Buradasınız
“16 Ton” Nedir Bilir misiniz?
Kıraç’tan bir işçi
Kıraç’taki derneğimizde, o bölgede oturan ve çalışan işçi arkadaşlarımızla beraber “16 Ton” belgeselini izledik. Belgesel madencileri anlatıyordu. İnsanlığın tarihinden başlanarak anlatılan belgeselde madenciliğin nasıl bir sektör haline geldiğini görmüş olduk. O dönem insanlar silah zoruyla madenlere indiriliyormuş. Beş yaşını doldurmuş çocuklar artık madende çalışabilir olarak kabul ediliyor ve büyüklerle beraber madenlere indiriliyor. Çünkü çocukların ellerinin küçük ve her köşeye ulaşabilir olması ve ucuz işgücü olmaları patronların işine geliyor. Belgeselde kimi zaman madenciler için hazırlanmış olan “16 ton” şarkısını dinledik, kimi zaman da madencilerin mücadelelerine tanık olduk. Anladık ki, belgesel boyunca farklı versiyonlarını dinlediğimiz “16 Ton” şarkısı, o dönemlerde her bir madencinin bir günde çıkarması gereken kömür miktarından esinlenilerek yazılmış.
Belgeselde, madenlerde yaşanan patlamalar ve kaybedilen canlar vardı. Ölenlerin cenazesini taşıyan arkadaşları önce ağlayıp sonra da madenin yolunu tutuyorlar. Madencilerin renkleri de yaşamları da her yerde birbirine benziyor. Belgeselde dünyadan olduğu kadar Türkiye maden ocaklarından da görüntüler vardı. “Kara elmas diyarı” olarak bildiğimiz Zonguldak’tan da görüntüler vardı. Orada da madencilerin renkleri, iş koşulları, ölüm biçimleri birbirlerine benziyordu. Maden işçilerinin kaderleri de aynıydı. Dinleri, renkleri, ülkeleri farklı olsa da başlarına gelenler değişmiyordu. Akciğer kanserine yakalanıp yaşamaya devam ediyorlar. Şanslı olanlar emekli olup öyle ölüyorlar. Üzerinden yüzyıllar geçmiş olmasına rağmen madenlerde iş cinayetleri yaşanmaya devam ediyor. Yine her yıl yüzlerce maden işçisini yeterli önlem alınmadığı için çeşitli patlamalar ve kazalar sonucunda kaybediyoruz. Belgeselde de söylendiği gibi patronlar için asıl olan kârdır, gerisi teferruattır.
Kemal Türkler Mezarı Başında Anıldı
Bericap Direnişi Bitirildi
- “Yüzücüler” Filmi: İnsanlığın Göç Yollarındaki Yaşam Mücadelesi
- Üzgünüz Size Ulaşamadık!
- Umutsuzluk içinde “Umut”
- Sahte umudun umutsuzluğu
- Umutla gerçek arasındaki fark
- Cabbar’ın ümitsiz umudu
- “Umut fakirin ekmeğidir” derler
- Yılmaz Güney’in UMUT filminden
- Dövüşenler ölenlerin tutmaz yasını!
- “Gazap Üzümleri” Film Gösterimi
Son Eklenenler
- Vivident, Mentos gibi sakız ve şekerleme markalarının üreticisi olan Perfetti Van Melle’nin İstanbul/Kıraç’ta bulunan fabrikasında çalışan işçiler Tekgıda-İş Sendikasında örgütlenmiş, şirket yönetiminin sendika düşmanı tutum ve baskılarıyla...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Rus yazar Tolstoy “acı duyabiliyorsan canlısın, başkasının acısını duyuyorsan insansın” der. Tolstoy’un bu ifadeleri özü itibariyle insanlaşmayı anlatır. İşçi sınıfı olarak, sömürücü efendilerden insanlık için insanlaşma...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER, sözünü İşçi Dayanışması’yla söylüyor. Kapitalist sömürüye, zorbalığa, ayrımcılığa, haksız savaşlara karşı işçi sınıfına sesleniyor ve diyor ki kurtuluş ellerinizde, birliğinizdedir.
- İşçi ve emekçiler pek çok ülkede 2024 yılını mücadeleyle kapattı, 2025’i mücadeleyle karşıladı. Kapitalist sömürü düzeninin yol açtığı sorunlar büyürken, buna karşı işçilerin mücadelesi ve dayanışması da güçleniyor. Emperyalist savaşın yayıldığı,...
- Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Aralık ayı yıllık enflasyonunu yüzde 44,38, 12 aylık ortalama enflasyonu ise yüzde 58,51 olarak açıkladı. Kamu emekçilerinin ve emeklilerin maaş artışında önemli bir faktör olan altı aylık enflasyon ise yüzde 15,75...
- Harb-İş Sendikası Eskişehir Şubesi, 3 Ocakta basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasında kamu işçilerinin toplu iş sözleşmesi (TİS) sürecine, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına ve Harb-İş üyesi işçilerin yaşadıkları ekonomik...
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...