Buradasınız
Patronların ve Uşaklarının Elleri Yakamızda
İstanbul’dan bir matbaa işçisi
Çalıştığımız işyerlerinde yeterince sömürülmüyor ve ezilmiyormuşuz gibi, bir de şiddete, baskıya, hakarete maruz kalıyoruz. Müdüründen vardiya amirine kadar patron uşakları başımızda kral kesiliyor. Fabrikada geçen gün yaşadığımız bir olay işyerlerindeki baskının somut bir örneğiydi.
İşçilerin çoğunluğunun öğle molasında olduğu saatlerdi. Dinlenme yerleri olmadığından fabrikanın çeşitli yerlerinde oturuyordu işçi arkadaşlar. Bu sırada üretim şefinin odasında işçileri gözetleyen müdür, iki işçinin şakalaştığını görünce, derhal kapıdan işçileri odaya çağırdı. Odaya giren işçilere çok sert bir şekilde bağırıp azarlayan müdür, fabrika şefine dönerek “sizin üretimde sağladığınız disiplin bu mudur” diye sordu? Ardından bir işçinin yakasına yapışıp, “siz burayı çocuk parkı mı sandınız, ne biçim işçisiniz” diye bağırdı. “Derhal çıkın yukarıya istifanızı yazın” dedi. Bir an “kaç yıllık işçisiniz” diye sordu ve “1 yıllık işçiyiz” cevabını alınca istifa sözünden caydı. Daha ne olduğunu dahi anlamayan işçi arkadaşlarımızı, müdür yakasından tutup dışarı itti. Ardından tekrar şefe dönüp “burası ne biçim bir yer, biz ne fabrikalar ne işçiler gördük” diyerek şefi de azarlayıp odadan çıktı, gitti.
Müdürün bu denli pervasızlaşması, işçilere bağırıp çağırması ve yaka paça dışarı atmasına fabrikadan bir ses çıkmadı. İşçilerin uğradığı hakaret şimdilik müdürün yanına kâr kaldı. Fakat bu durum sürpriz değil ve birçok fabrikada benzer örnekler yaşanıyor. Disiplin adı altında işçilere köle muamelesi yapılıyor. Emre itaat etmeleri, molalarda robotlar gibi hareket etmeleri isteniyor. Elbette bu durumun nedeni işçilerin örgütsüz olmalarıdır. Örgütlenen ve birleşen işçiler zincirlerini kırmaya başlarlar. Hakkını arar, insanca yaşar ve baskılara boyun eğmezler. İşçilerin kolları birleştiğinde değil müdür, değil patron, bütün bir ücretli kölelik düzeni yok edilir.
- Dünya Üzerinde Yaşayan Herkesin Evi Olmalı
- Onlar Yok Ediyor, Biz Yenisini Yapacağız!
- Suyun Lüksü Olur mu Hiç?
- “Senin Yolundan Gideceğim Amca”
- Her Günü Doğa ve İnsanlık Günü İlan Etmek İçin…
- “Kıpır Kıpırsın, Heyecanın Ne Güzel Ey Yolcu”
- “Bence, Sevgi Emektir”
- Ah, Cemal Ah!
- Bir Fotoğraf Karesinin Hissettirdikleri
- Davulun Sesi Uzaktan Hoş Gelir
- İstanbul’da Yaşam: Deniz Kıyısında Deniz Görememek!
- Bruno’nun Fikri, Benim Fikrim, Senin Fikrin…
- Yüzüncü Maymun Teorisi
- Bir Otobüs, İki Kuşak ve İşçi Sınıfı
- “Hey” Diyen ve UİD-DER Saflarında Büyüyen Çocuklarımız
- Butimar, Sen Safi Bir Kuş musun?
- Her Şeyin Bizim Ellerimizde Olması İçin!
- “Değişmeyen Tek Şey Değişimin Kendisidir”
- “Dert Bizde, Derman Ellerimizdedir”
- “Nehir, Nehir, Çocuğumu Geri Verin!”
Son Eklenenler
- Her geçen gün yoksullaşan, hayat pahalılığıyla beli bükülen işçiler olarak vergi rekortmeni olmamız pek mümkün görünmeyebilir. Ancak gerçek bu. Milyarlarca dolarlık servetlere sahip patronlar servetleriyle kıyaslayınca tabiri yerindeyse bir kuruş...
- Bizler, Avcılar’dan genç işçi ve öğrencileriz. Kimimiz fabrikalarda saatlerce çalışıyor, kimimiz ise okul sıralarında dirsek çürütüyor. Hepimiz işçi çocuklarıyız ve bizi birleştiren, bir araya getiren ortak sorunlara sahibiz. Çünkü içinde...
- 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı ve biz emekçi kadınlar böylesine anlamlı bir güne hep birlikte hazırlanmak üzere yan yana geldik. Sınıfımızın birlik, dayanışma ve mücadele günü için UİD-DER’de birleştik. Hep birlikte coşkulandık, umutla dolduk. 1...
- Bir haykırış duyuldu derinden/ Sanırsın dağlar kalktı yerinden/ Mahalleden, fabrika köşelerinden/ Ayağa kalktı yürüyor işçi/ Yürüyor işçi, yürüyor işçi!
- Her işçinin hayalidir bir gün emekli olmak, hayatının kalan kısmında çalışmadan mutlu mesut yaşamak ve kendini güvende hissetmek… Bunun için sigortalı bir işte çalışmaya, SGK primlerimizin gerçek ücretimiz üzerinden ödenmesine dikkat ederiz. İşe ilk...
- Geçenlerde manava yolum düştü, eve bir iki parça şey alayım diye uğradım. Alışveriş bitti, tam para ödeme esnasında 17 yaşlarında bir genç gelerek kasadaki kişinin kulağına bir şeyler fısıldadı. O ise kafasını sallayarak “tamam tamam al” dedi. Genç...
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...
- Yunanistan’da en büyük işçi sendikası olan Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (GSEE) çağrısıyla artan hayat pahalılığını protesto etmek amacıyla bir günlük genel grev gerçekleştirildi. 16 Nisan’da yüzbinlerce işçi ve emekçi başta Atina...
- Ben Mersin’den, sendikasız bir fabrikada çalışan metal işçisiyim. Yaşamımı devam ettirebilmek için ben de sizler gibi çalışmak zorundayım. Çalıştığım fabrikada birçok sorunla karşı karşıyayız. Bu sorunlar Türkiye’de işçilerin genelinin yaşadığı...