Buradasınız
Sarı Baret, Kara Elmas ve Mücadele
İzmir’den emekli bir işçi
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
Dayanışma TV’nin şimdiye kadar hazırladığı belgeseller arasında Sarı Baret belgeselinin ayrı bir yeri oldu. Dayanışma TV bu belgeselle işçi sınıfının gözü ve dili olduğunu bir kez daha belgeledi. Bu belgesel, madencilerin yerin kör karanlığında nasıl ekmek kavgası verdiğini gerçek ve yalın bir dille anlatıyor. Madenciler elleriyle yerin derinliklerinden madeni sökerken gözleriyle de gerçekleri anlatıyorlar. Sermaye sınıfına ve onların temsilcilerine karşı sınıf kinleri ve öfkeleri kılıç kadar keskin. Madenci eşlerinin ve çocuklarının ifadeleri de madencilerin verdikleri mücadelenin gücüne güç katıyor.
Sarı Baret’i Dayanışma TV’de ilk yayınlandığı saatte izledim. Yorgun ve biraz da rahatsız olduğum için olsa gerek odaklanarak izlemediğimi sonradan anlayabildim. Dikkatsiz izlediğimi UİD-DER mücadele örgütümüzden bir arkadaşımla konuştuktan sonra fark ettim. Arkadaşım izlerken çok duygulandığını ve gözlerinin yaşardığını söyledi. Arkadaşım öyle sıradan bir durumda duygulanıp gözleri yaşaracak biri değil. Sınıfımızın mücadelesi içerisinde sermaye sınıfına karşı kininin ve tutumunun pek sağlam olduğunu biliyorum. UİD-DER web sitemizde “Sarı Baret Biz İşçilerin Hikâyesidir” başlıklı yazıyı okudum. Orada belgeseli izlerken duygulandığını ve gözlerinin yaşardığını söylediği için Sarı Baret belgeselini yeniden ve odaklanarak bir kez daha izlediğimde gerçekten ilkinde dikkatsiz izlediğimi anladım.
Sarı Baret belgeselinde dile getirilenler, izleyen her insanın farkında bile olmadan gözlerini yaşartacak denli gerçek. Benim de gözlerimi yaşarttı. Çok zor ve tehlikeli işlerde çalıştım. Fakat hiç maden ocağına inmedim. Bu nedenle yerin yedi kat altından maden çıkartan maden işçisi sınıf kardeşlerimi onların kendileri gibi anlamam mümkün değil. Belgeselde madencilerin dile getirdiği gibi, her madene inişten önce eşin ve çocuklarınla vedalaşmak var işin içinde.
Sarı Baret belgeseli dediğim gibi baştan sona insanın zihnini ve yüreğini sarsacak denli etkileyici. Madencilerden eşlerine, çocuklarına ve sendikaları Bağımsız Maden İş’e tamamının emeği ve mücadelesini gösterdi bizlere Dayanışma TV. Beni en çok biri görmeyen ve diğeri yürüyemeyen iki madenciden birinin diğerine göz, ötekinin dayanak olması, kol kola yürümeleri etkiledi. Ne olursa olsun birbirilerine göz ve ayak olup dayanışıyorlar. Mücadeleyi bırakmıyorlar. Ben de bu şekilde mücadele ederken sakat kalmış bir işçiyim. Haklarımız için sendikal mücadele verirken, patronun kiralık katillerinin kurşunlarına hedef olmamak için fabrikanın dördüncü katından yan yana olduğum işçi arkadaşımla birlikte atlamıştık. Ben ayaklarımın üstüne düşmüştüm. Arkadaşım belinin üstüne düşmüştü. O zaman genç bir işçiydim. Arkadaşım da benim gibi genç bir işçiydi. Ben iki yıldan fazla bir zaman yatalak kalmıştım. Çok ağır iki ameliyat geçirmiştim. İki koltuk değneğiyle yürüyebildim aylarca. Arkadaşım sayısız ameliyat geçirmişti. Ama belden aşağısı felç olduğu için bir daha hiç o çevik ayaklarının üzerinde yürüme şansı olmadı.
İşte bu nedenle madende sakat kalmış ve bastonla yürüyen madenci arkadaşımı daha iyi anlayabiliyorum. Nasrettin Hocanın “ancak damdan düşen damdan düşenin halinden anlar” misalindeki gibi yani. Yıllar önce beden olarak yarım insan oldum. Ancak mücadelenin içinde olunca insan asla kendisini eksik, yarım hissetmiyor. Çünkü mücadele insanı her yönüyle değiştiriyor. Kendine ve sınıfına her zaman güveniyorsun. Bugün kenarda duran, yaşadığı sorunları yalnız kendisi yaşıyormuş gibi düşünen işçiler de mücadele eden işçilerle temas ettikten sonra değişiyorlar. Her örgütlü işçi gücü, enerjisi ve kapasitesi kadar emeğini katar mücadeleye. Mücadele örgütümüz UİD-DER çatısı altında buluşan yediden yetmişe herkes, emek vererek, insanı ancak mücadelenin değiştirip dönüştürdüğünü yaşayarak öğrendik. Hangi sektörde çalışırsak çalışalım, sağlam ya da bir yanımız eksik olsa da sınıf mücadelesinin bir köşesinden tutmak hem bizi mutlu ediyor hem de asla yalnız olmuyoruz. Örgütlü olmak, güçlü olmaktır. Mücadeleniz daim olsun madenciler. Sınıf mücadelesinin gözü ve dili olduğu için Dayanışma TV’nin de emeğine sağlık!
- Her Yer Bizim Düzenimiz Olsun Diye
- Neden Bu Kadar Stresliyiz?
- “Beni Bırak, Gözünü Bebekten Ayırma Sakın”
- Huzurlu Bir Yaşam İçin Mücadeleye…
- “Bizim Hayallerimizi, Sizin Geleceğinizi Çaldılar”
- Bizim Mahallenin Gençleri
- Kişisel Gelişim Zırvasına Kanma, Sınıf Mücadelesine Sarıl
- Sömürü Düzenini Uçurumdan Atmak İçin Örgütlenelim
- Hindistan’da 250 Milyon Dolarlık Düğün ve Yoksulluk
- Emek Sömürüsü Kapitalizmin Fıtratında Var
- Sahip Olduğunuz Servet Bizden Çaldıklarınızdır!
- “Sayende Sigortalı Çalıştım, Emekliliğime Az Kaldı”
- Bayramları Bayram Gibi Yaşamak İçin!
- Dünya Üzerinde Yaşayan Herkesin Evi Olmalı
- Onlar Yok Ediyor, Biz Yenisini Yapacağız!
- Suyun Lüksü Olur mu Hiç?
- “Senin Yolundan Gideceğim Amca”
- Her Günü Doğa ve İnsanlık Günü İlan Etmek İçin…
- “Kıpır Kıpırsın, Heyecanın Ne Güzel Ey Yolcu”
- “Bence, Sevgi Emektir”
Son Eklenenler
- Aralık ayında tüketici fiyatlarının yüzde 1’in biraz üzerinde yükseldiği, yıllık enflasyonunsa azalarak yüzde 44 civarında gerçekleştiği açıklandı. Bu oranlara bakarak enflasyonun hız kestiğine, ücret zamlarının “beklenen enflasyona” göre belirlenip...
- 2025 yılı için asgari ücret zammı, TÜİK’in sahte rakamlarıyla açıklanan enflasyon oranının dahi altında kalan yüzde 30 olarak belirlendi. Patronlar da işçilere bu sefalet zammını dayatıyor. Şubat ayıyla beraber zamlı ücretlerin açıklanması sonrası...
- İş kazaları ve iş cinayetleri dur durak bilmiyor. Sermeyenin aç gözlülüğü işçileri yaşamından ediyor. Balıkesir’de bulunan ZSR Patlayıcı üretim tesisinde, 24 Aralık 2024’te gerçekleşen patlamada 11 işçi yaşamını yitirdi. Patlama sonrasında Balıkesir...
- Maraş ve Hatay başta olmak üzere 11 şehirde çok büyük yıkım yaratan, yaklaşık yüz bin insanın hayatını kaybettiği, on binlerce insanın yaralandığı, milyonlarca insanın yaşamının derinden etkilendiği 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti....
- Siyasi iktidarın ekonomi politikalarının hedefi belli: Ekonomik yıkımın bedelini işçi ve emekçilere ödetmek, on milyonlarca işçinin, emekçinin, emeklinin açlığa talim etmesi pahasına sermayeyi dizginsizce büyütmeye devam etmek. Soygunun, talanın...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti. Aradan geçen zamanda depremlerin yarattığı yıkımın, ortaya saçılan yolsuzlukların, usulsüzlüklerin ve boş vermişliğin hesabı sorulmadı. Siyasi gelişmelerle, yaratılan yapay gündemlerle yaşanan felaketin...
- İzmir Büyükşehir Belediyesinde 158 işçinin ücretsiz izne çıkarılması üzerine DİSK/Genel-İş Sendikası İzmir 1, 2, 3 ve 9 No’lu Şubeleri 3 Şubatta direnişe başladı. Sosyal-İş Sendikasının örgütlendiği Turkcell Global Bilgi’nin Siirt Şubesinde 4 işçi...
- Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat depremlerinin 2’nci yılında Kadıköy İskelesi önünde anma programı düzenledi. 2 Şubatta düzenlenen anmada “Rant Uğruna Ölenlerin Hesabını Sormaya Geldik! Susmak İhanettir, Hesap Sormak Görevdir!” yazılı...
- Çalıştığım işyerinde 60 yaşlarında bir abiyle sohbet ediyorduk. “Ne zaman emekli olacaksın?” diye sordu. “60 yaşında emekli olacağım” dedim. “Ooo senin işin çok zor yahu, o yaşa kadar çalışılır mı?” dedi. “Ama sen de emeklisin, hâlâ çalışıyorsun”...
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...
- Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Kaynak Tekniği (Lincoln Electric) fabrikasında işçiler, 2024 Eylül ayından bu yana süren toplu sözleşme sürecinde, ücret ve sosyal haklarda anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktı. Sabah...
- Bazen gün ağarmadan, bir bardak çay bile içmeden, bir tabak yemek yemeden yeri geldiğinde hoş bir sohbeti yarıda bırakarak gözümüz sürekli saatte, servis bekleriz. Hastanede, okulda, düğünde, misafirlikte bile bir telaşımız oluyor, işyerinin...
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...