Buradasınız
Taş mı Yiyeceğiz?
Hadımköy’den bir işçi
Son zamanlarda dolar yükseldikçe her şeye zam geldi. Zamlar arttıkça kendi emeği ile yaşamını sürdüren milyonlarca işçi için zor günler de kapıyı çalıyor artık yüksek sesle. Ekonomik kriz işyerlerinde kendini açıktan göstermeye başladı. Hemen her işyerinde, aynı klişe konuşmalar yapılmaya başladı: “Arkadaşlar, biliyorsunuz ekonomik olarak kötü bir süreçten geçiyoruz. Bu nedenle herkesin fedakârlık göstermesi gerek. Herkes taşın altına elini koymalı…” Bizim işyerinde de işçilerden fedakârlık istediler. İlk önce tasarruf adı altında tuvaletlere konan el kurulama kâğıtlarını kaldırdılar. Sonra zorunlu olarak ücretsiz izne çıkardılar. İşten çıkarmaların sinyallerini verdiler. Yüksek sesle çok konuşulmasa da işçi arkadaşlar her an işsiz kalma tehdidi ile karşı karşıya olduklarının farkındalar.
Zamlar arttıkça işçilerden sesler gelmeye, şikâyetler artmaya başladı. İşyerinde iki işçi arasında yaşanan bir sohbet aynen şöyleydi;
- Elektrik ve doğalgaza yine zam gelmiş. Daha yeni yapmışlardı. Bu kadar da olmaz ki!
- Kullanma!
- Bir koli yumurta 19 lira olmuş. Yumurta da mı yurt dışından geliyor?
- Pahalı diyorsan alma kardeşim.
- Bir çuval un 95 lira iken 175 lira olmuş. Fırıncılar ekmeğe de zam yaptılar.
- Yeme!
- Onu alma bunu alma, onu yeme bunu yeme! Biz ne yiyeceğiz? Taş mı yiyeceğiz?
Aslında bizden istenen fedakârlık krizin faturasını sessiz sedasız kabullenmemiz. Zamlar karşısında aldığımız ücretler zaten ayın sonunu getirmemize yetmezken şimdi daha fazla fedakârlık yapmamızı istiyorlar. Ortada kocaman bir taş var ve patronlar diyor ki; “bu taşı buraya biz koyduk fakat siz kaldırmalısınız”. İşçiler arasındaki yapay kutuplaşma siyasi iktidarın işine geliyor. Bu nedenle krizin faturasını biz işçi ve emekçilere ödetebiliyorlar. Kriz derinleştikçe işten atmaların, düşük ücretlerle uzun saatler çalışmaların artacağı gün gibi ortada. Zamlar karşısında ücretler düştükçe işçilerin, emekçilerin yaşam standartları da düşecek. Açlığa, yoksulluğa sürüklenen biz işçiler, sınıf bilinciyle hareket etmediğimiz müddetçe yaratılan yapay kutuplaşma nedeniyle krizin faturasını ödemek zorunda kalacağız.
Neden biz işçiler fedakârlık yapalım? Patronlar kasalarını doldururken bizimle paylaşmıyorlardı, şimdi onların sisteminde çark bozulunca niye biz tamir edelim? Asıl fedakârlık göstermesi gereken patronlar değil mi? Patronlar ve onların temsilcileri lüks içinde yüzerken biz işçiler taş mı yiyeceğiz? Krizin faturasını ödememek için işçiler olarak birlikte hareket etmeli, sınıf bilinciyle donanmalı, patronlar sınıfı ve onların siyasi temsilcileri karşısında birlik olmalıyız.
KRİZİN FATURASI PATRONLARA!
İSTEMEM
Dolar ve Odadaki İnek ile Tavuk
- Ekonomik Sorunların Kaynağı Bulundu: İşçi ve Emekçiler!
- Vergiler Patronlardan Kesilsin!
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- Bakandan Dâhiyane Buluş: Kış Tatili!
- Bizim Yoksulluğumuz, Onların Yalanları Büyüyor
- Nasıl Küçüldük, Kimi Büyüttük?
- Bir İşçi Çocuğunun Gözünden Hayat Pahalılığı
- “2023’ü Beklerken” Neler Oldu?
- Zamlardan Haberi Olmayanlar da Var!
- Enflasyonu Asgari Ücret Zammı mı Arttırıyor?
- Büyüdüğümüzü Hissedebiliyor musunuz?
- Evsiz Kalmak mı Mücadele Etmek mi?
- Ekmeğimizi Büyütmek İçin!
- Haklı Olan Biziz!
- İktidarın Enflasyon Masalı
- Yağa Neden Zincir Vuruluyor?
- Yüksek Elektrik Faturalarına Tepkiler Sokaklara Taştı
- İşten Çıkarma Yasağı Sona Erdi, Saldırılar Başladı!
- Doların Yükselmesi Bizi İlgilendirmez mi Dediniz?
- Maaşlar Eriyor: Bu düzen Değişmeli!
Son Eklenenler
- Sarayları süsleyen altın, sultanların ve soyluların yaşamında zenginliğin en önemli ölçüsü olmuştur. Fakat bu zenginliği üreten zamanın köleleri ve günümüzün işçileri için bu maden her zaman acı, gözyaşı ve ölüm getirmiştir. Altın madenlerinde...
- Çalıştığım işyerinde uzun yıllardır çalışan ve EYT yasası çıktıktan sonra SGK’ya başvurup emekli olanlar var. Malûm, emeklilik maaşı iktidar eliyle kuşa çevrildi. Bizim patron da sayıları azımsanmayacak kadar çok olduğu için EYT’li işçileri bir an...
- DİSK, 3 Mayısta Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Ankara’daki merkez binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Burada konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, TÜİK’in enflasyon sepetindeki maddelerin fiyat listesini 2 yıla yakın bir...
- Geçenlerde yeğenimle sohbet ederken “kolajenlerin içerisinde en kalitelisi hangisi bilgin var mı?” diye sordu. Ben de doğal olarak “bir sağlık sorunun mu var, neden kolajen kullanma gereği duyuyorsun?” diye sordum. O da yarı utanarak “hep güzel...
- Dünya genelinde yoksulluk ve baskılar büyüyor, emperyalist savaşın alevleri gün geçtikçe yayılıyor. Kapitalist sömürü düzeninin yarattığı sorunlar, krizler derinleşiyor. İşçi sınıfı ise kapitalist sömürüye karşı mücadele etmekten, birlik olup...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında yüzbinlerce işçi ve emekçi alanlara çıktı, ekonomik yıkımın bedelini ödemek istemediklerini haykırdı. Sendikaların ve demokratik kitle...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...