Buradasınız
Tarihi Yazan ve Yaşatanlara Selam Olsun!
Esenyurt’tan bir grup işçi
Türkiye işçi sınıfı tarihinde aşılmayan bir eşik olan 15-16 Haziran büyük işçi direnişinin yarım asırlık tarihi bugünün işçilerine yol göstermeye devam ediyor. 1960’lı yıllardan başlayarak güçlenen sınıf mücadelesi ilk ateşi Kavel’de yakmıştı. Kavel’de yakılan mücadele ateşi 15-16 Haziran büyük işçi direnişine giden yolun taşlarını döşemişti. O tarihte Türkiye’de sınıf mücadelesi büyüyerek ve güçlenerek burjuvaziye korku salmaya başlamıştı.
Grevler ve direnişler işçi sınıfı için birer okul olmuştu, mücadele ettikçe üretimden gelen güçlerini kullanıyorlardı. Yüreklerinde artık korkuya yer yoktu, mücadele etmenin ve birlik olmanın hazzını yaşıyorlardı. Artık korkma sırası burjuvaziye gelmişti. İşçi sınıfının mücadelesinden korkan burjuvazi dönemin hükümetiyle kol kola girerek işçi sınıfının mücadele örgütü olan DİSK’i kapatmak için harekete geçmişti. Alınan bu karar başta DİSK’li işçiler almak üzere tüm işçi sınıfının öfkesini daha da çok biledi. Bunun üzerine DİSK genel grev kararı aldı. Ama fabrikada çalışan işçiler o günü beklemeden 15 Haziran sabahı Kocaali’den Gebze’den İstanbul’a doğru yürümeye başladılar. Fabrikalardan çıkan işçiler DİSK binasına doğru yürüyüşe geçmişti. Önlerine çıkan barikatları tek tek aşıyorlardı. Bunu duyan patronlar sınıfı İstanbul’u terk etmeye başlamışlardı. Korku yüreklerini sarmış kaçacak delik arıyorlardı. İstanbul işçilerin olmuştu. İşçiler tarih yazıyordu kadınıyla erkeğiyle, dişleriyle tırnaklarıyla direniyorlardı. 15-16 Haziran direnişi patronlar sınıfı ve onların hükümetine geri adım attırmıştı. İşte bu şanlı tarih bugünün işçi kuşaklarına da yol göstermeye devam ediyor.
Burjuvazi 1980 askeri darbesiyle mücadele tarihinin bizlere ulaşmasının önünü kesmeye çalıştı. Ama ne yaparlarsa yapsınlar dünden bugüne mücadele bayrağını taşıyanlar olmuştur ve olmaya devam edecektir. İşte bu şanlı tarihe sahip çıkan ve bugünün işçi kuşaklarına geçmişin mücadele deneyimlerini aktaran UİD-DER de 15-16 Haziran tarihinde kurulmuş, Türkiye ve dünya işçi sınıfına “bu kavgada biz de varız, bu kavga bizim kavgamızdır” demiştir. Selam olsun 15-16 Haziranları yaratanlara, selam olsun 15-16 Haziran ruhunu yaşatan UİD-DER’e!
Onaltı haziran genel direniş
Burjuvaziye, tüm sömürüye
Nasırlı ellerin yumruğu bugün!
- Dün Ayağa Kalkmışlardı, Peki Ya Bugün?
- 15-16 Haziranı Yaratanlara ve Onun Ruhunu Yaşatanlara Selam!
- UİD-DER Saflarında Olmak
- Sendikası İçin Mücadele Edenler
- UİD-DER’le 15-16 Haziran’ı Biz de Yaşadık
- Dün de, Bugün de Emekçi Kadınlar Mücadelede Önde!
- Mücadele Ateşini Harlayan UİD-DER’e Selam Olsun!
- Dev Gövdesiyle Yürüyor Haziranda
- Metal İşçileri: “Tarihe Başka Bir Gözle Baktık”
- Bu Tarih, Bizim Tarihimiz
- Sınıf Tarihimizin Yolunda, UİD-DER ’in Rehberliğinde Yürüyoruz
- Geleceğe Köprü Olmaya Borçluyuz!
- Okurlarımızdan Yayın Akışımıza Yönelik Mesajlar
- Gururlandık, Onurlandık ve İçimiz Umutla Doldu
- Akın Akın Yürüyor İnsan Seli
- Mücadele Tohumlarını Yeşertenlere Selam Olsun!
- Tarihi Yazan ve Yaşatanlara Selam Olsun!
- Gücümüz Birliğimizden Gelir!
- Köklerimiz Derindedir
Son Eklenenler
- Emekçi kadınlar olarak hayatın her alanında çeşitli sorunlarla karşılaşıyoruz. Bu sistem bizi sokakta katledip, savaşlarda öldürüyor. Emeğimiz yok sayılıp hayatımız değersizleştiriliyor. Bizler işçi sınıfının kadınlarıyız, ellerimizdeki hünerle...
- Biz işçilerin yaşadığı sıkıntılar, zorluklar gün geçtikçe artıyor. Aldığımız ücretler açlık sınırına denk durumda. Üstelik ücretlerimizin enflasyon karşısında erimesi belimizi iyice büküyor. Çalıştığımız işyerlerinde, fabrikalarda çalışma...
- Her geçen gün yoksullaşan, hayat pahalılığıyla beli bükülen işçiler olarak vergi rekortmeni olmamız pek mümkün görünmeyebilir. Ancak gerçek bu. Milyarlarca dolarlık servetlere sahip patronlar servetleriyle kıyaslayınca tabiri yerindeyse bir kuruş...
- Bizler, Avcılar’dan genç işçi ve öğrencileriz. Kimimiz fabrikalarda saatlerce çalışıyor, kimimiz ise okul sıralarında dirsek çürütüyor. Hepimiz işçi çocuklarıyız ve bizi birleştiren, bir araya getiren ortak sorunlara sahibiz. Çünkü içinde...
- 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı ve biz emekçi kadınlar böylesine anlamlı bir güne hep birlikte hazırlanmak üzere yan yana geldik. Sınıfımızın birlik, dayanışma ve mücadele günü için UİD-DER’de birleştik. Hep birlikte coşkulandık, umutla dolduk. 1...
- Bir haykırış duyuldu derinden/ Sanırsın dağlar kalktı yerinden/ Mahalleden, fabrika köşelerinden/ Ayağa kalktı yürüyor işçi/ Yürüyor işçi, yürüyor işçi!
- Her işçinin hayalidir bir gün emekli olmak, hayatının kalan kısmında çalışmadan mutlu mesut yaşamak ve kendini güvende hissetmek… Bunun için sigortalı bir işte çalışmaya, SGK primlerimizin gerçek ücretimiz üzerinden ödenmesine dikkat ederiz. İşe ilk...
- Geçenlerde manava yolum düştü, eve bir iki parça şey alayım diye uğradım. Alışveriş bitti, tam para ödeme esnasında 17 yaşlarında bir genç gelerek kasadaki kişinin kulağına bir şeyler fısıldadı. O ise kafasını sallayarak “tamam tamam al” dedi. Genç...
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...