Buradasınız
Burjuva Medyanın Dezenformasyonlarına Kanmayalım!
Mersin’den bir işçi
Bir bilginin veya haberin ya da bir olayın değiştirilip, bozulup, çarpıtılıp çıkar sağlamak amacıyla yeniden dolaşıma sokulmasına dezenformasyon deniliyor. Burjuvalar yüzlerce televizyon kanalını, sayısız gazete ve dergiyi, koca bir troller ordusunu ve daha sayabileceğimiz birçok aracı kullanarak, yapboz yapar gibi algılarımızı her gün yeniden yapıp bozuyorlar. Patron medyası çarpıtma ve saptırma anlamına gelen bu işi kimi zaman yalan bilgi üreterek, kimi zaman gerçeğin bir kısmını gerçeğin tamamıymış gibi sunarak, kimi zaman fazladan çarpıtılmış bilgi ya da haber ekleyerek, kimi zaman da doğru bilgiyi yalan bilgiyle karıştırarak yapıyor.
Mesela, patron medyası, kıdem tazminatlarının fona devredilmesinin işçilerin yararına olacağını iddia ediyor, değil mi? Bir kere şunu bilelim ki bu koca bir yalan, bir dezenformasyon. Kıdem tazminatının fona devredilmesi işçinin kolunun kanadının kırılması demek… Ne diyor iktidar? İşçilerin büyük çoğunluğu kıdem tazminatı alamıyor. Evet doğru. Patronlar girdi çıktı yapıp işçinin kıdem tazminatını hak etmesini engelliyor, işçiler yıllarca mahkemeyle uğraşıyor. Peki, işçilere girdi çıktı yapıp kıdem tazminatı hak etmesini engelleyen kim? Patronlar değil mi? İşçileri mahkemelerde süründüren kim? Patronlar değil mi? İşçilerin kıdem tazminatı almaması için olmadık oyunlar çeviren patronlar, şimdi niye yırtınıyorlar? İşçilerin kıdem tazminatı alması için mi? Peki, öyleyse neden işçileri on, on bir ay çalıştırıp bir seneyi doldurmadan girdi çıktı yapıyorlar? Neden her senenin sonunda ya da işe girerken “tüm haklarımı aldım” diye kâğıtlar imzalatıyorlar. Neden işçilere hak ettikleri tazminatları ödemeyip mahkemelik olmayı tercih ediyorlar? NEDEN? Oyun içinde oyun buna derler işte. Kıdem tazminatını fona devrederek işçilerin ölüm fermanını imzalamak isteyenler, fermanın çıkması gerektiğini, yedikleri haltları kanıt göstererek savunuyorlar.
Mesela aşağıdaki fıkra bu durumu çok iyi anlatıyor:
Adam trafikte çok süratli bir şekilde giderken polise yakalanır. Kenara çeker, arabadan iner:
– Buyurun memur bey
– Beyefendi aşırı hız yaptığınız için sizi durdurmak zorundayım, ehliyetiniz lütfen?
– Ehliyetim yok, son yaptığım kazada ehliyetime el koydular, memur bey.
– Peki, aracınızın ruhsatını görebilir miyim?
– Araba benim değil memur bey, çaldım ben bu arabayı.
– Anlamadım nasıl yani, siz bu arabayı çaldınız öyle mi?!
– Evet, memur bey, durun bir dakika torpido gözünde ruhsat olacaktı, silahımı oraya koyarken ruhsat gibi bir şeyi gördüm galiba
Polis iyice şaşırır:
– Torpido gözünde silah mı var?!
– Evet memur bey, bu arabanın sahibi kadını vurduktan sonra cesedi bagaja koydum silahı da torpido gözüne koydum.
– Bir de bagajda ceset mi var?!!!
– Evet memur bey
Trafik polisi bunu duyar duymaz amirini arar, arabanın etrafı bir anda polislerle dolar ve adamı sorguya alırlar. Ekipler amiri adamın ehliyetini ister, adam ehliyetini çıkarır ki ehliyet geçerli, temiz, hiçbir anormallik yok. Bunun üzerine adamın ruhsatını ister, adam çıkartır ruhsatı da verir, ekipler amiri yine bakar ki araba adama ait. Derken adamdan torpido gözünü açmasını ister, adam açınca ortaya çıkar ki orada da silah falan yok. Ekipler amiri bir de bagaja bakmak ister adam bagajı açar orada da ne ceset ne başka bir şey var. Bunun üzerine ekipler amiri “çok garip, sizi durduran memurun anlattığına göre bu arabanın bir kadına ait olduğunu söylemişsiniz, kadını öldürüp cesedi bagaja, silahı da torpido gözüne koymuşsunuz…”
Adam güler: İnanamıyorum. O şimdi benim için “aşırı hızlı gidiyordu” da demiştir…
Patronların gazeteleri olup bitenleri hep patronlar lehine çevirip kıvırarak yazarlar. Algılarımızı bozup biz işçileri yanlış yöne sevk ederler. İşte bu nedenledir ki biz işçilerin kendi gazetemizi; İşçi Dayanışması’nı takip etmemiz hayati bir önem taşır. Yaşasın İşçi Dayanışması! Yaşasın UİD-DER!
Yaşam Kapitalizmin Esareti Altında
Kıdem Tazminatını Gasp Ettirmeyelim
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Kıdem Tazminatı Hakkımız Egemenlerin Ağzını Sulandırıyor
- “Olmaz Öyle Şey”
- Sendika Biziz!
- Engel Olduk, Yine Olabiliriz!
- Su Uyur Düşman Uyumaz
- Kötü Gün Dostu Kıdem
- Patronların Oyununa Kanmamak İçin UİD-DER’e
- Kıdem Tazminatı Bize Mirastır
- Sağlıklı ve Güvenli Çalışma İçin Kıdem Tazminatına Sahip Çık
- Kıdemden Elinizi Çekin!
- Kıdem Tazminatı Sınıfımızın Bize Mirasıdır
- Kıdem Tazminatımızın Patronların Cebine Girmesine İzin Vermeyeceğiz!
- Gebze Sendikalar Birliği: Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz!
- Kıdem Tazminatı Maliyet Değil Haktır!
- İçimiz Isınır mı?
- Dün Ayağa Kalkmışlardı, Peki Ya Bugün?
- Kıdem Tazminatını Gasp Ettirmeyelim
- Burjuva Medyanın Dezenformasyonlarına Kanmayalım!
- Kıdem Tazminatı: Yalanlar ve Gerçekler!
Son Eklenenler
- Soma Katliamında sorumluluğu olan ve daha önce yargılanmayan 28 kamu görevlisinin 10 yıl sonra yargılanmaya başlandığı davanın ikinci duruşması 12 Eylülde Soma 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü. Sanıklar bir kez daha mahkemeye getirilmezken, sanık...
- 78’liler Hareketi, 12 Eylül askeri faşist darbesinin 44. yılında İstanbul Taksim Kazancı Yokuşunda basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya 20’nin üzerinde kurum temsilcisi ve UİD-DER’li işçiler katıldı. “12 Eylül Tekçi Rejimle İç İçe Sürüyor”...
- İşçi sınıfının genç ve çalışkan evlatları, hepinize sınıfımızın samimi sıcaklığıyla merhabalar. Her birinizin mutlaka duyduğu, gördüğü, alıp okuduğu, hatta belki arkadaşlarınıza da önerdiği kişisel gelişim kitapları üzerine sizlerle hasbihâl etmek...
- Zaman hızla akıp gidiyor. Gündemimiz de aynı hızla değişiyor. Hiç düşündük mü, nasıl oluyor da yaşanan büyük olaylar, felaketler bile çok kısa sürede hiç olmamışlar gibi gündemden çıkıyor? Mesela Haziran ayında Diyarbakır ve Mardin’de çıkan orman...
- 12 Eylül askeri faşist darbesinin üzerinden 44 yıl geçti. Darbeyle hesaplaşamayan Türkiye işçi sınıfı uğradığı hak kayıplarını telafi edemediği gibi yeni kayıplar yaşadı, yaşıyor. Sınıfsal hafızaya vurulan ağır darbe yüzünden 1980 sonrası işçi...
- 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesiyle egemenler geçmişle gelecek arasındaki köprüleri yıkmak, işçilerin mücadele deneyimlerini unutturmak istediler. Toplumu baskı ve şiddetle susturdular, yıllarca sürecek bir karanlığa hapsettiler. Çekilen tüm...
- DİSK’in “Artık Yeter! Geçinemiyoruz! Gelirde, Vergide, Ülkede Adalet” şiarıyla düzenlediği eylemler devam ediyor. 10 Eylülde Gebze Kent Meydanında gerçekleşen eyleme DİSK’e bağlı sendikalarda örgütlü işçiler, DİSK Yönetim Kurulu, DİSK Birleşik Metal...
- Diyarbakır’ın Bağlar ilçesine bağlı Tavşantepe mahallesinde 21 Ağustostan beri kayıp olan 8 yaşındaki Narin, 19 gün sonra yapılan bir ihbar sonucunda, öldürülmüş ve cansız bedeni bir torba içinde dere kenarına bırakılmış olarak bulundu. Narin’in...
- Polisin saldırılarına, Emniyet Müdürünün tehdidine boyun eğmeyen direnişçi Polonez işçileri halaylarla, türkülerle, sloganlarla, dayanışmayla direnişlerini sürdürüyorlar. Tüm emek dostlarını direnişleriyle dayanışmaya çağırıyorlar.
- Hayat pahalılığı, yüksek enflasyon, reel ücretlerin düşmesi işçilerin yaşamını her geçen gün daha da zorlaştırıyor. Siyasi iktidarın ekonomik yıkımın faturasını işçi ve emekçilere kesen ekonomi programları ise sorunlarımızı katlanarak büyütüyor. Bu...
- İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ), geçtiğimiz haftalarda bir açıklama yaptı. Hem su sarfiyatını azaltacak hem de aile bütçesine katkı sağlayacak tasarruf önerilerini sıraladı. Aşırı kurak bir dönem...
- Tuzla Kimyacılar Sanayi Sitesinde bulunan, Selüloz-İş Sendikasının örgütlendiği MKB Rondo grevinin 11. gününde, UİD-DER coşkulu bir dayanışma ziyareti gerçekleştirdi. “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor” pankartı taşıyan UİD-DER’li işçiler, “...
- Yüzyıllar evvel yaşamış bir Alman filozof, şöyle demişti: “Sarayda yaşayan başka, kulübede yaşayan başka düşünür.” Bu sözler zenginlerle yoksulların dünyasının, düşünce ve hareket tarzlarının birbirinden çok farklı olduğunu anlatır. İnsanlar bu...