Buradasınız
3 İşçi Ölerek 300 Kişinin Hayatını Kurtarmış!
Pendik’ten bir işçi
Tersane’de yaşanan filika kazasını hepimiz yüreğimiz burkularak okuduk. Açıklanan raporlarda ise suç filikanın Çin malı olmasında bulunuyor. “İnsan kusuru vardır, malzeme hatalıdır” deniliyor ve yine sorunun gerçek suçluları kollarını sallaya sallaya dolaşmaya devam ediyorlar. Doğru ya, “Allah yapısı değil ya bu canım, kul yapısı, hata olabilir!” Ve deniliyor ki “3 işçi, ölmekle, 300 kişinin hayatını kurtardı.” Neredeyse kum torbası yerine konmalarını kahramanlık olarak nitelendiriyorlar.
Peki, soruyoruz bu 300 kişi hangi 300 kişi? İşçi maaşımızla karnımızı bile zor doyuruyorken biz değiliz bu 300 kişi. Tabiî ki yaz tatillerini orada burada geçirecek zengin kodamanlardır. Gemilerle yabancı okyanuslara, sahil kasabalarına, turistik adalara seyahat yapacak patronlar sülalesidir bu 300 kişi. Hayatlarımızla ve ölümlerimizle yine kurtardık patronlar sınıfının aç kurtlar sürüsünü. 3 işçi ölmüş çok mu? Nasıl olsa yüz milyonlarcayız. Birimiz ölürse boşluğunu dolduracak onlarcası var kapıda. Peki, bir işçi hangi zorluklarla o yaşa geliyor? İşçi analar çocuklarını arada derede büyütüyorlar. Çalıştıkları atölyelerin, fabrikaların tezgâh aralarında büyütüyorlar çocuklarını. Fabrika bahçesi oyun sahası oluyor işçi çocuklarının. Konuya, komşuya, akrabaya teslim ediliyorlar, gözler ve akıllar onlarda kalarak. Emek harcıyorlar, emziriyorlar, ekmek kazanıyorlar onlar için analar. Okutamıyorlar çoğu zaman. İhtiyaçlarını karşılayamadıkları için yürekleri kanayarak büyütüyorlar çocuklarını. Ve gün geliyor, bu kadar emek, yetişen bunca insan bir makinenin vidasının kopması gibi kopup gidiyor hayattan. Tersanenin karanlık suları alıyor yaşamlarını.
Her gün her sektörden, her fabrikadan kanı damlıyor işçi kardeşlerimizin üretim alanlarına. Artık yeter! Hesabını sormalıyız. Bir bir ödetmeliyiz bedelini. Üretim sahalarında değil mücadele alanlarında, insan değeri görebilmek için, güzel günler yaşayabilmek için, emeğimize ve geleceğimize sahip çıkmak için akmalı kanımız akacaksa. Asalaklar sürüsünü tepemizden atmak için mücadele etmekten, örgütlenmekten başka kurtuluşumuz yok. O kızıl gün geldiğinde bizim yazdığımız raporlarda patronu, armatörü, tüm sömürücüler, işçi kardeşlerimizin kanını emen sistemin suçlusuydu diye geçmeli kayıtlarımıza.
Devlet Malzeme Ofisinde Sorunlarımız
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
- Aşırı Sıcaklar İşçi Sağlığı ve Güvenliğini Tehdit Ediyor
- Teknoloji Çağındayız Ama İşçiler Çalışırken Ölüyor!
- Örgütsüzlüğümüzün Bedeli: Artan İş Cinayetleri
Son Eklenenler
- İzmir Buca’da sendikal baskıların ve işten atma saldırısının devam ettiği Telus önünde direniş başladı. Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri ve ardından Metropol İnşaat adlı taşeron şirketler bünyesinde çalışan inşaat...
- Yeni bir yılın, 2025’in ilk günlerini yaşıyoruz. Ama işçi ve emekçilerin yüreğinde “yeni” olanın getirdiği heyecan ve umut yerine büyüyen endişeler ve kasvet var. Takvim yaprakları hariç hayatımızda değişen tek şey yaratılan ekonomik yıkımın...
- Her Aralık ayında izlediğimiz asgari ücret tiyatrosu bu yıl çok daha trajik bir şekilde sonuçlandı. Resmi enflasyonun, TÜİK’in uydurma rakamlarıyla bile yüzde 47 olduğu, ENAG’a göre yüzde 87 olduğu bir süreçte asgari ücrete sadece yüzde 30 zam...
- DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında 2024-2026 dönemi için yürütülen TİS görüşmelerinde MESS’in yüzde 40 oranında zam dayatması üzerine Schneider Elektrik’in Manisa ve Kocaeli...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde, İZENERJİ, İZELMAN, Ege Şehir Planlama, İZFAŞ şirketlerinde çalışan DİSK/Genel-İş Sendikasında örgütlü işçiler maaş, yılsonu ikramiye ve eğitim alacakları ödemelerinin geç ve eksik yapılmasını protesto etmek...
- UİD-DER’li emekçi kadınlar olarak, bir grup Polonez direnişçisi kadın kardeşimizle güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Direnişçi bir ablamız “bize hep ‘aman kurulu düzenimiz bozulmasın’ düşüncesini bellettiler” dedi. Bu söz üzerine uzunca sohbet ettik...
- Polonez işçileri 173 gün süren mücadelelerinin kazanımla sonuçlanmasının ardından fabrika önünde kurdukları direniş çadırını halaylarla, sloganlarla kaldırdılar. 7 Ocakta direniş alanında zaferlerini kutlayan işçiler, davul zurna eşliğinde halaylar...
- İktidar ve sermaye sınıfının saldırıları böylesine ağırken işçilerin birlik olamayacağını düşünmek kime yarar sağlar? Bu düşünce doğru bir akıl yürütme yöntemi olabilir mi? Karşımızdaki yıkım tablosu, işçilerin birleşmek dışında bir çıkış yolu...
- İstanbul Çatalca’da bulunan Polonez fabrikasında işçiler Tekgıda-İş Sendikası’nda örgütlendikten sonra gerekli şartları sağlamalarının ardından yetki başvurusunda bulunmuş ve hemen ardından 146 işçi işten atılmıştı. İşten çıkarmaların ardından...
- Aile Sağlığı Merkezi (ASM) çalışanları, 1 Kasımda yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ni protesto etmek için 6-10 Ocak günlerinde Türkiye genelinde iş bırakıyor. ASM çalışanları “Eziyet Yönetmeliği” olarak nitelendirdikleri...
- Vivident, Mentos gibi sakız ve şekerleme markalarının üreticisi olan Perfetti Van Melle’nin İstanbul/Kıraç’ta bulunan fabrikasında çalışan işçiler Tekgıda-İş Sendikasında örgütlenmiş, şirket yönetiminin sendika düşmanı tutum ve baskılarıyla...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Rus yazar Tolstoy “acı duyabiliyorsan canlısın, başkasının acısını duyuyorsan insansın” der. Tolstoy’un bu ifadeleri özü itibariyle insanlaşmayı anlatır. İşçi sınıfı olarak, sömürücü efendilerden insanlık için insanlaşma...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER, sözünü İşçi Dayanışması’yla söylüyor. Kapitalist sömürüye, zorbalığa, ayrımcılığa, haksız savaşlara karşı işçi sınıfına sesleniyor ve diyor ki kurtuluş ellerinizde, birliğinizdedir.