Buradasınız
Tek Kurtuluş Örgütlü Olmakta
Sefaköy’den genç bir sağlık işçisi

Son zamanlarda gündemimizde patronların yağmalamak istediği kıdem tazminatımız var. Ben genç bir kadın işçi olarak kıdem tazminatıyla ilgili çalıştığım hastanedeki arkadaşlarıma neler düşündüklerini sordum. Sizlerle yaptığım sohbetleri paylaşmak istiyorum. Önce patronlar medyasının kandırdığı bir işçi arkadaşımla ettiğimiz sohbetten başlayayım. Veznede çalışan arkadaşım, kıdem tazminatının fona devredilmesi hakkında ne düşünüyorsun dediğimde “Hükümetimiz bize kolaylık getiriyormuş. Artık işten kendin çıksan da çıkarılsan da tazminatını alabilecekmişsin” dedi. Ben de bunun doğru olmadığını ona anlatmaya çalıştım. Hükümetin patronlarla işbirliği içinde kıdem tazminatını fona devrederek zaten işçilerin bir kısmının alamadığı tazminat hakkımızı zamanla tümden kaldırmak istediğini söyledim. Arkadaşım söylediklerimi ilk kez duyuyordu. Epey şaşırdı. Aslında pek çok işçi de işçi arkadaşım gibi düşünüyor. Çünkü patronların medyası gerçekleri işçilerden saklıyor ve yalan söylüyor. Örgütsüz işçiler patronların ve hükümetin gerçek niyetini göremediği ve onların yalanlarına kandığı için yapılmak istenen hak gaspına alkış tutar hale geliyorlar.
Bir başka sohbeti ise laborant olarak çalışan bir ablayla yaptık. 7 yıldır aynı iş yerinde çalışan bir işçiydi abla. Bir de çocuğu vardı. “Tazminatımı alıp bir an önce şu lanet yerden kurtulmak istiyorum” demişti önceden. Çalıştığı sefalet koşullarına sırf tazminatını almak için katlandığını söylemişti. Ona tazminatın elimizden alınacağından bahsettiğimde “bir an önce işten çıkarım, tazminatımı kurtarırım o zaman” diye bir cevap verdi. Ben de “Çözüm bu olmamalı senin bir çocuğun var. Onun geleceğini düşünmüyor musun? Diğer işçileri düşünmüyor musun? Hem buradan çıkıp başka yere gireceksin orada karşına çıkacak bu sorun. Kaçamazsın” dediğimde. O da durup “buna asla izin vermemeliyiz” diyerek tazminatın hakkı olduğunu bunu kimseye kaptırmayacağını söyledi.
Bir öğle aramızda ise 4 işçi hangi iş daha rahat diye konuşmaya başladık. Tabi sonuç olarak artık her işin zor olduğuna, koşulların berbat olduğuna karar verdik. Daha önce sohbet ettiğim bir işçi arkadaşım benden önce davranarak; “kıdem tazminatı elimizden gidiyor haberiniz var mı?” diye sorunca gündemimize kıdem tazminatı girdi. Kiminin haberi vardı, kimi konuyu ilk kez duyuyordu. Anlatmaya başladık birbirimize. Konuyu açan arkadaşım tazminatın fona devredileceğini ve ancak 10 yıl sonra alabileceğimizi söyledi. Fon meselesini ilk kez duyan bir işçi de bunun üzerine “10 yıl sonra ölürsek ne olacak, bizi hiç düşünmüyorlar. Biz de isyan edelim o zaman, sokaklara dökülelim!” dedi. Gözleri kocaman olmuş, ateş gibi parlıyordu.
O gün arkadaşımın söylediği üzerine çok düşündüm. Genç bir işçiyim ve çevremde benim gibi birçok insan var. Eğer hepimiz bize kabullendirmeye çalışılan bu yasaya karşı gelirsek patronlar istediklerini elde edemez. İşyerlerimizde birlikteliğimizi korudukça, birbirimize güvendikçe hiç kimse önümüze geçemez. Kendi çıkarlarımız etrafında birleşip geleceğimiz uğruna mücadele etmeliyiz!
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Kıdem Tazminatı Hakkımız Egemenlerin Ağzını Sulandırıyor
- “Olmaz Öyle Şey”
- Sendika Biziz!
- Engel Olduk, Yine Olabiliriz!
- Su Uyur Düşman Uyumaz
- Kötü Gün Dostu Kıdem
- Patronların Oyununa Kanmamak İçin UİD-DER’e
- Kıdem Tazminatı Bize Mirastır
- Sağlıklı ve Güvenli Çalışma İçin Kıdem Tazminatına Sahip Çık
- Kıdemden Elinizi Çekin!
- Kıdem Tazminatı Sınıfımızın Bize Mirasıdır
- Kıdem Tazminatımızın Patronların Cebine Girmesine İzin Vermeyeceğiz!
- Gebze Sendikalar Birliği: Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz!
- Kıdem Tazminatı Maliyet Değil Haktır!
- İçimiz Isınır mı?
- Dün Ayağa Kalkmışlardı, Peki Ya Bugün?
- Kıdem Tazminatını Gasp Ettirmeyelim
- Burjuva Medyanın Dezenformasyonlarına Kanmayalım!
- Kıdem Tazminatı: Yalanlar ve Gerçekler!
Son Eklenenler
- 6 Şubatta gerçekleşen Maraş merkezli depremlerin ardından UİD-DER, uluslararası sendikalara ve dost emek örgütlerine Türkiye’deki durumu anlatarak dayanışma çağrısında bulunmuştu. Bu çağrıya yanıt veren Filipinler İşçi Partisi (Partido Manggagawa,...
- Bu ölümlerin nedenlerinin altında patronların kâr hırsı yatmaktadır. Gerekli basit önlemler bile alınmıyor, ekipmanlar temin edilmiyor, devlet tarafından denetimler yapılmıyor. Denetim yapılsa bile göstermelik yapılıyor, evrak üzerinde kalıyor. İş...
- İşçi ve emekçiler, bir kez daha göz göre göre gelen bir felaketin yol açtığı yıkımın acılarını yaşıyor. Türkiye 6 Şubat sabahına cumhuriyet tarihinin en büyük ikinci depremiyle uyandı. Sabaha karşı 04.17’de merkez üssü Maraş/Pazarcık olan 7,7...
- Ordu’da Çaybaşı Belediyesi işçileri TİS sürecinde anlaşma sağlanmayınca greve başladılar. İstanbul’da belediye şirket işçileri güvencesiz çalışmaya karşı basın açıklaması gerçekleştirdiler. Lastik-İş üyesi işçiler yüzde 25 ek zam talebiyle eylemler...
- Amasya’nın Taşova İlçesine bağlı Çambükü köyünde yapılmak istenen Organize Sanayi Bölgesine (OSB) karşı köylülerin açtığı dava kazanımla sonuçlandı. Çambükü köylüleri 1995 yılında iyi tarım projesi kapsamında dönemin kaymakamı tarafından kendilerine...
- İstanbul Esenyurt’ta bulunan As Plastik fabrikasında Petrol-İş üyesi işçilerin eylemleri devam ediyor. Ambalaj üretiminin yapıldığı fabrikada işçiler, 2022’nin Mayıs ayında sendikalaşmaya başladı. İşçilerin neredeyse tamamı kısa sürede Petrol-İş’e...
- Bir insanın rahat yaşaması için ne kadar para gerekli? Ne kadar paranız olursa daha iyi bir yaşam sürersiniz? Bunu bir düşünün ve kendinize cevaplar verin. Sakıp Sabancı’nın kızı Dilek Sabancı aynı soruya biraz detaylandırarak çeşitli cevaplar verdi...
- Rosa’nın yaşamına ve yüreğine 7 yıl süren bir yolculuk yapan Jülide Kural, yazdığı ve oynadığı “Ben Rosa Luxemburg” adlı tiyatro oyunuyla onu kadınlarla, gençlerle, işçilerle, öğrencilerle buluşturuyor. Bu oyunla, onu tanıyan ve mücadelesini...
- “Yoksulluk, bir annenin başını yastığa koyduğunda gündüz çocuğuna istediğini alamadığını düşünüp üzülmesidir.” Bu sözler iki çocuğu olan ve üçüncü çocuklarını bekleyen bir anneye ait. Bugün pek çok anne de yaşadığımız yoksulluğu çocuklarına...
- Kocaeli Başiskele’de bulunan Kartonsan fabrikasında işçiler, toplu sözleşme görüşmelerinin tıkanması üzerine 22 Aralıkta greve çıktı. Selüloz-İş üyesi işçiler, ücretlerine gerçek enflasyon oranında zam yapılmasını, çalışma koşullarının...
- 29 Ocakta İran’ın Batı Azerbaycan eyaletine bağlı Hoy kentinde 5,8 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Kışın en soğuk günlerinde, gece 21.44’te meydana gelen depremde en az 3 kişi öldü, 122 kişi yaralandı, çok sayıda ev hasar gördü. Hoy halkı...
- Toplumda çoğunluğun doğru kabul ettiği fikirleri sorgulamak, yanlışları görmek, bunları dile getirmek kolay değildir. Kolay olan herkesin söylediğini söylemek, herkesin yaptığını yapmaktır; çünkü bu çaba sarf etmeyi gerektirmez ve “zararsızdır.”...
- 31 Ocak 2008’de İstanbul Davutpaşa’da kaçak bir maytap atölyesinde meydana gelen patlamada 20’si işçi 21 kişi ölmüş 100’den fazla kişi yaralanmıştı. Katliamın 15. yıl dönümünün Anayasa Mahkemesi kararıyla tekrar görülen davanın 2. duruşmasının...