Buradasınız
Yıllık İzinler ve Haklarımız
Her yıl yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte yıllık izinler gündemimize daha fazla girer. Uzayan iş saatlerinin üstüne bir de fazla mesailer binince posamız çıkartılır. Dinlenebilmek, uzun zamandır bir araya gelemediğimiz akrabalarımızı görebilmek için çoğu zaman yıllık iznimizi iple çekeriz. Ama patronlar, yıllık izinleri işçilerin istediği şekilde değil de kendi istedikleri şekilde kullandırtmak istiyorlar. Bu nedenle bir yıllık yorgunluğu üzerimizden bir nebze de olsa atabileceğimiz yıllık izinlerimiz bölünür ve iç edilir. Oysa patronların buna hakkı yok. Yasalarda yer alan haklarımız da bu yöndedir. 4857 sayılı iş yasasında yıllık izin konusunun yasal çerçevesi çizilmiş, Çalışma Bakanlığının yayınladığı “Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliği” de konuyu daha ayrıntılı biçimde ele almıştır.
4857 sayılı iş yasasına göre, deneme süresi de dâhil olmak üzere işe başladığımız tarihten itibaren bir yılı doldurduğumuzda yıllık izin kullanma hakkını elde ederiz. Kullanacağımız izin süreleri çalıştığımız yıl süresine bağlı olarak değişmektedir. Buna göre:
- 1 ilâ 5 yıl (5 yıl dâhil) çalışanlara 14 işgünü, 5 ilâ 15 yıl arası çalışanlara 20 işgünü, 15 ve daha üstü yıl çalışanlara ise 26 işgünü ücretli izin verilir. 18 ve daha düşük yaştaki işçiler ile 50 ve daha yukarı yaştaki işçilerin kullanacağı yıllık ücretli izin süreleriyse 20 işgününe kadar verilir.
Yıllık izin günlerine hafta tatili, genel tatil ya da ulusal bayram günleri dâhil edilmemiştir. Yıllık iznimizi kullanırken, izin süresine rastlayan hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günlerini de izin sürelerimize ekleriz. Yıllık izin süreleri sendikalı işyerlerinde toplu sözleşme ile artırılabilir. İzin sürelerini belirlenen günlerden daha az kullandıran patrona, her bir işçi için 219 lira para cezası kesilir.
Ayrıca iznimizi şehir dışında geçireceğimizi belgelendirerek işyerine bildirdiğimizde de, patron 4 güne kadar ücretsiz yol izni vermek zorundadır. Yıl içerisinde verilmiş bulunan ücretli ve ücretsiz izinler veya dinlenme ve hastalık izinleri yıllık izinden düşürülemez. İzin süremizde ücretimiz tam olarak ödenir ve kesinti yapılamaz. Yıllık izin dönemine ilişkin ücretimizin bir kısmı ya da tamamı, izne çıkmadan önce verilmek zorundadır. Ücretli izni eksik ödeyen patrona, bu durumda olan her bir işçi için 219 lira para cezası kesilir.
Yıllık izin bölünemez. Yani patron, işçinin onayını almadan yıllık iznimizi parça parça kullandıramaz. İşçinin rızası alınarak ve bir bölümü 10 günden az olmamak kaydıyla yıllık izin en çok üçe bölünebilir. İzin sürelerini kanuna aykırı bir biçimde bölen patrona bu durumda olan her bir işçi için 219 lira para cezası kesilir. Herhangi bir nedenle yıl içerisinde kullanılmayan izin hakkımız yok sayılamaz. O yıl içerisinde ya da sonraki yıl içinde kullandırılması gereklidir. Patronun hangi nedenle olursa olsun, işçinin hak kazandığı o yıla ait ya da geçmiş yıllara ait izin hakkını yok sayacak herhangi bir sözlü ya da yazılı uygulaması yasal değildir. İşçi, ücretli izin hakkından mahrum bırakılamaz. İş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, hak kazanıp da kullanmadığı yıllık izin sürelerinin ücreti tazminat hesabına dâhil edilerek işçiye ödenir.
Yıllık izinler, tatil yapmasak bile, tüm bir yılın yorgunluğunu atmanın, kendimizi kurulmuş bir robot gibi değil, insan gibi hissetmemizin bir vesilesidir. Çoğu zaman tempolu çalışmaktan, her geçen gün uzatılan iş saatlerinden dolayı yaşamı yalnızca çalışmak olarak görüyoruz. Hatta boş kaldığımızda ne yapacağımızı şaşırıyoruz. Fabrikalar, işyerleri evimizden daha çok zaman geçirdiğimiz yerler oluyor. İnsan olduğumuzu hissedebilmek, sevdiklerimize zaman ayırabilmek için örgütlü mücadeleyi yükseltmekten başka şansımız yok. Yıllık izin hakkımızdan vazgeçmeyelim, bu hakkımızı patronlara yedirtmemek için mücadele edelim.
İşçi Kızı
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- Büyüyen Yoksulluk ve Sosyal Yardımlar
- Rakamların Ardına Gizlenen Gerçekler
- Sermayenin ve İktidarın Saldırılarını Püskürtmek İçin 1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim
- İşçi Dayanışması 192. Sayı Çıktı!
- Bumerang Geri Döner!
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- İşçi Dayanışması 191. Sayı Çıktı!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
Son Eklenenler
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...