Buradasınız
“Size iş de yok, oksijen de”
Gülsuyu’ndan bir tekstil işçisi
Geçtiğimiz günlerde Çerkezköy Öznur Kablo’da hepimizin tüylerini diken diken eden bir uygulama yaşandı. Sendikalı olmak istedikleri ve daha insanca koşullarda çalışmayı talep ettikleri için işten atılan, üstelik burjuva devletin mahkemeleri tarafından bile haklı görülüp işe iadelerine karar verilen 11 işçi, patronları tarafından 13 gün boyunca çöp konteynırına kapatıldılar. İşe iade edilme kararı çıktıktan sonra işbaşı yapmak üzere fabrikaya gelen işçiler, önce depoya sonra da çöp konteynırına kilitlendiler. İşçilerin tek suçuysa sendikalı ve güvenceli çalışmak istemeleri idi. Yasalara göre bu onların hakkıydı. Ama uygulamada hiç de böyle olmadığına bir kez daha, üstelik en vahşi haliyle tanık olduk. Patronlar “size iş de yok, oksijen de” dediler. Yasaları yapan ve işlerine geldiği gibi uygulayan patronlar sınıfı, bu olayda işçileri bizzat kendisi cezalandırmış ve böylece “sendikalı olmak isterseniz başınıza gelecekler bunlardır” diyerek işçi sınıfının örgütsüz kesimlerine gözdağı vermek istemiştir. İyi ama bizler bunun karşısında sinip oturacak mıyız?
Bu tür olaylar kapitalist sisteme karşı bir kez daha nefret duymama neden olurken, diğer taraftan da beni fazla şaşırtmıyor. Çünkü bu sistemde patronlar sınıfının çıkarları uğruna bugüne kadar neler yaptıklarını biliyorum. Daha birkaç ay önce, Tuzla’daki bir tersanede yaşanan iş kazasında hayatını kaybeden işçiyi çalıştığı iskeleye boynundan iple asan da bu patronlardan biri değil miydi? Üç dört yıl önce, mesaiye kalmak istemeyen tekstil işçilerinin üzerine kapıları kilitleyip, çıkan yangında ölümlerine neden olan kimdi? İşçi ve emekçilerin yararına ne varsa kırpan SSGSS yasasını çıkaran, üstelik de dalga geçer gibi işçilere süt hakkı vereceklerini söyleyenler de patronlar sınıfının temsilcileri değil mi? En basit haklarımızı talep ettiğimizde bile karşımıza copla, biber gazıyla, gözaltılarla, işkencelerle gelenler hep patronlar sınıfı ve onların kolluk güçleri olmuyor mu?
Bizlere burjuva medyada çok farklı gösterilen tüm bu sınıf çatışmalarında haklı olanın işçi sınıfı olduğunu biliyoruz. Ama haklı olmak bu uygulamaları ortadan kaldırmaya yetmiyor, yetmeyecek. Sendikal haklarımızı garantiye almak, daha insanca ve yaşanılabilir koşullar yaratmak, açlığa yoksulluğa son vermek ve bu sömürü çarkını sonsuzluğa göndermek bizlerin elinde. Eksik olan bizim birlikteliğimizdir, bilinç ve örgütlülüğümüzdür. Oysa patronlar sınıfının kendi çıkarları söz konusu olduğunda nasıl da birlikte hareket ettiklerini SSGSS yasasında bir kez daha gördük. Baktığımızda onlar bir avuç “insan” bizlerse milyarlarcayız. Hani hep söyleriz ya “tükürsek tükürüğümüzle boğabiliriz” onları diye, işte öyle. Yeter ki gücümüzün farkına varalım. Yeter ki birlikte ve örgütlü mücadelenin önemini kavrayalım. Her zaman soralım kendimize: Daha kaç can vereceğiz patronlara, daha ne kadarımız bu insanlık dışı uygulamalara maruz kalacak, daha ne kadar hakkımızdan vazgeçeceğiz onların sömürü çarkı dönsün diye?
Evet dostlar, tüm bu bedelleri ödemek istemiyorsak sınıf bilinciyle donanmalı ve bildiklerimizi tüm işçi kardeşlerimizle paylaşmalıyız. Bizler doğru temellerde anlattığımızda daha güzel bir dünyayı, daha yaşanası bir dünyayı “istemiyorum” diyecek bir işçi olduğunu sanmıyorum. Kaybedecek hiçbir şeyimiz yok, oysa kazanacak koskoca bir dünya var. Biz inanalım ve inandığımız dünyayı yaratma mücadelesindeki yerimizi alalım. Gelecek bizlerin ellerinde hayat bulacaktır.
Çocuk İşçiler
Bu Sene Bahar Erken Geldi
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
- Her Şey Karşıtıyla Vardır
- Çocuklar Öldürülmesin Şeker de Yiyebilsinler
- Bu Cesareti Nereden Alıyorlar?
- İlk Adımlarını Direnişte Atan, “Eylem” Adını Alan Çocuklarımız
- “Kim Uğraşacak Şimdi” Deme, Aradığın Çözüm Sende…
- “Hayal Vergisi” de İster misin?
- Bu Akşam Yemekte Tağşişli Gıda Var!
- “Bir Yemeklik Bamya”
- Kim Viral Olmalı?
- Sınıfına Ters Düşme!
- Asıl Hırsız Kim?
- Ruhumuzu Esir Alan Korkuyu Çıkarıp Atalım
- Konserve Yapmak Çözüm mü?
- “Çocuklarınız Zekiyse Bile İş Bulamaz!”
- Avrupa Bizi Kıskanırken Market Raflarına Ne Oldu?
- Biri Yıllık İzin mi Dedi!
- Annelerin Acıları Bize Ne Anlatıyor?
- Borsa’da Sadece Para mı Kaybedilir?
- Tatlı Meyve, Acı Reçete
Son Eklenenler
- Türkiye’deki grev ve direnişlere her geçen gün yenileri eklenirken işçilerin mücadelesi dayanışmayla büyüyor. Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmelerinin özelleştirilmesine karşı işçilerin başlattığı direniş devam ediyor. Genel Maden İşçileri...
- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Gününde her yıl olduğu gibi bu yıl da emekçi kadınlar alanları doldurdu. Dünyanın dört bir yanında olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar onlarca kent ve ilçede protesto yürüyüşleri, nöbet eylemleri...
- Yunanistan’da 20 Kasımda pek çok sektörden on binlerce işçi genel greve çıktı. Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (GSEE) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (ADEDY) çağrısıyla gerçekleşen grevle birlikte 70 şehirde protesto...
- Ankara’dan UİD-DER’li işçiler olarak özelleştirmeye ve hak gasplarına karşı eyleme geçen Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmesi işçilerini eylem alanlarında ziyaret ettik. 20 Kasımda maden işçileri iş bırakarak direnişe başlamış, ardından...
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...