Buradasınız
Patronların En Parlak Dönemleri İşçileri Karanlığa Mahkûm Ediyor
Gebze’den bir metal işçisi

Ben metal sektöründe çalışan bir işçiyim. Çalıştığım fabrika Serbest Bölge içinde kurulu. Serbest Bölgeler için devletin çıkardığı teşvik paketlerinden bizim patronumuz da fazlasıyla faydalanmakta. Ancak bu kolaylıklar yetmemiş olacak ki, yılbaşından sonra son bombayı patlattı. 2012 yılını geride bıraktığımız günlerde birçok fabrikada olduğu gibi bizim fabrikada da patronumuz yıllık bir değerlendirme için bizlerle bir toplantı yaptı. Toplantıda 2012 yılının kendisi ve fabrika için en parlak dönem olduğunu, işçilerin %98’lik bir kısmının çok iyi, %2’lik bir kısmının ise düşük bir verimle çalıştığın anlattı. Sonrasında “kara kaplı” kitabı okuduğunu ve bundan sonra yasalara göre çalışacağını, 12 saatlik gece vardiyalarını 8 saate düşüreceğini, haftalık 45 saatlik çalışma süresinin tamamlanmadığını ve bu yüzden çalışma saatlerimizi yarım saat uzattığını, çay molalarımızı ise kaldırdığını söyledi. Kısacası kendince “demokratik” bir karar aldı ve uyguladı.
Birçok fabrikada işçilerin haklarına dönük saldırılar hız kesmeden sürüyor. Benim çalıştığım fabrika da bunlardan sadece bir tanesi. Bu saldırılar hem de fabrikanın “en parlak” döneminde yaşandı. Patronun geliri her geçen gün biraz daha büyürken bizim kazandığımız haklar, ücretler eriyip gidiyor. Fabrikadaki işçi arkadaşlarımdan birisinin bu olay üzerine söylediği “2012’ye ilişkin Mayaların kıyamet takvimi tuttu ama kıyamet bize koptu” sözleri, içinde bulunduğumuz durumu anlatmaya yeter sanırım.
Elbette ki bizim yaşadığımız bunca sorunun temel nedeni örgütsüz ve dağınık oluşumuzdur. Özellikle de sendikasız olan fabrikalarda işçilerin tamamen bireysel tepkilerle kendi başlarına kaldıkları şu dönemde patronların önünde hiçbir engel bulunmuyor. Patronun çay saatimizi ve çalışma saatimizi değiştirmesi gibi yeni saldırılar devam edeceğe benziyor. Yeni saldırıların önüne geçmek için birlik olmaktan başka çaremiz yoktur.
Örgütlüysek her şeyiz, örgütsüzsek hiçbir şey!
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
- Her Şey Karşıtıyla Vardır
- Çocuklar Öldürülmesin Şeker de Yiyebilsinler
Son Eklenenler
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....