“Almış dizginleri eline
Bir avuç vurguncu müteahhit toprak ağası
Onların kemik yalayan dostları
Onların sazı cazı villası doktoru dişçisi
...1 Eylül Dünya Barış Günü vesilesiyle Türkiye’nin birçok kentinde düzenlenen miting ve eylemlere katılan yüz binlerce kişi, “emperyalist savaşlara hayır” dedi, Kürt sorununda demokratik çözüm talebini dillendirdi ve barış için haykırdı.
İstanbul Kadıköy’de gerçekleştirilen mitingde ise binlerce emekçi Ortadoğu’ya ve Suriye’ye yönelik emperyalist müdahaleye ve Kürt halkına karşı yürütülen kirli ve haksız savaşa karşı tepkilerini ortaya koydu.
Miting iki koldan yürüyüşle başladı. Tepe Nautilus kolunda en önde yer alan “Suriye’ye Emperyalist Müdahaleye Hayır” ortak pankartı arkasında yüründü. Bu kolda KESK İstanbul Şubeler Platformu, DİSK/Genel-İş, TÜMTİS, Hava-İş, UİD-DER, TMMOB, İHD, ÖDP, Halkevleri, TKP 1920, BDSP, Köz vardı. Ayrıca bu kolda 206 gündür direnişte olan Hey Tekstil işçileri de yerlerini aldılar. Numune Hastanesi önünde toplanan kitle ise “Savaş Değil Barış, Ölüm Değil Yaşam!” ve “Ölüm Değil Çözüm, Çatışma Değil Müzakere” ortak pankartları arkasında yürüyüşe geçti. Bu kolda HDK (BDP, EMEP, ESP, Kaldıraç, Partizan, SDP, SODAP) yürüdü.
Kortejlerden Kürt sorununda demokratik çözümü dile getiren ve savaşa karşı çıkan sloganlar atıldı. Sık sık “Zulme Boyun Eğmeyeceğiz!”, “Direne Direne Kazanacağız!”, “Yaşasın Halkların Kardeşliği!” sloganları coşkuyla haykırıldı.
Miting programı, alana girişlerin tamamlanmasının ardından saygı duruşuyla başladı. Miting tertip komitesi adına yapılan konuşmadan sonra, mitingin çağırıcısı olan kurum temsilcileri sahneye çağrıldı ve kitle selamlandı.
Hatay’dan geldiğini belirten müzisyen Hilmi Yarayıcı, bölgede yaşanan savaşın etkilerinden bahseden bir konuşma yaptı. Yarayıcı, Özgür Suriye Ordusu’ndan kaynaklı olarak halkın tedirgin olduğunu belirtti. İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Ali Çerkezoğlu, İHD İstanbul Şube Başkanı Ümit Efe, ÖDP İl Başkanı Avni Gündoğdu, Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy, TKP 1920 adına Yusuf Türkoğlu birer konuşma yaptılar. Konuşmacıların çok olması ve konuşmaların uzatılması kitlenin sıkılmasına ve dağılmaya başlamasına neden oldu.
Daha sonra BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ve BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da birer konuşma yaptılar. Önder, yaptığı konuşmada, savaşın önündeki engelin egemenlerin düzeni olduğunu vurguladı. Barış için müzakere sürecinin işlemesi gerektiğine vurgu yapan Önder, savaşın ölüm anlamına geldiğini ve barışın önündeki engelin sermayenin yapısı olduğunu dile getirdi. Halkların barış istediğini vurgulayan Önder, konuşmasını “ya başaracağız, ya başaracağız” sözleriyle bitirdi.
Selahattin Demirtaş ise, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla Edirne’den Hatay’a alanlara çıkıp bütün direnenleri saygıyla selamladıklarını belirtti. Demirtaş, konuşması boyunca kendisini ve BDP’li diğer milletvekili arkadaşlarını yalancı ve samimiyetsiz olmakla suçlayan Başbakan Erdoğan’a cevap verdi. Demirtaş, Kürt halkının demokratik talepleri için mücadele ettiklerini; özgür, eşitlikçi, adil bir yaşam olmadan barışın gelmeyeceğini, Kürt halkının demokratik talepleri olan demokratik özerklik, ana dilde eğitim gibi taleplerinin karşılanması gerektiğini söyledi. Demirtaş, mitingde Başbakan Erdoğan’ın iki yıl önce Suriye ve Esad hakkında yaptığı bir konuşmayı dinletti. Bu konuşmasında Suriye’de barıştan ve kardeşlikten dem vuran Erdoğan’ın gerçekte barış istemediğini, dün “kardeşim Esad” diyen Erdoğan’ın şimdi savaş çığırtkanlığı yaptığını dillendirdi. Erdoğan’ın iki yüzlü tutumu üzerinde durdu. Demirtaş, konuşmasını, sorunların çözümünün halkların kendi avuçlarında olduğunu vurgulayarak sözlerini bitirdi.
UİD-DER, “Emperyalist Savaşa Hayır! Ortadoğu’ya Barış! Kürtlere Özgürlük!” pankartıyla mitinge katıldı. Kürt halkına karşı yürütülen haksız savaş ve Suriye’ye dönük emperyalist müdahale atılan sloganlarla protesto edildi.
UİD-DER kortejinde, devletin ve AKP hükümetinin Kürt halkına karşı uyguladığı zorbalık ve baskıcı politikalarla Suriye’ye yönelik emperyalist planların teşhir edildiği konuşmalar yapıldı. Sermaye düzeni oldukça savaşların da olacağı, savaşları durdurmanın yolunun kapitalizmi alaşağı etmekten geçtiği belirtildi. Türkiye’nin, emperyalist emelleri temelinde Suriye’de iç savaşı desteklediğinin üzerinde duruldu. “Kürt sorununu çözeceğiz” diyen AKP hükümetinin Kürt ve Türk halkını kandırdığı, ikiyüzlü politikalarla ülkeyi kan gölüne çevirdiği ifade edildi. “En temel haklarından dahi yoksun bırakılan, anadillerinde eğitim istedikleri için ‘bölücü’ ilan edilen Kürt halkının özgürlük talepleri tankla, topla, bombayla bastırılmaya çalışılmaktadır. Demokratik çözümden kaçıp otuz yıldır izlenen savaş politikalarına geri dönüşün bedelini, her gün her iki taraftan da yaşamını yitiren gencecik emekçi çocukları ödemektedir” denerek, haksız savaş kınandı.
UİD-DER kortejinden sık sık “Emperyalist Savaşlara Hayır! Halklara Özgürlük!”, “Ortadoğu’ya Barış! Halklara Özgürlük!”, “Sermaye Oldukça Savaşlarda Olacak!”, “Kapitalistler için Dökecek Kanımız Yok!”, “Kürtlere Özgürlük! Kurdara Azadi!”, “Kendileri Yönetse Bütün Halklar Bir Olur!” sloganları haykırıldı.
“Almış dizginleri eline
Bir avuç vurguncu müteahhit toprak ağası
Onların kemik yalayan dostları
Onların sazı cazı villası doktoru dişçisi
...Bir seçim sürecinde daha burjuva siyasetçiler, yani patronların siyasi temsilcileri sahnedeler. Milyon dolarlık reklam kampanyaları eşliğinde, işçileri yalanlarına inandırmak için kapı kapı geziyorlar. İşçilere, emeklilere...