Buradasınız
Yasalar Kimleri Korur?
UİD-DER’li bir matbaa işçisi
Kapitalist sömürü düzeninde yasalar biz işçileri koruyabilir mi? Kimilerine göre Türkiye’de 4857 sayılı İş Kanunu işçileri korur!
İşte bu kanunun 69. maddesinde “gece çalıştırılan işçiler 7,5 saatten fazla çalıştırılamaz” hükmü yer alır. Ama gelin görün ki uygulanabiliyor mu? Cevabını ben vereyim, hayır! Çalıştığım işyeri devletten aldığı ihaleyi yetiştirebilmek için 12’şer saatlik çift vardiya sistemiyle çalışıyor. Dört saatimizi ise fazla mesai olarak ödüyor. Bunun için kimsenin gıkı çıkmıyor. Asgari ücretle çalışan işçinin nasıl gıkı çıksın ki? Hele bir de mücadeleden uzaksa. Böyle olunca patron da “parasıyla değil mi kardeşim” diyor. Esas işin komik yanına gelelim. Bu yasanın ihlali halinde 783 YTL idari para cezası uygulanıyormuş. Gece işçi çalıştıracak kadar çok işi olan bir patron için 783 YTL nedir ki?
Yine sözde bizi koruyan aynı yasanın 78. maddesinde; “işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınması, makineler, tesisat, araç ve gereçler ile kullanılan maddeler sebebiyle ortaya çıkabilecek iş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenmesi” gerektiği dile getiriliyor. Bizim de aklımıza hemen Tuzla tersaneleri geliyor. 1985 yılından beri 14’ü 2008 yılında olmak üzere toplam 97 işçi hayatını kaybetti. Bunun cezası ise alınmayan önlemler oranında her ay için 77 YTL. Söylenecek hiçbir şey yok.
Bir de 53. maddesine bakalım yasanın. Diyor ki; “İşyerinde işe başladığı günden itibaren, deneme süresi de içinde olmak üzere, en az bir yıl çalışmış olan işçilere yıllık ücretli izin verilir.” Peki, taşeron çalıştırmanın bu kadar yaygın olduğu, sigorta primlerinin doğru düzgün ödenmediği bir ülkede bu madde ne kadar geçerlidir? Taşerona çalışan işçilerin acaba kaç tanesi yıllık izinlerini kullanabiliyorlar? Bu maddeyi ihlal eden patronlarımıza verilen para cezası ise her işçi için 155 YTL’dir. Bunun açıklaması şu: işçiler tatil yapmasın.
Yasa maddelerini böyle sıralamak mümkün. Peki bu yasanın adı iş yasası değil mi? İşçiyi, işçinin haklarını koruması gerekmez mi? Hayır, yasalar bizi koruyamaz. Çünkü o yasaları koyanlar bizzat patronlar ve onların uşaklığını yapanlardır. Bizim haklarımızı biz sınıf mücadelesi vererek koruyabiliriz. Unutmayalım ki bizim dostumuz işçi kardeşimizdir, burjuvazi ya da onun uşaklığını yapan siyasetçiler değil. Eğer biz haklarımızı sonuna kadar kullanmak ve daha fazlasını elde etmek istiyorsak bu çürümüş düzene karşı örgütlenmeliyiz. Tarihimizden dersler çıkarmalıyız. 1986 yılında “bu yasalarla grev yapılmaz” diyenlere en iyi şekilde cevap veren Netaş işçilerini örnek alalım, mücadele bayrağını yükseltelim.
Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!
İşverenler Saldırıyor
Her Şey Bizim Elimizde
- Kamu Emekçileri, Ancak Birleşirse Kazanabilir!
- Sınıf Temelinde Örgütlü Olmak Sabırlı Olmaktır
- Bir Yaz Akşamı…
- Artık Kurdu Gözünden Tanıyorum!
- İşsizliğin Sebebi Sözleşme mi?
- “Bu İşçiler de Çok Nankör Canım!”
- Digel Tekstil İşçilerinin Mücadelesi Devam Ediyor
- Grevci TPI Kompozit İşçileri Kararlı
- Amazon Depo İşçileri Haklarını İstiyor
- İşsizliğe Karşı Mücadele Kapitalizme Karşı Mücadeledir!
- Hak Aramak Değil Grev Kırmak Vebaldir
- Bu Pahalılıkta Tatil Yapmak mı?
- “UİDER” Değil, “UİD-DER”
- Sırrı Abimizi Mücadelemizde Yaşatacağız
- Erol Eğrekler ve İşçi Sınıfı
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
Son Eklenenler
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...