Buradasınız
Zincirlerinden Kurtulmak
GOSB’dan metal işçisi bir kadın
Köleler ayağa kalkmasalardı zincirlerini fark etmeyeceklerdi. Ayağa kalkıp zincirlerini fark etmeselerdi onlardan kurtulmak istemeyeceklerdi. Değişmeyecek diye zannedilen her şey değişmiş. Bu günün dünyasında kapitalist sömürü düzeni hükmünü sürse de, eni sonu işçi sınıfının demir yumruğuyla yerle yeksan olacaktır. O zaman insanlar sınıfların, sınırların, savaşların, sömürünün olmadığı yaşanılası bir dünyaya kucak açacaktır kardeşçe.
Köle sahipleri, köleleri ayaklarından zincirlediler itaat etmeleri için. Patronlar sınıfı ise elinden, kolundan, gözünden, kulağından, beyninden her yanından bağladı işçileri. Yalanlar gerçeğe, gerçekler yalana döndü. Umutsuzluk, çaresizlik sardı her yanı. Köleler zincirlendi, işçiler, emekçiler ise zehirleniyor her geçen gün bu çarkı bozuk düzende. Ama bir gerçek asla değişmeyecek, her karanlık gecenin sonunda elbet güneş doğacaktır. İşçi sınıfının ayağa kalktığında neler yaptığı tarihle sabitlenmiştir. Hangi yalan, hangi güç silebilir yaşanmış gerçekleri, işçi sınıfının 1917 Ekiminde kazandığı zaferi? Hiçbir kuvvet silemez, üzerini örtmeye çalışsalar da gerçekler inatçıdır, gerçekler güçlüdür yalanlardan. Gün gelir devran döner, işçi sınıfı her şeyin hesabını sorar tepeye çöreklenmiş bir avuç asalaktan. O güne değin de işçi sınıfının gücüne inanan mücadeleden kopmayan işçiler ilmek ilmek örecektir sınıfının mücadele ağlarını.
bir şafak vakti karanlığın kenarından
onlar ağır ellerini toprağa basıp doğruldukları zaman.
En bilgin aynalara en renkli şekilleri aksettiren onlardır.
Asırda onlar yendi, onlar yenildi.
Çok sözler edildi onlara dair ve onlar için:
Zincirlerinden başka kaybedecek şeyleri yoktur,
denildi.
Bugün de içinden geçtiğimiz sürecin vahameti ortadadır. Gün be gün artan yoksulluk, açlık, kadın cinayetleri, yetersiz sağlık ve eğitim hizmetleri, grevlerin yasaklanması, demokratik hak ve özgürlüklerin kısıtlanması, düşen ücretler, uzayan iş saatleri, taşeron belası, özel istihdam büroları saymakla bitmeyecek kadar çok olan ortak sorunlarımız! Patronların ve onların siyasi temsilcilerinin belirlediği kanunlar hayatlarımızı şekillendirirken, bir kez olsun fikri sorulmayan milyonlarca işçi, işsiz, öğrenci olarak sesimizi yükseltmek için emeğin, birliğin, dayanışmanın günü olan 1 Mayıs’ta UİD DER’le alanlara!
Öğretmenim 1 Mayıs Nedir?
- Metal İşçisi Kadınlar Olarak 1 Mayıs’ta UİD-DER’leyiz
- Çocuklarımızın Geleceği İçin Haydi 1 Mayıs’a
- New York’lu İşçiler: Mayıs Ayında Kira Ödemiyoruz!
- Yaşasın 1 Mayıs! Yaşasın Örgütlülüğümüz!
- Dünyada 1 Mayıs: Yasaklara, Baskılara İnat Mücadele!
- Sendikalardan 1 Mayıs Açıklamaları
- 1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim!
- UİD-DER’li Kadınlar 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye
- Bugün 1 Mayıs Kardeş
- Birleşen İşçi Her Zaman Kazanır
- 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye
- 1 Mayıs’la Umudumuzu Yeniden Kuşandık
- Yaşasın 1 Mayıs!
- UİD-DER Kadın Komitesi: Korkuya Teslim Olmuyoruz, 1 Mayıs Ruhunu Yaşatıyoruz!
- 1 Mayıs Geliyor ve Bir Kahraman Lazım!
- 1 Mayıs Ruhuyla Mücadelemizi ve Dayanışmamızı Güçlendirelim!
- İşten Atmalara ve Ücretsiz İzinlere Hayır!
- Sendikalardan Çağrı: Güzel Günler İçin 1 Mayıs’a!
Son Eklenenler
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...