Buradasınız
Sen de Sömürüsüz Bir Dünya Fikrine Aç Kafanı
İstanbul’dan bir grup genç işçi
“Kimsenin girmediği yollara gir ve yürü; kimsenin düşünmediği fikirlere aç kafanı!”
Bu güzel söz 1968 yılının bahar ayında Paris’te bir duvarda yazıyormuş. Bizler İstanbul’da yaşayan genç işçileriz. Yakın zamanda UİD-DER’de izlediğimiz bir videoda ilk kez duyduk bu sözleri. İçinde yaşadığımız düzen bizlerin düşünme yeteneğini köreltmek üzerine kurulu. Günlük hayatın hayhuyu içinde ömürlerimiz tükeniyor. Bizler daha 20’li yaşlardayız. Çalıştığımız işyerlerimizde, çevremizde yani günlük hayatta karşılaştığımız sorunlar dağ gibi büyüyor. İş yükümüz gün geçtikçe artmasına rağmen maaşlarımız asgari ücretle sınırlı. İşyerinde doğru düzgün beslenemiyoruz, zaten kötü olan yemekler kriz gerekçesiyle daha da kötüleşmeye başladı. Ne yol ücretimiz var ne de servisimiz. Sürekli mobbinge maruz kalıyoruz. Bu sorunlara her gün bir yenisi ekleniyor. Birçok arkadaşımız şimdiden işsizlikle yüzleşmeye başladı. Geçim sıkıntısı, gelecek kaygısı bizim gibi gençleri çepeçevre sarmış durumda.
Bu sorunlar ortada dururken, gençlik, sorunlarının kaynağını aramak yerine kendini yoz bir yaşam tarzının rüzgârına kaptırıyor. Düşünmüyor, sorgulamıyor, sosyal medyaya hapsolarak kendi kabuğuna çekiliyor. Biz UİD-DER’e geldiğimizde duyduğumuz fikirlerle açıkçası sarsıldık, hayatımızda koca bir boşluk olduğunu fark ettik. Dahası oradaki kardeşlik ve dayanışma duygusu bizi kendimize getirdi. Üzerimizdeki umutsuzluk ve bıkkınlık hissi bu atmosferde bir anda uçup gitti ve bu hislerin yerini umut, güven ve enerji aldı. Daha nasıl anlatılır, bilemiyoruz.
Aslında bizler gençler olarak tarihte olduğu gibi bugün de dünyayı değiştirecek potansiyelde olduğumuzu öğrendik. UİD-DER çatısı altında öğrendiğimiz gerçekler bizlere ne yapmamız gerektiğini, olaylara nasıl bakmamız gerektiğini gösterdi. Arkadaşlarımızın okuduğu bir şiir çok net soruyordu: “Tek başına paçayı kurtarmaya çalışanlardan mısın? Yoksa zulme karşı bayrak açanlardan mısın?” diye. Biz UİD-DER’de fark ettik ki, bu zamana kadar sanki mümkünmüş gibi, tek başımıza paçayı kurtarma hayalleri kuranlardanmışız. Ama şimdi zulme karşı bayrak açmak istiyoruz. Artık UİD-DER’li genç işçiler olarak diyoruz ki; Biz yeni yollara girmeyi ve yeni fikirlere kafamızı açmayı canı gönülden istiyoruz. Bundan sonra bizlere aktarılan deneyimler cebimizde taşıdığımız bir bilgi olarak değil boynumuza astığımız bir görev olarak hayatımızda yer alacaktır!
Yukarıdaki duvar yazısına gelirsek; o sözlerin nasıl bir süreçte yazıldığını, o dönemde dünyada ve Türkiye’de nasıl mücadeleler verildiğini merak edenler UİD-DER’in kapısını çalmalılar. Hepinizi dayanışma ve kardeşlik duygusuyla selamlıyoruz!
- Okuyan Bir İşçi Soruyor
- Uyanmak İstiyoruz Güzel Bir Sabaha
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Greve Hazırlanırken Sohbetler
- Fırtınalar Yaratan Kelebekler!
- Sömürü Çarklarında Kaybolan Genç Yaşamlar
- MESEM: “Genç Eller” Üretiyor, Patronlar Sömürüyor!
- Sorunlarımız Ortak, Peki Ya Mücadelemiz?
- “Aman Çocuğum Sağa Sola Bulaşma” mı?
- “Enflasyon Canavarı”nı Üzerimize Salan Kim?
- Bir İlmek de MESEM Çıraklarından
- KYK Yurtlarında Ölmek İstemiyoruz!
- Bu Düzeni Yıkmak Boynumuzun Borcu
- Arel Üniversitesi Öğrencileri Servis Ücretine Neden İtiraz Ediyor?
- Aileler İstemese de Gençler Sorunları Görüyor
- Bizim Onlara İhtiyacımız Yok!
- “Bütün Suç Masadakilerin!”
- “Bizim Hayatımızda Şakaya Yer Var mı?”
- UİD-DER’de Bilinçlenelim, Haksızlığa Karşı Birleşelim
Son Eklenenler
- Siyasi iktidar ve sermaye sınıfı yasa kural tanımadan işçilerin haklarını gasp ediyor. Bu saldırılara işçilerin cevabı ise mücadele etmek, boyun eğmemek oluyor. 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta Manisa Turgutlu’da yürüyüş ve basın...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER’in, “Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” şiarıyla düzenlediği etkinlikler dizisi İstanbul Avrupa Yakası ve Mersin’deki etkinliklerle son buldu.
- Kocaeli İSİG Meclisi ve Eğitim-Sen 1 No’lu Şube, MESEM aracılığıyla öğrencilerin sermaye için çocuk işçi yapılmasına karşı 16 Martta basın açıklaması düzenledi.
- Patronlar iş barışını “patronla işçi arasında uyum, saygı ve güven ortamı” olarak tanımlıyorlar. Peki, patronun işçiyi sömürmesi üzerine kurulu bir sistemde saygıdan, barıştan söz edebilir miyiz? İş barışı söylemini dillerinden düşürmeyen patronlar...
- Malum, Şubat ayını geride bırakıp baharın gelişini müjdeleyen Mart ayına girdik. Fakat içimiz bahar sevinciyle dolmak bir yana daha da kararıyor. Ama bunun tek nedeni hava değil. Atalarımız “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” demişler....
- Ücretlerimizin yükseltilmesini talep ettiğimiz her dönemde, biz işçilere “açgözlü”, “nankör” yaftası yapıştırılır. İktidar sahiplerinden tutun da, daha fazla kâr etmek için hayatlarımızı cehenneme çeviren patronlara kadar sermaye sınıfının zihniyeti...
- İşçilerin pek çok sektörde hak gasplarına karşı verdikleri mücadeleler sürüyor. Antep’te bulunan Sayın Tekstil fabrikasında 200’ü aşkın işçinin ek zam talebiyle 9 Martta başlattığı iş bırakma eylemi devam ediyor. 14 Martta sendikaları BİRTEK-SEN’le...
- Toplumun ezenler ve ezilenler olarak ikiye bölündüğü bir sistemde gerçek adalet ve barış olamaz. Ama gerçek adaleti ve barışı isteyenler olur ve onlar ezilen sınıflardır, kadın erkek işçiler ve emekçilerdir. Dünden bugüne Fransa’dan Türkiye’ye...
- Hepimizin bildiği üzere kısa bir süre önce 2023-2025 MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi grev aşamasında son buldu. Birden çok fabrikada MESS’e bağlı olsun veya olmasın hareketli süreçler yaşandı. Çünkü alınacak ücret başka fabrikadaki işçilerin alacağı...
- Pek çok işçi kardeşimiz grev ve direnişlerde “biz ekmeğimizin peşindeyiz” derler. Bununla ekmeklerini korumak dışında bir amaçları olmadığını anlatmaya çalışırlar. Fakat kısa zamanda ekmeklerini koruyabilmek için sendikaya üye olma, grev, gösteri,...
- TÜİK’e göre Türkiye’de göreli yoksullaşma da azalıyormuş! Ülkedeki ortalama gelirin yüzde 50’si yoksulluk sınırı olarak kabul edildiğinde 2013 yılında göreli yoksulluk oranı yüzde 15 iken 2023 yılında yüzde 13,9’a düşmüş. Pek çok uzman Cumhuriyet...
- Erzincan İliç’te bulunan siyanürlü altın madeninde meydana gelen faciada 9 madenci kardeşimiz hâlâ göçük altında. Siyanürlü liç yığınının çökmesinin ardından siyanürün yanı sıra çeşitli ağır metaller de suya ve toprağa karıştı. Madenin sahibi yerli-...
- Çalıştığım işyerinde Tuncay isimli bir arkadaşımız var. Tuncay eşinden ayrılmış, çok şeker bir oğlu var, hayatta belki de tek tutunacağı dal o kalmış. Gözlerinde “şişe dibi” diye tabir edilen bir gözlük, ayağının biri topal, iki kulağında da işitme...