...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santrali ve maden sahalarında çalışan işçiler, 10 Şubatta özelleştirmeye karşı Ankara’ya yürüyüş başlatmışlardı. 13 Şubatta Hazine ve Maliye Bakanlığı...
- 13 Şubat 2024’te Erzincan İliç’te SSR Mining ve ortağı Çalık Grubunun tarafından işletilen Çöpler Altın Madeninde siyanürlü toprak kaymış, 9 işçi toprak altında kalmış, cenazelerine aylarca ulaşılamamıştı.
- Antep'te direnişlerin yaygınlaşması, işçilerin ortak eylemler yapması, birlik içinde hareket etmeye yönelmesi ve pek çok örnekte mücadelelerini başarıya ulaştırmaya başlaması üzerine patronlar baskılarını arttırdı. Gaziantep Valiliği ise 13 Şubatta...
- Soma, Ermenek, Amasra, İliç madenci katliamları, Çorlu tren katliamı, Elazığ, İzmir, 6 Şubat depremleri, orman yangınları ve sel felaketleri, Hendek havai fişek fabrikası ve Balıkesir mühimmat fabrikası patlamaları, yüzlerce iş cinayeti ve son...
- Yeni yılın ilk günlerinde MÜSİAD toplantısında konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek patronlara “biz sizin daha çok para kazanmanızı istiyoruz” dedi. Patronlar tarafından alkışlanan Bakan, tam da bunu yapıyor, patronların kazanması için...
- Cep telefonu hayatımıza gireli yaklaşık 30 yıl, akıllı telefonun hayatımıza girmesi ve jet hızıyla yayılması ise 10-15 yıl oldu. Bu nedenle akıllı cep telefonumuz 1 saat kapalı kalsa kendimizi adeta nefessiz kalmış hissediyoruz.