Buradasınız
Sokağa Çıkma Yasağı ve Starlink Havadisi
Sefaköy’den bir işçi

Küçücük bir serçe gagasını kurumuş sokak musluğunun ağzına sürtüyordu. Musluğun son damlasının bıraktığı lekenin içinde bir miktar tuz vardı. Kuş tuzun dilinde bıraktığı acıyla kafasını yukarı kaldırdı. Koyu yeşil yaprakların arasından güneşin parlattığı bulutlar ve mavi gökyüzü ile sessizce bakıştılar. Sabah güneşinin ısıttığı yaprağın üzerindeki şebnemler birleşip yere doğru hareketlenince havalandı kuş. Damla yerdeki çimlere düşmeden kuşun midesine indi. Aynı anda birden fazla noktada ötüşmeler başladı. Belli ki yalnız değildi. Üstelik her baharda buralarda, tam da bu sokakta olmayı çok seviyorlardı.
Güneşli bir bahar sabahındaydık. Sokağa çıkma yasağı vardı. Dışarıda iki kedi çığlık çığlığa... Tüm sokak uyuyor. Korona salgını ile korkutulmuş insanlar oldukça sessizler... İki kedi ve birkaç saksağan sokağın sahipleri gibi boş boş turluyorlardı. Sessizliğe alışık olmayan birkaç ihtiyar da küçücük balkonlarından sokağa bakıyorlardı. Şaşırmış gözleri kendini metrelerce uzaktan belli ediyordu. Zemin kattaki dairelerden birinin aralıklı penceresinden oldukça etkileyici bir ses, önce dışarıya oradan da benim açık penceremden mutfağıma giriyordu.
Heyecan tonlamalarıyla dolu bir sesti bu. Adamın her vurgusu tonlarca adrenalin değerindeydi. Adeta heyecan sosuna bulanmıştı. Sözcükleri özenle seçilmişti. Komşumuzun sürekli çalışan televizyonu yine davetsizce girmişti içeri. Anlatıcı kendince harika olan bir projeden bahsediyordu; “Starlink projesi” Gökyüzüne 42 bin uydu gönderilecekmiş. Son zamanlarda akşamları gökyüzünde tren vagonları gibi sıralanmış ışık kaynakları görebilirmişiz. Adam derin bir sesle; “sakın korkmayın” diyordu. Onlar uzaylı değil, Elon Musk’ın biz insanlığa armağanıymış! İnsanların daha sağlıklı ve hızlı iletişim kurabilmesi için geliştirilmiş bir uydular ağı projesiymiş, yani televizyon öyle diyor. Milyon dolarlar değerindeki bu proje sayesinde iletişim hızı artacak ve internet maliyetleri düşecekmiş. Üstelik bu uyduları eğer isterlerse ülkelerin silahlı kuvvetleri de kullanabilecekmiş. Elon Musk’ın bu projesinden cesaret alan dünyanın en zengin adamı, Amazon denilen alışveriş sitesinin sahibi Jeff Bezos da havaya uydu göndermeye başlamış. Üstelik rekabet iyi bir şey olduğu için bu güzel bir habermiş! Anlatıcının müjde tonlu sesi aniden kesildi.
Şimdi camıma vuran ses çeşitli markaların reklamlarıydı. Bu davetsiz misafirden öğrendiklerim daha önceleri beni oldukça fazla heyecanlandırabilirdi. Ama yaklaşık 20 gündür işsiz olan benim için bu adamın sesi de aktardıklarının içeriği de düşük dozdaydı. Oysa gün içerisinde arayacağından emin olduğum ev sahibimin sesi de aktardıklarının içeriği de ailemin çokça şahit olduğu üzere benim için oldukça yüksek dozda adrenalin içeriyordu. Bu ay ancak yarım kira ödeyebildim. Ev sahibi parasını istiyor, “istersen çık evimden” diyordu.
Kafamda deli sorular, kızgınım. Duvarları rutubet kokan odamda volta atıyorum. Evimin bu soğuk, nemli duvarları da duymuş mudur acaba çağın proje müjdesini? Uydular sayesinde iletişim hızı arttığında ev sahibim beni ararken daha mı az bekleyecek telefonda? Hızlıca küfrü basıp işine mi dönecek? Bankaların kredi borçlarım yüzünden bana yolladığı sms’ler daha mı hızlı acıtacak canımı? Peki ya ordular mevzusunu ne yapmalı? Bu ordular mevcut teknolojinin neyini hayrımıza kullandılar? İyiden iyiye öfkelenmiştim televizyondan yükselen sese de o sesin geçek sahibine de… Pencereyi örttüm. Telefonuma indirdiğim İşçi Dayanışması gazetesinin 145. sayısını okumaya koyuldum. Ve bu güneşli Pazar sabahı bir kez daha kararımı verdim. İşçi ve emekçilerin sömürüldüğü, aptal yerine konduğu kapitalizmi yok etmeliyiz. Yerine tüm teknolojileri insanlığın yararına kullanacak bir sistem inşa etmeliyiz. Bu fikrimi birilerine anlatmalıydım. Sokağa çıkma yasağı olabilir ama komşuya gitme yasağı henüz getirilmedi. Haydi başlayalım.
- Gevrek “Susamlı Tavuk”
- Koronavirüs Sınıf Ayrımı Yapmıyor mu?
- Salgında İşçi Sağlığı Hiçe Sayılıyor!
- Patrondan Covid-19 Önlemleri
- Koronavirüsle Geçirdiğimiz 9 Ayın Bilançosu
- Maskeye Emanet Edilmiş İşçi Sağlığı ve İşten Atmaların Yeni Bahanesi Maske
- Patronlar Koronavirüsü Tepe Tepe Kullanırken Asıl Faturayı Biz İşçiler Ödüyoruz
- Şantiyede Sözde Korona Önlemleri
- Hayat Eve Sığar mı?
- İşçi Sınıfıdır Bizim Asıl Ailemiz
- Bakan’a mı İnanalım Yaşadıklarımıza mı?
- Adımız Koronalıya Çıktı!
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Sözde Pandemi Önlemleri ve Küresel Açlık
- “Hijyene Dikkat Edin Ama Fazla Su, Sabun, Peçete Harcamayın”
- “Yeni Normal” Koşullarında Öğrencilerin Sınav Maratonu
- Gebzeli İşçiler Koronavirüsün İşçiler Üzerindeki Etkilerini Anlatıyor
- Gebzeli İşçiler Yeni Normali Değerlendiriyor
- Koronavirüsle Yaşamayı Öğrenmeli miyiz?
- Yağlı Ekmekleri Ballandı!
Son Eklenenler
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/
- Adana ve Mersin’de faaliyet gösteren Toros Tarım tesislerinde Petrol-İş Sendikasında örgütlü 213 işçi, 21 Mayıs sabahı greve çıktı. UİD-DER’li işçiler olarak grevin 5. gününde Mersin’deki fabrikanın önünde grevci işçilere dayanışma ziyaretinde...
- Nakba’nın 77. yılında dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçiler, Filistin halkına yapılan zulmü protesto ediyor, şehir meydanlarında kitlesel gösteriler düzenliyor. Dünya genelinde yüzbinlerce işçi ve emekçi, 77 sene önce Filistin halkının...
- Adana ve Mersin’de faaliyet gösteren Toros Tarım tesislerinde çalışan 213 işçi 21 Mayıs sabahı greve çıktı. Kocaeli Dilovası OSB ve İzmir Çiğli’de üretim yapan DYO Boya fabrikalarında eş zamanlı grev başladı.
- Karabağlar, İzmir’de ikamet ettiğim ilçedir. Mahallelerinin büyük çoğunluğunda işçi ve emekçiler yaşar. Küçük bir kesimse tuzu kuru, küçük burjuvalardan oluşur. Belediye bu zengin semtlere gösterişli hizmetler sunarken, yoksul mahalleler hep ikinci...
- Grevdeki Temel Conta işçileri 22 Mayısta fabrika önünde kitlesel basın açıklaması gerçekleştirerek işverenin grev kırıcı uygulamalarını ve saldırgan tutumunu protesto etti. Eyleme Türk-İş’e bağlı sendikalar, KESK İzmir Şubeler Platformu, Genel-İş...
- Küçük bir işçi çocuğu. Elinde, üstünde “Kreşe Gidemediğim İçin Greve Geliyorum” yazan kartonuyla poz vermiş. Muhtemelen annesi tarafından grev yerine getirilmiş. En küçük olmanın verdiği şirinlikle bütün işçilerin göz bebeği olmuş. Kreşte...