Buradasınız
Uzat Elini Kardeş
Ankara’dan bir üniversite öğrencisi

Merhaba dostlar. Ben geleceğine karşı umudu hâlâ diri tutmaya çalışan, güzel günlere inanan bir öğrenciyim. Annem de babam da küçük yaşlarımdan itibaren hep çalıştı. Ben ve kardeşim bir süre babaannemle kaldık. Sonra büyüdüm, annem çalıştığı için evin işlerini öğrenme, yemek yapma, kardeşime bakma sorumluluğunu yüklendim. Hem derslerimle ilgileniyor hem de bu işleri yapıyordum. Hem babam hem de annem hep ağır işlerde çalıştılar. Yorgun argın eve geliyorlardı. İki, üç kuruş fazla almak için mesailere kalıyorlardı. Sonra yaz aylarında ben de çalışmaya başladım, çoğu ağır işlerdi. Güneşin altında saatlerce, günlük 30 liraya çalıştığım zamanları hatırlıyorum. Sadece bir gün hafta tatilim olurdu onda da eve tıkılır, otururduk. Ne tatil yerlerine gittik ne de gezebildik. Peki neden?
Annem babam onca sene çalıştılar, didindiler. Ne için? İki, üç kuruş fazla kazanmak için. Ama sürekli yapılan zamlarla hep kendilerini sıkmak zorunda kaldılar. Soruyorum: Ne için çalışıyorlar, ne için çalışıyoruz? Bu hayatı kimin için yaşıyoruz? Birileri iki lokma ekmek için diyor, boğazından kuru ekmek geçiyorsa aç değildir diyor. Bunu utanmadan dile getiriyorlar. Oradan nasıl gözüküyoruz çok merak ediyorum. Biz çalışıyoruz, biz emek veriyoruz ancak neden biz fakiriz? Neden iki lokma ekmeği bile bulamayıp intihar edenler var? Neden çocuklarını saç kurutma makinesiyle ısıtmaya çalışıp yan odada intihar eden anneler var? Neden gelecekten beklentilerini kaybedip intihar eden gençler var? Bu çaresizliğe neden itiliyoruz, neden sadece şükretmemiz gerektiği söyleniyor? Eksik bir şey var sanki?
Geçen haftalarda UİD-DER’li genç arkadaşlarla bir araya geldik, videolar izledik. Ziya Egeli’nin bir şiiri okundu. “Uzat elini kardeş, uzat/Uzat da tut ellerimizi” demiş şiirinde. Ne güzel demiş. Dinlerken her dizesinde çok şey düşünüyor insan. Yalanlarına, haklarımızı yemelerine, adaletsizliklerine, sömürülerine el ele karşı çıkıyoruz. Çıkmaya da devam edeceğiz. Yaşasın Örgütlülük!
- Toplum, Gençlik ve Anlam Sorunu
- Ormana Girişleri Yasaklamak mıdır Önlem?
- Kapitalizm Hayalleri de Öldürür!
- “Bizim Çocuklar” Geliyor!
- Asıl Sen Kimsin?
- Depresyonun Panzehiri Örgütlü Mücadeledir
- Büyükada, Küçük Hayaller
- 1968’den Bugüne: “Üstesinden Geleceğiz!”
- Dünyayı Dolaşma, Demli Bir Çay, Sosyalleşme ve Geleceksizlik!
- Gençler Neden Siyaset Yapmalı?
- Benim Bu Düzeni Değiştireceğimize Dair İnancım Var!
- Geleceğimiz İçin UİD-DER’deyiz!
- Özgürlük İçin, Sömürüsüz Bir Dünya İçin!
- Mutluluk ve İnsanlığın Büyük Davası
- UİD-DER’li Gençler Olarak Birliğimizi ve Umudumuzu Büyütüyoruz
- Genç Bir Kardeşime Mektup
- Boynumuzdaki Esaret Halkası Ağırlaşıyor
- Her Sorunun Çözümü Örgütlenmekten Geçer!
- Kapitalizmde Mutlu Kuşaklar Yoktur!
- Gençlik Nefes Alamıyor!
Son Eklenenler
- Düzce’de bulunan Standart Profil fabrikasında çalışan Petrol-İş üyesi işçiler, artan enflasyon karşısında aldıkları ücretin her geçen gün erimesi sebebiyle, işverenden ücretlerinin iyileştirilmesini talep etmiş fakat işveren bu talebi geri çevirerek...
- İstanbul Tuzla’da faaliyet gösteren ETF Tekstil fabrikasının patronu fabrikayı kapatacağını duyurup ilk etapta 30 işçiyi işten atmış işçilere ihbar tazminatını ödemeyeceğini, kıdem tazminatının ise yüzde 70’ini ödeyeceğini duyurmuştu. İşçiler işten...
- Türkiye’de neredeyse yüzde 200’e varan enflasyon ücretleri her geçen gün eritirken işçilerin tepkisi de giderek artıyor. Her gün bir fabrikada, şantiyede, lojistik deposunda işçilerin mücadelesi başlıyor.
- Çalıştığım işyerinde arkadaşım Erman abi, televizyon kanallarının popüler yarışması MasterChef’de yapılan bir yemeği çok beğenmiş, çay molasında ballandıra ballandıra anlatıyordu. 350 gram dana bonfile, dana füme, 300 gram kestane mantarı, tereyağı...
- “Bir zaman makinesi olsa ve mesela üç yüz yıl öncesine gidebilsek bugünün dünyasından çok farklı bir dünya ile karşılaşırdık.” Böyle başlıyordu İşçi Dayanışması’nın bir önceki sayısında Emekçi Kadın köşemiz. Gelin geçmişe yolculuğumuzu sürdürelim....
- Eşe dosta selam. İnandığım doğruların adamı oldum, böyle yaşadım karınca kararınca. Bu doğruların savaşını daha çok sanatımda yapmaya çalıştım. Kursağıma hakkım olmayan bir tek kuruş dahi girmemiştir.” Böyle diyordu işçi sınıfının yazarlarından...
- Düzce’de bulunan Standart Profil fabrikasında çalışan Petrol-İş üyesi işçiler, artan enflasyon karşısında aldıkları ücretin her geçen gün erimesi sebebiyle, ücretlerinin iyileştirilmesini talep ettiler. Ancak Standart Profil yönetimi işçilerin bu...
- 1980’lerde İngiltere’de kadın bir başbakan iktidardaydı, adı da Margaret Thatcher’dı. Bu kadın başbakan emekten, işçiden, toplumdan yana ne varsa ona düşmandı. İngiltere’deki işçiler ona “süt hırsızı” derlerdi. Çünkü daha henüz Eğitim ve Bilim...
- Bir yere baktığımızda gördüklerimize bir daha dönüp bakarsanız mutlaka dikkatinizi çeken bir şey vardır. Ben de bir yere baktım ve dikkatimi bir manzara çekti. Bu manzaranın iki ayrı hikâyesi var. Burası benim ikamet ettiğim mahalledir. Kocaman olan...
- İnsanlık tarihi yüz binlerce yıl öncesine uzanıyor. Bu tarih içinde kısacık bir zaman dilimine yayılan ve birkaç yüzyıllık ömrü olan kapitalist sömürü düzeni, insanlık tarihinin en kanlı dönemini temsil ediyor. Yaşanan iki dünya savaşı, bugün içinde...
- Latince adı “Mare Pacificum” yani “Barışçıl Deniz” olan dünyanın en büyük okyanusudur Pasifik. Fakat adının anlamının aksine nice savaşlara ve acılara tanık olmuştur. İkinci Dünya Savaşının sonunda ABD tüm rakiplerini korkutmak, dünyanın mutlak gücü...
- RMT sendikasında örgütlü 41 bin demiryolu işçisi Haziran ayındaki 3 günlük tarihi grevin ardından talepleri karşılanmadığı için yeniden greve gitti. 27 Temmuzda greve çıkan RMT üyesi işçilerle birlikte demiryollarında müdür ve büro çalışanlarının...
- Geçtiğimiz günlerde tonlarca asbest bulunan Nae Sao Paulo isimli uçak gemisinin sökümü için Brezilya’dan Türkiye’ye getirileceği açıklandı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum gemide 9,6 ton asbest bulunduğunu söylüyor. Oysa...