Buradasınız
“Ufak Bir İncinme” mi?
Tuzla’dan bir işçi

Fabrikada herkes farklı bölümlere dağıtıldı. Hiç bilmediğimiz bölümlere, sayım yapmak için dağıtıldık. Ben ve aynı bölümde çalıştığım bir işçi arkadaşım, bilmediğimiz başka bir bölümde sayım yapmak üzere görevlendirildik. Malları ölçmek için bir arkadaş başka bir bölüme gidip metre aldı. Fakat metreyi geri götürürken iş kazası geçirdi. Bir anda hepimiz kadın arkadaşımızın yanına koştuk. Bu olay hepimizi şaşkınlık içersinde bıraktı. Yerde ağlayan arkadaşımı görünce ne yapacağımı bilemedim. Kaldırıp bir sandalyeye oturttuk. Kolunu kıpırdatamıyordu. Çenesi mosmor olmuştu. Pantolonu yırtılmış dizini tutuyor ve acı içinde kıvranıyordu. Üretim sorumlusu hemen insan kaynaklarını aradı ve iş kazası geçiren arkadaşımın kolundan tutup insan kaynaklarına gittik.
İnsan kaynaklarına gittiğimizde; insan kaynakları müdürü, insan kaynakları şefi ve insan kaynakları asistanı bilgisayarın başına toplanmış iş kazası tutanağı hazırlıyorlardı. Olayın nasıl olduğunu sordular hızlıca. Durumu anlattık. Yerlerin kaygan olduğunu, boş paletin orda durması sonucu ayağının takıldığını ve yere düştüğünü söyledik. Sol kolunu oynatamadığını, dizinin ve çenesinin de morardığını söyledik. Tutanak tutulduktan sonra beklememizi, bir aracın geleceğini ve bizi hastaneye götüreceğini söylediler ve odalarına çekildiler. Biz aracı beklerken, insan kaynakları şefi bize; “ağlama kızım bu ne ki? Biz bunların çok daha kötülerini gördük burada. Parmağını prese kaptıranlar oldu. Bu ne ki ufak bir incinme” diyerek bu kazayı çok da önemsemediği gösterdi.
Gelen araca bindik ve fabrikanın anlaşmalı olduğu özel hastaneye gittik, hemen röntgen çekildi. Sonuçları alan doktor iş kazası geçiren arkadaşımı muayene ettikten sonra basit bir incinme olduğunu söyledi. Ardından doktor, “iş kazası tutanağı tutturacak isen polis çağıracağım, eğer bununla uğraşmak istemezsen de normal muayene yapacağız” diyerek dışarı çıktı. Polis lafını duyduktan sonra arkadaşım bana baktı ve “ne yapalım?” dedi. Ben de yol boyu konuştuğum şeyleri tekrar ettim: “Sonuç da bu bir iş kazası, çok daha kötüsü de olabilirdi. Gerekli tutanağı tutturmalısın ve işyerinde buna göre denetimler yapılır, aynı kazayı bir başka işçi yaşamaz. Hem şu an basit bir incinme olduğu söylense de, ileride başına iş açacak bir duruma yol açabilir.”
Şu an sözleşmeli çalışıyor olmamızdan kaynaklı arkadaşım korktu ve tutanak tutturmayacağını, basit bir şey olduğunu söyledi. O anda doktor geldi ve “normal muayene olmak istiyorum” dedi arkadaşım. Kolunu alçıya aldılar. Ne tuhaf değil mi? Basit bir “incinme” ama kolu alçıya aldılar.
Ardından fabrikanın şoförü geldi. “İş kazası falan yok, normal muayene yapın” diyerek doktora gerekli talimatı verdi. Arkadaşıma yanlış yaptığını ve pişman olacağını söyledim ama artık çok geçti. Arkadaşımı eve kadar bile bırakmadılar ve minibüsle eve gönderdiler. Şoför beni de fabrikaya bıraktı. İş yerinde herkes “ne oldu, ne yaptınız, nasıl, iyi mi?” diye soru yağmuruna tuttu. Olan biteni anlattıktan sonra, herkes çok sinirlendi. “Nasıl tutanak tutturmaz” diye öfkelenen işçiler, akşama kadar bu konu hakkında konuştular. “Ya daha kötü bir şey olsaydı, ya kafasını çarpsaydı?” “İşyerinde yaşanan her şey iş kazasıdır.” “Servise bindikten sonra her şey iş kazası sayılır. Nasıl tutanak tutturmaz?”
Üretim sorumlusu yanıma gelip olan biteni sordu. Odasına çağırdı ve iş kazasına şahit olduğumuz için imzalamamız gereken bir kâğıt çıkardı. İnsan kaynakları, işçinin iş kazası raporu tutturmadığını bildiği için işyerinde tuttuğu tutanağı değiştirmiş ve “işçinin suçu” olarak yeni bir tutanak hazırlamıştı.
Yılbaşı kutlandı. Tatil bitti. Çarşamba günü hastaneye giden arkadaşımızı aradık. Durumunun nasıl olduğunu sorduk. Kolunda çatlak olduğunu ve bir hafta raporlu olduğunu söyledi. Kızsam mı üzülsem mi bilemedim. O çatlak artık ömrü boyunca sıkıntı olacak o işçiye. En ufak bir ters harekette kolunda ağrı hissedecek.
İşçi arkadaşım işini kaybetme korkusu ile tutanak tutturmadı. Ama daha sonra, işten bu sebeple çıkartılmayacağının garantisi yok. Yaptığımız iş kuvvet istediği için o kol ile bu işi yapamayacağı söylenip işten atılmayacağının garantisi yok. Yani işimi kaybetmeyeyim diye kendisinin bile “ufak” gördüğü bu kaza, bütün hayatını etkileyecek.
Patronlar ve onların anlaşmalı hastaneleri bu kazaları “ufak, basit” görse de, biz işçiler bunu böyle görmemeliyiz.
Bilinçlen, Örgütlen ve Yürü!
- 301’i, Soma’yı, O Günden Beri Hiç Unutmadık…
- Nurtani İçin Adalet, Adalet İçin Mücadele Gerek
- Sorumluluğu İşçiye Yıkmanın Yolu: “Ya Güvenli Çalış Ya Hiç Çalışma”
- “Benim Suçumdu Abla”
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
Son Eklenenler
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...
- Kısa bir zaman öncesine kadar direnişte olan, direniş boyunca pek çok kez polis saldırılarıyla yüz yüze gelen bir işçi kardeşimizle 19 Mart’tan sonra yaşanan protestolarla ilgili haberleri izliyor, sohbet ediyorduk. Bir anda öfkeyle, “şunlara bak,...
- Siyasi iktidar yoksullaştırma politikalarını sürdürüyor. Enflasyon balyozunu işçi ücretlerine, emekli aylıklarına, kamu çalışanlarının maaşlarına indiriyor, ücretleri tuzla buz ediyor. İşçilerin, kamu emekçilerinin, emeklilerin cebinden çalınan...
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...