Buradasınız
Umur’da Tirajla Birlikte “İş Kazaları” da Arttı
Umur matbaasından bir işçi

Ben Umur matbaa fabrikasında yıllardır çalışmakta olan bir matbaa işçisiyim. Son birkaç aydır fabrikamızda biz işçiler açısından bazı şeyler daha da kötüye gitmeye başladı. Yakın dönemlerdeki “iş kazaları”nın artması da bunlardan biri. Geçtiğimiz haftalarda benim haberim olan iki “iş kazası” gerçekleşti ve arkadaşlarımız makinelere parmaklarını kaptırdı. Bunlar küçük kazalarmış gibi gösterilmeye çalışılıyor. Ezilme ve tırnak çekilmesi ile sonuçlanan bu vakalar hem görmezden gelinecek gibi değil hem de daha büyüklerinin de olmasının olası olduğunu gösteriyor.
Bu olayların en önemli nedenlerinden biri bizleri yarıştırmak üzere kurulan performans sistemi. Yapılan performans toplantısından sonra ücret zamlarımızı çıkarttığımız tiraja göre alacağımız söylendi. Tiraj listeleri artık hayatımızda önemli bir yer tutmaya başladı. “Ben daha çok yapmalıyım” diyerek makinelerin ayarlarını yükseltip daha çok iş çıkarmaya çalıştık. Bu, aramızda tartışmalara neden oldu. “O yapıyor sen niye yapamıyorsun?” denilerek birbirimize daha fazla düşman edildik. Ama daha fazla yapmanın bir sınırı vardı. Bu da makinelerin kapasitesiydi. Fakat yarış başlamıştı bir kere, makine buna engel olamazdı çünkü işin içinde para vardı.
Bunun üzerine arkadaşlarım makineyi yavaşlattığını düşündükleri sensör ve kapakları çıkarmaya başladılar ve bu yapılanlar idareciler tarafından görmezden gelindi. Çalışma temposunun artması, vardiyalı çalışma, fazla mesai ve iş güvenliği araçlarının sökülmesi çıkan iş sayısını arttırdı ama iş kazalarını da arttırdı. Bu da yetmezmiş gibi iş kazası geçiren arkadaşlarımızı dikkatsizlikle suçlayıp bütün kabahati bu arkadaşlarımızın üzerine attılar. Sanki 50-100 lira fark vererek bizleri bu yarışa zorlayan, birbirimizle kavga etmemize neden olan ve iş kazalarının önünü açan onlar değilmiş gibi kabahatli biz olduk.
Arkadaşlar! Biz çalışmaktan kaçmıyoruz. Yıllardır çalışarak Umur’u büyüttükçe büyüttük. Bunun karşılığında aldığımız ücretler ise hep piyasanın altında kaldı. Fakat ücretlerimizi yükseltmenin yolu iş güvenliği araçlarını sökerek ve arkadaşlarımızdan daha fazla iş yapmak için kendimizi parçalayarak tirajı arttırmaktan geçmiyor. Bunun yolu her ay kapımıza gelen UİD-DER’in dediği gibi birlik olmaktan geçiyor. Artık aramıza sokulan tüm fesatları kaldırıp birbirimize güvenmeliyiz. Çünkü ancak birlikte hareket edersek ücret ve çalışma koşullarımızı değiştirme şansımız olur.
Taşeronlaştırmaya HAYIR!
- “Benim Suçumdu Abla”
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
- Aşırı Sıcaklar İşçi Sağlığı ve Güvenliğini Tehdit Ediyor
- Teknoloji Çağındayız Ama İşçiler Çalışırken Ölüyor!
Son Eklenenler
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....