Buradasınız
Yolsuzluk ve Yolunu Bulmak
Mersin’den bir işçi
2018 ve 2019 boyunca pek çok ülkede işçiler, emekçiler sokaklara döküldüler. Çünkü işsizliğe, yoksulluğa, zamlara, pahalılığa çok öfkeliydiler. Elbette yoksul halkın iliğini kemiğini kurutan egemenlerin yolsuzluklarına da. “Yolsuzluk” yetkiyi kötüye kullanmak, yasalara aykırı iş yapmak yani yoldan çıkmak anlamına geliyor. Yolsuzluk yapmaya, toplumun meşru saymadığı yollarla çıkar elde etmeye de “yolunu bulmak” deniyor. Yani “yolunu bulmak” için “yoldan çıkmak” gerekiyor! Yolsuzluk; devletin, iktidarın, yetkinin dümenini elinde tutanların marifetidir.
Yoldan çıkanlar, yolunu bulanlar, işçilerin, emekçilerin alın teriyle, vergileriyle biriken paraları hortumlayanlar bu memlekette de hiçbir zaman eksik olmamıştır. Mesela işçi sınıfını ezmek için yapılan 12 Eylül darbesinden önce MESS başkanlığı, darbeden sonraysa başbakanlık yapan Turgut Özal “benim memurum işini bilir” demekten, rüşveti meşrulaştırmaktan geri durmamıştı. Devlet katında iş gördürmeyi kolaylaştırmak için rüşvete başvurmak, ihaleler yoluyla sırtını devlete dayamak, yağlı ihalelerle zenginleşmek, “hediyeler” almak adeta gelenek haline getirildi.
Patronlar sınıfı işçileri sömürerek sermaye biriktirir, zenginliklerine zenginlik katar. Emekçilerin vergileriyle dolan kasalar da sanki egemenlerin, siyasetçilerin, bürokratların “babalarının malıdır.” Sıra emekçilerin yaşam kalitesini arttıracak hizmetlere gelince siyasi iktidarlar “devletin kasası” boşmuş gibi davranırlar. Fakat kendileri söz konusu olunca bu kasaları boşaltmak için muhakkak bir yol bulurlar, yani yollarını bulurlar. Kapitalizm var oldukça “yolsuzluk” da olmaya devam edecek.
Düzen onların düzeni olduğu için egemenler, yolsuzluğu yalnızca kanun ve nizamdan ayrılarak yapmıyorlar. Öyle yasalar çıkarıyorlar ki “yolsuzluk” yapmaya bile gerek kalmadan emekçi sınıfları soyup soğana çeviriyorlar, yollarını buluyorlar. Mesela işçiler için kurulmuş olan işsizlik fonunda biriken paraları yasa çıkararak patronların kasalarına aktarmaya, yolunu bulmaya kim yolsuzluk diyebilir ki? Öyle ya, kanun yoluyla yapıldıktan sonra veren ağam alan paşam! Kızılay Başkanı Kerem Kınık ne demişti? “Vergi kaçırmak başkadır, vergiden kaçınmak başkadır.” Yani yolsuzluk yasalarla güvence altına alınıp “ak”lanabilir. Çocuklarımızın rızkından kesip verdiğimiz vergileri patronlara karşılıksız kredi olarak peşkeş çekmek, devlet arazilerine yapılan şehir hastanelerine yüzde 70 doluluk garantisi vererek milyarlarca lirayı patronlara kaynak olarak aktarmak, geçiş garantisi verilen yolların, köprülerin ödemelerini karşılamak için geçmeyenlerden bile para sızdırarak yandaş müteahhitleri zengin etmek “yasal yollardan” “yolunu bulmak” değil midir?
Yani patronlara örtülü ödenekler, el altından milyarlar vermek, usulsüz ihalelerle zenginleştirmek tamam, ama bunlar riskli olduğunda, işi kanununa uydurmak, kanunu “yolunu bulmanın” yolu haline getirmek de zor değil. Örneğin AKP hükümeti işçilerin kıdem tazminatlarını fona devretmek istiyor. Kimi işçiler bunun kendi yararlarına olacağını sanıyorlar. Fakat hükümet bu yasayı çıkararak hem işçilerin işten kolayca atılmasını sağlayacak, hem de fonda biriken paraları kanun yoluyla gene patronların kasalarına aktaracak. Bu, yolsuzluk yapmadan “yolunu bulmak” değil de nedir?
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- İşçi Dayanışması 191. Sayı Çıktı!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
- Unutma, Örgütlen, Hesap Sor!
- Bölünenler mi Birleşenler mi Kazanır?
- Örgütlülük İşçi Sınıfının Gücü, Toplumun Umududur!
- İşçi Dayanışması 190. Sayı Çıktı!
- Asıl Düşman Olan Kim?
- “Dejavu” Sarmalını Kırmak İçin
- Derby’den Özak’a Sendikalı Olma, Sendika Seçme Hakkı
- Boyun Eğmek mi Birlikte Karşı Durmak mı?
- Barış İstemenin Suç Olduğu Yerde İnsanca Yaşam Olur mu?
- Saldırılara Karşı Durmanın Yolu Birlik ve Dayanışmadır
Son Eklenenler
- Siyasi iktidar ve sermaye sınıfı yasa kural tanımadan işçilerin haklarını gasp ediyor. Bu saldırılara işçilerin cevabı ise mücadele etmek, boyun eğmemek oluyor. 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta Manisa Turgutlu’da yürüyüş ve basın...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER’in, “Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” şiarıyla düzenlediği etkinlikler dizisi İstanbul Avrupa Yakası ve Mersin’deki etkinliklerle son buldu.
- Kocaeli İSİG Meclisi ve Eğitim-Sen 1 No’lu Şube, MESEM aracılığıyla öğrencilerin sermaye için çocuk işçi yapılmasına karşı 16 Martta basın açıklaması düzenledi.
- Patronlar iş barışını “patronla işçi arasında uyum, saygı ve güven ortamı” olarak tanımlıyorlar. Peki, patronun işçiyi sömürmesi üzerine kurulu bir sistemde saygıdan, barıştan söz edebilir miyiz? İş barışı söylemini dillerinden düşürmeyen patronlar...
- Malum, Şubat ayını geride bırakıp baharın gelişini müjdeleyen Mart ayına girdik. Fakat içimiz bahar sevinciyle dolmak bir yana daha da kararıyor. Ama bunun tek nedeni hava değil. Atalarımız “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” demişler....
- Ücretlerimizin yükseltilmesini talep ettiğimiz her dönemde, biz işçilere “açgözlü”, “nankör” yaftası yapıştırılır. İktidar sahiplerinden tutun da, daha fazla kâr etmek için hayatlarımızı cehenneme çeviren patronlara kadar sermaye sınıfının zihniyeti...
- İşçilerin pek çok sektörde hak gasplarına karşı verdikleri mücadeleler sürüyor. Antep’te bulunan Sayın Tekstil fabrikasında 200’ü aşkın işçinin ek zam talebiyle 9 Martta başlattığı iş bırakma eylemi devam ediyor. 14 Martta sendikaları BİRTEK-SEN’le...
- Toplumun ezenler ve ezilenler olarak ikiye bölündüğü bir sistemde gerçek adalet ve barış olamaz. Ama gerçek adaleti ve barışı isteyenler olur ve onlar ezilen sınıflardır, kadın erkek işçiler ve emekçilerdir. Dünden bugüne Fransa’dan Türkiye’ye...
- Hepimizin bildiği üzere kısa bir süre önce 2023-2025 MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi grev aşamasında son buldu. Birden çok fabrikada MESS’e bağlı olsun veya olmasın hareketli süreçler yaşandı. Çünkü alınacak ücret başka fabrikadaki işçilerin alacağı...
- Pek çok işçi kardeşimiz grev ve direnişlerde “biz ekmeğimizin peşindeyiz” derler. Bununla ekmeklerini korumak dışında bir amaçları olmadığını anlatmaya çalışırlar. Fakat kısa zamanda ekmeklerini koruyabilmek için sendikaya üye olma, grev, gösteri,...
- TÜİK’e göre Türkiye’de göreli yoksullaşma da azalıyormuş! Ülkedeki ortalama gelirin yüzde 50’si yoksulluk sınırı olarak kabul edildiğinde 2013 yılında göreli yoksulluk oranı yüzde 15 iken 2023 yılında yüzde 13,9’a düşmüş. Pek çok uzman Cumhuriyet...
- Erzincan İliç’te bulunan siyanürlü altın madeninde meydana gelen faciada 9 madenci kardeşimiz hâlâ göçük altında. Siyanürlü liç yığınının çökmesinin ardından siyanürün yanı sıra çeşitli ağır metaller de suya ve toprağa karıştı. Madenin sahibi yerli-...
- Çalıştığım işyerinde Tuncay isimli bir arkadaşımız var. Tuncay eşinden ayrılmış, çok şeker bir oğlu var, hayatta belki de tek tutunacağı dal o kalmış. Gözlerinde “şişe dibi” diye tabir edilen bir gözlük, ayağının biri topal, iki kulağında da işitme...