Buradasınız
Savaşa ve Krize Karşı Örgütlenelim, Mücadele Edelim!
2009’a kapitalizmin derinleşen ekonomik krizinin yanı sıra Filistin halkı üzerine yağdırılan bombalarla girdik. Filistin halkı Gazze’de katil İsrail devleti tarafından katlediliyor. Filistin halkı ağlıyor. Aç, ilaçsız, yaralı ve çaresiz… On yıllardır Filistin halkının üzerine yağmurdan çok bomba ve kurşun yağıyor. Şu ana kadar 1000’in üzerinde Filistinli öldü, binlercesi yaralandı. Katil İsrail devletinin çocuk, yaşlı, kadın demeden giriştiği katliamı dünya devletleri gözlerini kapatmış seyrediyorlar. “Özgürlük” ve “demokrasi”yi dilinden düşürmeyen, bu bahaneyle Afganistan ve Irak’ı yerle bir eden ABD emperyalizmi İsrail’i destekliyor! Emekçi kitlelere “barış” projesi olarak sunulan Avrupa Birliği, utanmadan İsrail’in savunma hakkından dem vuruyor! Arap devletlerinin başındaki despotik yönetimler koltuklarını korumak için ABD ile işbirliği yapıp İsrail’in gerçekleştirdiği katliama sessiz kalıyorlar.
Türkiye ise, bu haksız savaşı Ortadoğu’da bölgesel güç olmak için kullanıyor. Başbakan Erdoğan İsrail’e esip gürlüyor, ama Filistin halkının üzerine bomba yağdıran İsrail uçakları tatbikatlarını Konya ovasında yapıyorlar. Türkiye, ABD’den sonra İsrail’in en yakın müttefiki konumundadır. Türkiye ile İsrail arasında birçok askeri anlaşma var. Türkiye’nin egemenleri tam bir ikiyüzlülük içerisindedirler. İsrail’e karşı esip gürleyenler neden askeri anlaşmaları bozmuyorlar?
Tüm ezilen halklar gibi, Filistin halkının da gerçek dostu dünya işçi ve emekçi sınıflarıdır. Dünyanın her köşesinde işçi ve emekçi kitleler İsrail katliamına karşı tepkilerini ortaya koyuyorlar. Kendi hükümetlerine katliama engel olmaları için çağrıda bulunuyorlar. Bu haksız savaşın son bulması ve Filistin halkının özgürlüğe kavuşması için, dünya işçi sınıfının harekete geçmesi gerektiği açıktır. Sendikalar da dahil olmak üzere tüm işçi sınıfı örgütleri soruna sahip çıkmalıdır. Dünya ölçeğinde milyonlarca üyesi olan sendikalar, İsrail’i kınamaktan öteye adımlar atmalıdır.
Çürüyen kapitalist sömürü düzeni insanlığa her geçen gün yeni felâketler getiriyor. Savaş, kriz, açlık ve yoksulluk günlük hayatın bir parçası haline geldi. Dünya ölçeğinde krizden dolayı milyonlarca işçi işten atıldı. Tüm devlet olanaklarını kapitalistleri iflastan kurtarmak için kullanan egemenler, işçilerin yaşam koşullarını düzeltmek bir yana, onlardan toplanan fonları da patronlara peşkeş çekiyorlar.
Türkiye’de de her geçen gün kapının önüne konulan işçilerin sayısı artıyor, hak gaspları yaygınlaşıyor. Yeni yılla birlikte sermayenin işçi sınıfına dönük saldırıları daha da artacak. 2009 yılı bütçesini açıklayan Başbakan, “milletimiz kazanacaksa biz kaybetmeye hazırız” sözleriyle göz boyamaya çalışıyor. Bütçe tümüyle sermaye sınıfının çıkarlarına hizmet edecek bir şekilde hazırlanmıştır. Oysa bütçeyi oluşturan vergiler esas olarak işçi sınıfından kesilmektedir. Buna karşın, işçilerin çıkarına herhangi bir düzenleme yapılmamıştır ve yapılmamaktadır. Eğitim ve sağlık paralı hale getirilmiştir. Sudan elektriğe, doğalgazdan akaryakıta değin her şey aşırı zamlanmıştır. Tüm bunlar yetmezmiş gibi, AKP hükümeti IMF ile yeni bir anlaşma yapma hazırlığındadır. Alınacak paranın kapitalistlere aktarılacağı ise bir sır değildir. Ve elbette AKP, bu borcun geri ödenmesi için bir kez daha elini işçi sınıfının cebine atacaktır.
Tüm bunlara karşı, yani savaşın ve krizin getirdiği yıkımı durdurmak için örgütlenmeli ve mücadele etmeliyiz. Başka çaremiz olmadığı bir gerçektir. Dünyanın birçok köşesinden mücadele kıvılcımları çakılıyor. Komşumuz Yunanistan’da işçiler ve öğrenciler ayakta… Türkiye’de ise işten atılan işçilerin fabrika işgalleri ve direnişleriyle mücadele büyüyor. Krizin faturasını ödememek ve patronlara ödetmek için her işyerinde mücadeleye girişmeli ve mücadelelerimizi birleştirmeliyiz. İşçiler ancak örgütlüyseler güçlüdürler. Patronların saldırılarına karşı ortak bir mücadele vermeliyiz. Krizin geçici olduğunu düşünmek, “beni vurmaz” diye düşünmek saflık olur. Mücadeleden geri durmak demek, işten atılmayı, açlık ve sefalete itilmeyi kabul etmek demektir. Bunu kabul edecek miyiz?
Sınıf Dayanışmasını Büyütelim
Şimdi Mücadele Zamanı
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Ülkeyi Şirket Gibi Yönetmek…
- İşçilerin Birliği ve Dayanışması Güçlendikçe Umut da Büyür!
- İşçi Dayanışması 199. Sayı Çıktı!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Özgür Olmak Demek…
- Hangisi Daha Zor?
- Olur Kardeşim Olur!
- Yiyorlar, İçiyorlar Hesabı Bize Ödetiyorlar
- 2025, 2024’ten Daha mı İyi Olacak?
- Ters Yüz Edilen Gerçekler: Suç Ne? Suçlu Kim?
- Dünya İşçi Sınıfının Birliği Yolunda Mücadelemizi Büyütelim!
- İşçi Dayanışması 198. Sayı Çıktı!
- Artan Zenginliğin Arkasında Büyüyen Yoksulluğumuz
- Kaynakları Tüketen Kim?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
Son Eklenenler
- Türkiye’deki grev ve direnişlere her geçen gün yenileri eklenirken işçilerin mücadelesi dayanışmayla büyüyor. Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmelerinin özelleştirilmesine karşı işçilerin başlattığı direniş devam ediyor. Genel Maden İşçileri...
- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Gününde her yıl olduğu gibi bu yıl da emekçi kadınlar alanları doldurdu. Dünyanın dört bir yanında olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar onlarca kent ve ilçede protesto yürüyüşleri, nöbet eylemleri...
- Yunanistan’da 20 Kasımda pek çok sektörden on binlerce işçi genel greve çıktı. Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (GSEE) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (ADEDY) çağrısıyla gerçekleşen grevle birlikte 70 şehirde protesto...
- Ankara’dan UİD-DER’li işçiler olarak özelleştirmeye ve hak gasplarına karşı eyleme geçen Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmesi işçilerini eylem alanlarında ziyaret ettik. 20 Kasımda maden işçileri iş bırakarak direnişe başlamış, ardından...
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...