Buradasınız
Sen Utanma, Utanması Gereken Onlar!
Esenyurt’tan genç bir öğrenci
Geçenlerde sosyal medyada bir paylaşım gördüm. Paylaşımda belediyede temizlik işçisi olarak çalışan bir ağabey ve kızı var. Emekçi ağabey, bu sistemin yarattığı hislerle yaptığı işten utanarak, kızına, arkadaşlarına babasının bir temizlikçi olduğunu söylememesini tembihliyor. Fakat kızı bunda utanılacak bir şey olmadığını belirterek üzerinde iş kıyafetleri olan babasıyla birlikte çektikleri fotoğraflarını sosyal medyada paylaşıyor. Altına da şu ifadeleri ekliyor: “Bu benim babam, temizlikçi olarak çalışıyor, babamla gurur duyuyorum. Büyük kızının büyük babası.”
Zamanında bu ağabeyimiz gibi benim babam da aynı işte çalışıyordu. Peki, babam, ben ve ailemiz bundan utandık mı? Asla. Aksine bu paylaşımı yapan kardeşimiz gibi gurur duydum onunla. Bu durumdan utanmıyordum, yoksul olduğumuzdan utanmadığım gibi. Çünkü babam, bizleri sömürerek var olan bir avuç azınlık gibi hırsızlık yapmıyordu, alın teriyle çalışıp ekmeğini kazanıyordu. Üstelik babam işyerinde yaşadığı sorunlara, haksızlıklara karşı mücadele yolunu seçmişti. Sendikalı olmakla kalmamış mücadelesini bir adım öteye taşıyarak UİD-DER’li bir işçi olmuştu. Ben de onunla aynı yolu seçerek UİD-DER’li bir babanın UİD-DER’li kızı oldum!
Ne yazık ki gerçeklerin farkında olmayan kimi insanlar bu durumdan utanıyor. Benim çevremde de var böyle insanlar. Onlara neden utandıklarını sorduğumda belli başlı cevaplar alıyorum. “Ne bileyim, aşağılanırım diye korkuyorum…” gibi. Bunun böyle olmadığını asıl utanması gerekenlerin bizim değil karşımızdaki güruhun olması gerektiğini söylüyorum her seferinde. Çünkü o güruh, bunca insanın emeğini hiçe sayıp onu çalarak zenginliklerine zenginlik katıyorlar. Onlara nasıl bu kadar “başarılı” oldukları sorulacak olsa “çok çalışıyorum, çalışmadan hiçbir şey olmaz” cevabını veriyorlar utanmadan. Zengin olmanın yolu çok çalışmaksa uzun saatler boyunca çalışarak, üstüne fazla mesailere kalarak ömürlerini tüketen annelerimiz babalarımız nerede yanlış yapıyorlar öyleyse? Hem işçileri, emekçileri hak ettiklerinden daha düşük ücretlere mahkûm ederek yoksul olmalarına neden oluyorlar, hem de yoksul olmak ayıpmış gibi bir algı yaratıyorlar. Yine söylüyorum ve bu düzen yıkılıp insanlar böyle düşünmemeye başlayana kadar hep söyleyeceğim: Utanması gereken bizler değiliz, onlar!
- Dünya Üzerinde Yaşayan Herkesin Evi Olmalı
- Onlar Yok Ediyor, Biz Yenisini Yapacağız!
- Suyun Lüksü Olur mu Hiç?
- “Senin Yolundan Gideceğim Amca”
- Her Günü Doğa ve İnsanlık Günü İlan Etmek İçin…
- “Kıpır Kıpırsın, Heyecanın Ne Güzel Ey Yolcu”
- “Bence, Sevgi Emektir”
- Ah, Cemal Ah!
- Bir Fotoğraf Karesinin Hissettirdikleri
- Davulun Sesi Uzaktan Hoş Gelir
- İstanbul’da Yaşam: Deniz Kıyısında Deniz Görememek!
- Bruno’nun Fikri, Benim Fikrim, Senin Fikrin…
- Yüzüncü Maymun Teorisi
- Bir Otobüs, İki Kuşak ve İşçi Sınıfı
- “Hey” Diyen ve UİD-DER Saflarında Büyüyen Çocuklarımız
- Butimar, Sen Safi Bir Kuş musun?
- Her Şeyin Bizim Ellerimizde Olması İçin!
- “Değişmeyen Tek Şey Değişimin Kendisidir”
- “Dert Bizde, Derman Ellerimizdedir”
- “Nehir, Nehir, Çocuğumu Geri Verin!”
Son Eklenenler
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...
- Yunanistan’da en büyük işçi sendikası olan Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (GSEE) çağrısıyla artan hayat pahalılığını protesto etmek amacıyla bir günlük genel grev gerçekleştirildi. 16 Nisan’da yüzbinlerce işçi ve emekçi başta Atina...
- Ben Mersin’den, sendikasız bir fabrikada çalışan metal işçisiyim. Yaşamımı devam ettirebilmek için ben de sizler gibi çalışmak zorundayım. Çalıştığım fabrikada birçok sorunla karşı karşıyayız. Bu sorunlar Türkiye’de işçilerin genelinin yaşadığı...
- Türkiye’nin her yerinde pıtrak gibi çoğalan özel okullar, bir süredir ülke gündemine pek çok sorunla birlikte yerleşmiş durumda. 22 yıldır sanayi şehri Bursa’da çalışan bir özel okul öğretmeniyle sektördeki sorunlar üzerine gerçekleştirdiğimiz...
- 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Grevlerini sürdüren Lezita işçileri patronun grev kırıcılığına karşı da mücadele ediyor. 18 Martta Ankara’ya yürüyüş başlatan Agrobay işçileri, 21 Martta...
- İktidarın desteğini arkasına alan patronlar işçilerin haklarına pervasızca saldırıyor, işçiler mücadele ediyor. Adıyaman Besni’de Mega Polietilen fabrikasında ücret gaspına karşı başlayan direniş sonuç verdi, işçilerin 2 aylık ücretleri yatırıldı....
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...