Buradasınız
Psikolojik Savaşın Aracı Covid-19
Gebze’den bir metal işçisi

Kapitalist sistem uzun dönemdir çıkmaza girmiş bulunuyor. Egemenler yaşanan ekonomik çöküşü örtbas etmek ve krizi atlatmak için çeşitli yöntemlere başvuruyorlar. Bu dönemki yöntemin korku ve panik atmosferi yaratarak kitlelerin bilincini bulandırmak olduğunu söyleyebiliriz. Covid-19 salgını ile dünyada büyük bir korku oluşturuldu. Egemenler salgınla mücadele ve halk sağlığını koruma adı altında krizin faturasını işçi ve emekçilerin sırtına yüklemeye çalışıyor. Aslında bu dönem yaşanılanlara psikolojik savaş da diyebiliriz.
Dünya genelinde iş kazalarında hayatını kaybedenlerin, çeşitli başka hastalıklardan ölenlerin sayısına baktığımızda Covid-19’un yansıtıldığı kadar ölümcül bir virüs olmadığını fark edebiliriz. Dünya genelinde iş kazalarından, meslek hastalıklarından ölen insanların sayısı Covid-19 nedeniyle ölen insan sayısını katbekat aşmışken, bu ölümlerin Covid-19 kadar konuşulmaması meselenin arka planında başka şeylerin yattığını gösteriyor bizlere. Üstelik son derece ölümcül olarak gösterilen bu salgına karşı işçi ve emekçileri korumak için doğru düzgün alınmış bir önlem de yoktur. Bir yandan hükümet tarafından sürekli olarak evde kal deniyor, evde kalmamız isteniyor, böylelikle virüsten korunabileceğimiz söyleniyor. Öte yandan biz isçiler hiçbir önlem alınmayan fabrikalarda çalışmaya mecbur bırakılıyoruz. Bize evde kal diyenler kendileri için her türlü önlemi alıyorlar. Lüks villalarında sağlıklı beslenebiliyorlar. Zaten patronlar 365 gün işyerine gitmese ne olur ki?
Sürekli “bağışıklık sisteminizi güçlendirin” diyorlar ama dalga geçer gibi makarna yememizi tavsiye ediyorlar. Ellerimizi sık sık yıkamamızı ve yakın temas içerisinde bulunmamamızı söylüyorlar fakat fabrikalarda biz isçiler iç içe çalışıyoruz. Sürekli ellerimizi yıkayacak zamanımız da imkânımız da yok. Bizi yönetenler sağlık konusunda her önlemi aldıklarını söylüyorlar. Başka ülkelere de yardım gönderildiğini söylüyorlar. Ama bize hiçbir yardım yapılmıyor. Cumhurbaşkanı 7 maaşını bağışladığını söylüyor, ama biz bir maaş alamazsak aç, açıkta kalırız. Üstelik biz ihtiyaç sahiplerine yardımda bulunmaları gerekirken dalga geçer gibi IBAN numarası verip bağış istiyorlar. Çalışamayan, ücretsiz izne gönderilen işçilerle alakalı bir açıklama yapılması beklenirken dalga geçer gibi “uçuş biletlerinden kesilen KDV’yi %1 kadar indiriyoruz” diyorlar. Bir yandan da seyahat yasağı koyuyor. “Konut kredisini %80’den %90’a çıkardık” diyor. Uzun lafın kısası virüs çok tehlikeli, son derece ölümcül yaygarası koparılıyor ama son derece yetersiz, hatta sağlıkla ilgisi olmayan önlemler alınıyor.
Televizyonda anlatılanlarla amaçları, insan psikolojisini bozmak, panik yaratmaktır. Panik yapan insanlar sağlıklı düşünemezler. Bu süreçte işten atmalar arttı, ücretsiz izinlerin önü açıldı. İşsizlik fonunun şirketlere aktarılarak yağmalanmasına mazeret yaratıldı. Yönetenler, ekonomik krizin faturasını işçilerin sırtına yıkarak krizlerini atlatmaya çalışıyorlar. Covid-19 salgınını bahane edip insanları evlerine kapanmaya razı ettiler. Tüm dünyada meydanlar boşaldı, böylelikle amaçlarına ulaştılar. İşçiler ise yaratılan bu korku atmosferinde olan biteni fak edemiyor, algılayamıyor. Yaşanan her sorunda olduğu gibi Covid-19 meselesinde de çözüm örgütlenmekten, birlikte mücadele etmekten geçiyor. Hep birlikte el ele verirsek bu sorunun da üstesinden gelebiliriz.
Hayat Demiroğlu Ailesinin Evine Sığmadı!
- Gevrek “Susamlı Tavuk”
- Koronavirüs Sınıf Ayrımı Yapmıyor mu?
- Salgında İşçi Sağlığı Hiçe Sayılıyor!
- Patrondan Covid-19 Önlemleri
- Koronavirüsle Geçirdiğimiz 9 Ayın Bilançosu
- Maskeye Emanet Edilmiş İşçi Sağlığı ve İşten Atmaların Yeni Bahanesi Maske
- Patronlar Koronavirüsü Tepe Tepe Kullanırken Asıl Faturayı Biz İşçiler Ödüyoruz
- Şantiyede Sözde Korona Önlemleri
- Hayat Eve Sığar mı?
- İşçi Sınıfıdır Bizim Asıl Ailemiz
- Bakan’a mı İnanalım Yaşadıklarımıza mı?
- Adımız Koronalıya Çıktı!
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Sözde Pandemi Önlemleri ve Küresel Açlık
- “Hijyene Dikkat Edin Ama Fazla Su, Sabun, Peçete Harcamayın”
- “Yeni Normal” Koşullarında Öğrencilerin Sınav Maratonu
- Gebzeli İşçiler Koronavirüsün İşçiler Üzerindeki Etkilerini Anlatıyor
- Gebzeli İşçiler Yeni Normali Değerlendiriyor
- Koronavirüsle Yaşamayı Öğrenmeli miyiz?
- Yağlı Ekmekleri Ballandı!
Son Eklenenler
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...