Buradasınız
Yılın İlk 4 Ayında En Az 735 İşçi Hayatını Kaybetti
İş güvenliği önlemlerinin alınmaması nedeniyle gerçekleşen iş cinayetleri her ay yüzlerce işçinin canını almaya devam ediyor. Covid-19 salgınına karşı işyerlerinde gerekli sağlıklı koşulların oluşturulmamasından dolayı işçiler hastalanıyor ve birçok insan hayatını kaybediyor. Covid-19 nedeniyle hayatını kaybeden işçilerin oranı, Nisan ayı verilerine göre iş cinayetlerinde yaşamını yitiren işçilerin toplam sayısının yarısından fazlasını oluşturdu.
İSİG Meclisi’nin raporuna göre Nisan ayı boyunca gerçekleşen iş cinayetlerinde en az 249 işçi ve emekçi hayatını kaybetti. Böylece yılın ilk 4 ayında iş cinayetlerinde yaşamını yitiren işçilerin sayısı 735’e ulaştı.
Nisan ayı boyunca meydana gelen iş cinayetlerine dair raporda yer alan veriler şöyle:
- 19 Kadın işçi, 8 çocuk işçi hayatını kaybetti.
- 5’i Suriyeli, 5’i Pakistanlı ve 1’i Bulgaristanlı 11 göçmen/mülteci işçi hayatını kaybetti.
- 51 yaş ve üstünde olan en az 95 işçi hayatını kaybetti, 65 yaş üstündeki 18 işçi hayatını kaybetti.
- İş cinayetlerinde yaşamını yitiren işçilerin 24’ü sendikalıydı.
- İş cinayetlerinin işkollarına göre dağılımında en çok ölüm yüzde 29 ile ticaret, büro, eğitim işkolunda gerçekleşti. Bu işkolunu yüzde 13’le tarım-orman, yüzde 10’la inşaat-yol, yüzde 8’le belediye-genel işler işkolu ile sağlık işkolu ve yüzde 7 ile taşımacılık işkolu takip etti.
- İşçi ölümlerinin büyük bir çoğunluğu, yüzde 53 oranıyla Covid 19 nedeniyle meydana geldi. İş cinayetlerinin yüzde 12’si ezilme-göçük nedeniyle, yüzde 9’u trafik-servis kazası nedeniyle, yüzde 8’i yüksekten düşme nedeniyle gerçekleşti.
- İş cinayetleri en çok İstanbul’da gerçekleşti. İstanbul’da 39 işçi hayatını kaybederken, Kocaeli’de 15, İzmir’de 12, Antep, Hatay, Konya, Malatya, Mersin, Samsun, Tekirdağ ve Zonguldak’ta 7’şer işçi yaşamını yitirdi.
Kapitalist kâr düzeninde işçilerin canının hiçbir öneminin olmadığını salgın süreci bir kez daha gözler önüne serdi. İş cinayetleri raporlarına yansıyan veriler de bunu her defasında acı bir şekilde doğruluyor. Salgın veya diğer nedenlerle gerçekleşen ve yüzlerce işçinin canını almaya devam eden iş cinayetlerinin önüne geçmek, gerçekten işçilerin hayatını korumayı esas alan önlemlerin uygulanmasını sağlamak işçilerin örgütlü mücadelesiyle gerçekleşebilir.
- İktidarın Zihniyeti İliç’te de Aynı!
- İş Kazaları Kader Ya da Fıtrat Olamaz
- İliç’te Aileler Arama Çalışmalarının Durdurulmasını Protesto Etti
- İliç’te Maden Faciası: Tonlarca Siyanürlü Toprak Çöktü, İşçiler Altında Kaldı
- Öğrenci Olmak: KYK Kredisi ve Motokuryelik
- İSİG Meclisi: Son 11 Yılda 671 Çocuk İşçi İş Cinayetlerinde Hayatını Kaybetti
- 2023’ün İş Cinayetleri Bilançosu: 1932 Can!
- Çocuklarımızın Canı Hiçe Sayılıyor
- Yangın Değil İhmal Can Aldı
- Onun Oğlu Suda Yüzme de Bilmezdi…
- Artık Acılarda Birleşmek İstemiyoruz!
- İşçiler Ölüyor Sorumlular Hesap Vermiyor!
- Davutpaşa Davası Yeniden Görüldü Ama Yine Adalet Yok
- Madenlerden Denizlere Sermayenin Kâr Hırsı Can Alıyor
- Maden Ruhsatsız, Göçmen Sahipsiz!
- Göçmen İşçilerin Katili Sermaye Düzenidir!
- Tosyalı Demir Çelik’te İş Cinayeti
- Kocaeli İSİG Meclisi: AKP’li Yıllar ve İş Cinayetleri Rejimi
- Kazakistan’da Maden Faciası
- Ermenek Katliamının 9. Yılı: İş Cinayetlerinin Hesabını Birleşen İşçiler Soracak
Son Eklenenler
- Siyasi iktidar ve sermaye sınıfı yasa kural tanımadan işçilerin haklarını gasp ediyor. Bu saldırılara işçilerin cevabı ise mücadele etmek, boyun eğmemek oluyor. 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta Manisa Turgutlu’da yürüyüş ve basın...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER’in, “Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” şiarıyla düzenlediği etkinlikler dizisi İstanbul Avrupa Yakası ve Mersin’deki etkinliklerle son buldu.
- Kocaeli İSİG Meclisi ve Eğitim-Sen 1 No’lu Şube, MESEM aracılığıyla öğrencilerin sermaye için çocuk işçi yapılmasına karşı 16 Martta basın açıklaması düzenledi.
- Patronlar iş barışını “patronla işçi arasında uyum, saygı ve güven ortamı” olarak tanımlıyorlar. Peki, patronun işçiyi sömürmesi üzerine kurulu bir sistemde saygıdan, barıştan söz edebilir miyiz? İş barışı söylemini dillerinden düşürmeyen patronlar...
- Malum, Şubat ayını geride bırakıp baharın gelişini müjdeleyen Mart ayına girdik. Fakat içimiz bahar sevinciyle dolmak bir yana daha da kararıyor. Ama bunun tek nedeni hava değil. Atalarımız “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” demişler....
- Ücretlerimizin yükseltilmesini talep ettiğimiz her dönemde, biz işçilere “açgözlü”, “nankör” yaftası yapıştırılır. İktidar sahiplerinden tutun da, daha fazla kâr etmek için hayatlarımızı cehenneme çeviren patronlara kadar sermaye sınıfının zihniyeti...
- İşçilerin pek çok sektörde hak gasplarına karşı verdikleri mücadeleler sürüyor. Antep’te bulunan Sayın Tekstil fabrikasında 200’ü aşkın işçinin ek zam talebiyle 9 Martta başlattığı iş bırakma eylemi devam ediyor. 14 Martta sendikaları BİRTEK-SEN’le...
- Toplumun ezenler ve ezilenler olarak ikiye bölündüğü bir sistemde gerçek adalet ve barış olamaz. Ama gerçek adaleti ve barışı isteyenler olur ve onlar ezilen sınıflardır, kadın erkek işçiler ve emekçilerdir. Dünden bugüne Fransa’dan Türkiye’ye...
- Hepimizin bildiği üzere kısa bir süre önce 2023-2025 MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi grev aşamasında son buldu. Birden çok fabrikada MESS’e bağlı olsun veya olmasın hareketli süreçler yaşandı. Çünkü alınacak ücret başka fabrikadaki işçilerin alacağı...
- Pek çok işçi kardeşimiz grev ve direnişlerde “biz ekmeğimizin peşindeyiz” derler. Bununla ekmeklerini korumak dışında bir amaçları olmadığını anlatmaya çalışırlar. Fakat kısa zamanda ekmeklerini koruyabilmek için sendikaya üye olma, grev, gösteri,...
- TÜİK’e göre Türkiye’de göreli yoksullaşma da azalıyormuş! Ülkedeki ortalama gelirin yüzde 50’si yoksulluk sınırı olarak kabul edildiğinde 2013 yılında göreli yoksulluk oranı yüzde 15 iken 2023 yılında yüzde 13,9’a düşmüş. Pek çok uzman Cumhuriyet...
- Erzincan İliç’te bulunan siyanürlü altın madeninde meydana gelen faciada 9 madenci kardeşimiz hâlâ göçük altında. Siyanürlü liç yığınının çökmesinin ardından siyanürün yanı sıra çeşitli ağır metaller de suya ve toprağa karıştı. Madenin sahibi yerli-...
- Çalıştığım işyerinde Tuncay isimli bir arkadaşımız var. Tuncay eşinden ayrılmış, çok şeker bir oğlu var, hayatta belki de tek tutunacağı dal o kalmış. Gözlerinde “şişe dibi” diye tabir edilen bir gözlük, ayağının biri topal, iki kulağında da işitme...