Buradasınız
Engel Olduk, Yine Olabiliriz!
Gebze’den bir metal işçisi

İşçi sınıfının mücadele ederek elde ettiği pek çok kazanımı bir bir ortadan kaldıran siyasi iktidar yıllardır kıdem tazminatının fona devrini gerçekleştirmek istiyor. Patronlar kıdem tazminatını kendileri için yük olarak görüyorlar. Bir yandan işçilik maliyetlerinin düşürülmesinin, diğer yandan da işçiyi kolayca işten atmanın derdindeler. Kıdem tazminatının emekçiler için iş güvencesi olmaktan çıkmasıyla, sendikasızlaşma daha da artacak, işçilerin çalışma koşulları daha da çekilmez hale gelecek, işsizlik tehdidi büyüyecek.
Yeni kaynakları sermaye sınıfına peşkeş çekme derdindeki iktidar, işsizlik fonunu iç etmiş, fon buhar olup uçmuştur. Şimdi de kıdem tazminatını fona devrederek yok etmek ve sermayenin ihtiyaçlarına kaynak oluşturmak için canhıraş bir çalışmanın içinde olan siyasi iktidar, yalanlar söylemekten, gerçekleri çarpıtmaktan vazgeçmiyor. Bugün yazılı ve görsel basının büyük bölümü AKP’nin sözcülüğünü yapmaktadır. Sermaye sınıfı burjuva basını kullanarak, kıdem tazminatının fona aktarılması ve Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) ile birleştirilmesi saldırısını çok güzel bir uygulama olarak yansıtabiliyor. Egemenlere göre güya bu yeni sistem ile herkes mutlu olacak, kimse hak kaybı yaşamayacak, “kıdem tazminatı almayan kalmayacak.” Gerçek ise bu söylenenlerin tam tersidir. Göz göre göre yalan söylemekteler, gerçeklerin üzerini örterek manipülasyon yapmaktalar.
İktidarın, işçilerin ödenmemiş ücreti olan kıdem tazminatının fona aktarılmasında ısrar etmesinin nedeni biriken borçlarını döndürmek, ekonomiyi canlı tutmak için kaynak yaratmak istemesidir. Böylelikle hem yaşanan krizin faturasını işçi sınıfına kesmeyi hem de iktidarını korumayı hesaplıyor. Gözünü emekçilerin alın terine diken iktidar kendisi için uygun koşullar oluştuğunda bu konuyu ısıtıp ısıtıp önümüze getiriyor. 2013 yılında BES’i hayata geçirerek medya aracılığıyla bireysel emekliliği parlatan siyasi iktidar bu konuda umduğunu bulamadı. Şimdi de kıdem tazminatı ile birlikte Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi adıyla emeklilik hakkına yeni bir saldırıyı hayata geçirmek istiyor.
Hükümetin TES’i gündeme getirmesiyle bazı sermaye çevrelerinin ve sigorta şirketlerinin iştahı kabarıyor. Çünkü hükümetin önerisine göre TES’te biriken fonun devletin denetiminde değil bireysel emeklilik şirketlerinin denetiminde olması öngörülüyor. Hükümetin TES ile ilgili planları ortaya çıkar çıkmaz bu şirketlerin sözcüleri salyalarını akıtarak “TES için gerekli alt yapının hazır olduğunu, kendilerine görev verilmesini beklediklerini, BES ve TES’i ülkenin en önemli yapısal reformları olarak gördüklerini, bu tasarrufları en verimli bir biçimde değerlendirip işçiler için iyi bir emeklilik sağlayacaklarını, çok düşük düzeydeki toplam yerli tasarrufları da arttırarak ülke ekonomisinin büyümesine katkı sağlayacaklarını” anlatmaya başladılar. 2013 yılında devlet desteği ile hayata geçirilen BES, şimdilik gayrisafi yurtiçi hâsılanın %3’lük bölümünü oluşturuyor. Bankalar, sigortacılık ve BES şirketleri bu oranın ve dolayısıyla kârlarının büyümesini istiyor. Yani dertleri işçilerin iyi koşullarda emekli olması değil kârlarının büyümesidir. Nasıl ki işçilerin işsizlik fonu üzerinde söz hakkı yoksa özel emeklilik şirketlerinin elindeki emeklilik fonu üzerinde de söz hakkı olmayacaktır. Paralar şirket kasalarına akarken işçiler daha da yoksullaşacaktır.
Daha önceki girişimleri sendikaların, işçilerin tepkisi ve UİD-DER’in fabrikalardan meydanlara yürüttüğü mücadele sayesinde rafa kalkan iktidar bu defa kıdem tazminatı fonunu mutlaka hayata geçirmek istiyor. Eylülde bir daha gündeme gelecek olan saldırı paketlerini tek bir şeyle geri püskürtebiliriz: İşçiler olarak bir araya gelip, yan yana, omuz omuza yürüyerek! İşçiler olarak iktidarın daha önceki kıdem tazminatı fonu girişimlerini engelledik, bir kez daha engelleyebiliriz!
Efendilerin Heykelleri Yıkılırken…
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Kıdem Tazminatı Hakkımız Egemenlerin Ağzını Sulandırıyor
- “Olmaz Öyle Şey”
- Sendika Biziz!
- Engel Olduk, Yine Olabiliriz!
- Su Uyur Düşman Uyumaz
- Kötü Gün Dostu Kıdem
- Patronların Oyununa Kanmamak İçin UİD-DER’e
- Kıdem Tazminatı Bize Mirastır
- Sağlıklı ve Güvenli Çalışma İçin Kıdem Tazminatına Sahip Çık
- Kıdemden Elinizi Çekin!
- Kıdem Tazminatı Sınıfımızın Bize Mirasıdır
- Kıdem Tazminatımızın Patronların Cebine Girmesine İzin Vermeyeceğiz!
- Gebze Sendikalar Birliği: Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz!
- Kıdem Tazminatı Maliyet Değil Haktır!
- İçimiz Isınır mı?
- Dün Ayağa Kalkmışlardı, Peki Ya Bugün?
- Kıdem Tazminatını Gasp Ettirmeyelim
- Burjuva Medyanın Dezenformasyonlarına Kanmayalım!
- Kıdem Tazminatı: Yalanlar ve Gerçekler!
Son Eklenenler
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/
- Adana ve Mersin’de faaliyet gösteren Toros Tarım tesislerinde Petrol-İş Sendikasında örgütlü 213 işçi, 21 Mayıs sabahı greve çıktı. UİD-DER’li işçiler olarak grevin 5. gününde Mersin’deki fabrikanın önünde grevci işçilere dayanışma ziyaretinde...
- Nakba’nın 77. yılında dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçiler, Filistin halkına yapılan zulmü protesto ediyor, şehir meydanlarında kitlesel gösteriler düzenliyor. Dünya genelinde yüzbinlerce işçi ve emekçi, 77 sene önce Filistin halkının...
- Adana ve Mersin’de faaliyet gösteren Toros Tarım tesislerinde çalışan 213 işçi 21 Mayıs sabahı greve çıktı. Kocaeli Dilovası OSB ve İzmir Çiğli’de üretim yapan DYO Boya fabrikalarında eş zamanlı grev başladı.