Buradasınız
Tatili Bile Çok Görüyorlar Bize
İstanbul/Esenyurt’tan bir metal işçisi
Yaz aylarında havaların bir anda ısınmasıyla birlikte işyerleri adeta fırın gibi oldu. Gün içerisinde işçilerin sırtındaki ter birkaç kez kuruyor. İşte bu koşullarda her şeye rağmen Ramazan ve Kurban Bayramı tatilleri biz işçiler için bir can simidi oldu. İşçi arkadaşlarımız bu birkaç gün içerisinde nefes alma, eşini dostunu görme olanağı buldu.
Fakat gelin görün ki, patronlar adeta anlaşmış gibi hep bir ağızdan homurdanmaya başladılar. Televizyonda, sosyal medyada dünyada en çok tatil yapılan ülkelerden birinin Türkiye olduğuna dair haberler, paylaşımlar görür olduk. Neymiş efendim, Türkiye’de işçiler çok tatil yapıyormuş. Oysa gerçekte dünyada en az izin kullanan ülkeler arasında yer alıyoruz. Neden mi? Çünkü dünyada işgününün en uzun olduğu ülkelerden birinde yaşıyoruz. Türkiye’de yasal çalışma süresi haftada 45 saat olduğu halde her 3 işçiden biri haftada 50 saatten fazla çalışıyor. Yasal olarak yılda en fazla 270 saat fazla mesai yapabilirken bu rakamı fersah fersah aşan mesailere mecbur bırakılıyoruz. Üstelik patronlar yıllık izinlerimizi bir lütuf olarak görüyor, kimi zaman hak ettiğimiz izinleri kullanmamıza dahi izin vermiyorlar. Şimdi siz söyleyin işçiler çok mu tatil yapıyor?
Araştırmalar bir yana onlarca yıla dayanan işçilik tecrübeme ve gözlemlerime göre biz işçiler çok çalışıyoruz. Hem de öyle çok çalışıyoruz ki bıraktık eşi dostu, kendimize bile zaman ayıramıyoruz. Özellikle artan hayat pahalılığı yüzünden işçilerin büyük çoğunluğu fazla mesai yapıyor ya da ek işler bulup hafta sonları da çalışıyor. Sabahın köründe girdiğimiz işyerlerinden akşamın karanlığında posamız çıkmış halde çıkıyoruz.
Ama patronlar istiyor ki, işçiler sadece çalışsın, nefes dahi alamasın. Ellerinden gelse yıllık izinlerimizi, bayram tatillerimizi de alacaklar! Sırf geçinebilmek için ömrümüz fabrikalarda geçerken, bizi az çalışmakla, çok tatil yapmakla itham ediyorlar. Biz çok tatil yapıyorsak sormak lazım, haftanın yedi günü fabrikalarda kim çalışıyor? Ulaşımda, dağıtımda, hizmet sektöründe, hastanelerde, fabrikalarda, yeraltı işlerinde kim çalışıyor?
Çok çalışan, emek harcayan, üreten biz işçileriz. Patronlar ise emeğimizi sömürüyor, sırtımızdan zenginleşiyorlar. Onlar dünyanın tüm nimetlerinden yararlanıp zevk ve sefa içinde yaşarken bir tatili bile bize çok görüyorlar. Oysa tatili, dinlenmeyi gerçekten hak eden biziz. Hak ettiğimizi almak için birleşmeli, mücadele etmeliyiz.
Adres Doğru mu?
- Çocuklar Öldürülmesin Şeker de Yiyebilsinler
- Bu Cesareti Nereden Alıyorlar?
- İlk Adımlarını Direnişte Atan, “Eylem” Adını Alan Çocuklarımız
- “Kim Uğraşacak Şimdi” Deme, Aradığın Çözüm Sende…
- “Hayal Vergisi” de İster misin?
- Bu Akşam Yemekte Tağşişli Gıda Var!
- “Bir Yemeklik Bamya”
- Kim Viral Olmalı?
- Sınıfına Ters Düşme!
- Asıl Hırsız Kim?
- Ruhumuzu Esir Alan Korkuyu Çıkarıp Atalım
- Konserve Yapmak Çözüm mü?
- “Çocuklarınız Zekiyse Bile İş Bulamaz!”
- Avrupa Bizi Kıskanırken Market Raflarına Ne Oldu?
- Biri Yıllık İzin mi Dedi!
- Annelerin Acıları Bize Ne Anlatıyor?
- Borsa’da Sadece Para mı Kaybedilir?
- Tatlı Meyve, Acı Reçete
- Bu Ülkenin Gündeminde Ne Var?
- Su Tasarrufu Çözüm mü?
Son Eklenenler
- Fransa’da devlet demiryolu şirketi SNCF’de örgütlü CGT-Cheminots, UNSA-Ferroviaire, SUD Rail ve CFDT-Cheminots sendikaları, 11 Aralıkta süresiz grev kararı aldı. Dört demiryolu sendikası, grev kararını SNCF’nin yük taşımacılığı birimi olan SNCF Fret...
- Gürcistan’ta madencilik şirketi Georgian Manganese’e ait Zestafoni ferroalyaj tesisi ve Chiatura manganez madeni 1 Kasımdan Nisan 2025’e kadar üretimi durdurduğunu açıkladı. Gürcistan’ın en büyük madencilik şirketi Georgian Manganese’in tesislerinde...
- Çocukların mutlu olduğu, gelecek endişesi taşımadığı, ayrımcılığa maruz kalmadığı; eşitlik, özgürlük, barış dolu bir dünyada yaşamalarını kim istemez ki? Fakat biliyoruz ki dünyamız çocuklar için sıcak bir yuva değil. Kol kanat gerdiğimiz...
- Gebze’de bulunan Grid Solutions ve Schneider Elektrik, İstanbul’da bulunan Hitachi Energy ve Bursa’da bulunan Arıtaş Kriyojenik fabrikaları için Birleşik Metal-İş Sendikası ile MESS arasında yürütülen toplu iş sözleşmelerinde anlaşma sağlanamaması...
- Gün geçmiyor ki her gün bir öncekine rahmet okutacak, canımızı yakan bir olay olmasın. Sistemin iyice çürümesi ve tarifsiz bir bataklığa dönmesiyle birlikte, bu çürümüşlük toplumda derin yaralar açıyor. Bunun sonuçlarından bir yenisi de İzmir’de...
- Bir film sahnesi: İngiltere’de bir madenci bandosu, Rodrigo’nun gitar konçertosunu çalmaktadır. Madencilerin emektar ellerinden ahenkli melodiler akıp giderken arka planda hükümet tarafından kapatılmak istenen bir madenle ilgili toplantılar, yürüyen...
- Bugün 18 Kasım. Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli bir yer tutan Netaş Grevinin yıldönümü… Netaş işçileri, 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesinin baskı koşullarında bile işçilerin örgütlülüğünün patronları alt edebilecek güçte olduğunu...
- UİD-DER, grevlerinin 81. gününde MKB Rondo işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Birlikte Karşı Duralım” pankartı ile grev yerine yürüyen işçiler; “MKB İşçisi Yalnız Değildir”, “Yaşasın Sınıf Dayanışması”...
- Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ilk olarak 2001 yılında gündeme getirildi ancak AKP iktidarı 2018’de işçilerin iradelerinin dışında bu sistemi zorunlu hale getirdi. 2018 yılından beridir işçilerin maaşlarından her ay bu kandırmacaya para...
- As Plastik işçileri grevlerinin 58. gününde İstanbul Marmarapark AVM’de As Plastik ile iş ilişkileri olan Mavi Jeans önünde basın açıklaması yaptı. Toplu iş sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması halinde 26 Kasımda greve çıkacak olan DİSK/Genel-İş...
- 100 küsur günü geride bırakan Polonez direnişine, kadın işçilerin kararlılığı damgasını basıyor. Sendikaları Tekgıda-İş’te örgütlenen işçiler sendika düşmanı patronları tarafından işlerinden atıldılar. Direnişe geçtiler, işlerine örgütlü bir biçimde...
- Geçtiğimiz günlerde İzmir’in Selçuk ilçesinde baraka gibi bir evde, elektrikli sobanın devrilmesiyle çıkan yangında en büyüğü 5 yaşında olmak üzere 5 kardeş hayatını kaybetti. Bu sırada hurda toplamaya giden anne eve döndüğünde çocuklarının cansız...
- Narin, Leyla, Sıla ve niceleri. Haberlerde duyuyoruz onların adlarını. Bir süre gündemde kalıyorlar, sonra unutuluveriyorlar. Oysa hafızayı diri tutmak gerekir mücadeleyi sürdürebilmek için. Bizler de bu mektubu, yaşananları unutmamak, unutturmamak...