Buradasınız
5 Yılda 300 İşçi!
Ankara’dan bir grup işçi

300 can, 300 insan, evine ekmek götürmek için alın teri döken 300 işçi. Kimi akrabamız, kimi komşumuz, kimi hemşerimiz. Belki de hiç biriyle bir tanışıklığımız yok, belki yaşamın bir gününde karşılaştık bir otobüs de ya da bir markette. Belki içten içe birlikte küfür salladık otobüsün kalabalık olmasına, böyle taşınmaya ya da hayat pahalılığına. Akraba, komşu, arkadaş olmasak da sınıf kardeşiydik her biriyle. Onların canını alan bu kapitalist haramiler düzeni bizi de öldüresiye çalıştırıyor, geleceksiz bırakıyor, yarınımızı, umutlarımızı çalıyor. Biz de her sabahın alacakaranlığında evimizden çıkarken tek parça halinde geri dönüp dönemeyeceğimizi bilmeden yaşıyoruz.
Ankara İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, son 5 senede içimizden 300 insanın iş cinayetlerine kurban gittiğini açıkladı. Meclisin yayınladığı rapor, Ankara’yı işçi sağlığı ve iş güvenliği bakımından, özellikle de iş cinayetleri bakımından değerlendiriyor. 2013’ten 2018 Eylül ayına kadar Ankara’da en az 300 işçi iş cinayeti sonucu yaşamını kaybetmiş. Ölenlerin 25’i kadın, 9’u çocuk ve 11’i mülteci-göçmen işçiymiş. Cinayetlerin 78’i inşaat, 26’sı metal, 24’ü tarım işkolunda gerçekleşmiş. 56 işçi yüksekten düşerek, 54 işçi trafikte/serviste kaza geçirerek, 32 işçi ezilerek, 24 işçi kalp krizi, 18 işçi şiddet, 10 işçi patlama, 9 işçi elektrik çarpması, 7 işçi üzerine nesne düşmesi, 7 işçi intihar sonucu ölmüş.
Raporda da belirtildiği üzere 7 organize sanayi bölgesi ve 13 sanayi sitesi bulunan Ankara artık sadece memur kenti olarak düşünülemez. Sanayi dışında inşaat da binlerce işçinin çalıştığı bir sektör. Kamuda taşeronlaşmanın artması bu alanda çalışan işçi sayısını da arttırdı. Şehrin çevresindeki köylerde işçiler özellikle hayvancılık alanında göçmen yoğunluklu çalışıyor. Düşük ücretler, bitmek bilmez mesailer, ağır çalışma koşulları, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınmaması, meslek hastalıkları ve iş cinayetleri açısından tablonun ağırlaşmasına neden oluyor.
İşçiler, genel olarak örgütlenme, sendikalaşma, hak alma bilinci ve özgüveninden uzak olduklarından kötü koşullara boyun eğmek zorunda bırakılıyorlar. Havalandırması olmayan, yeterince ısıtılmayan fabrika ve atölyeler, sensörleri devre dışı bırakılmış makineler, göstermelik sağlık taramaları, kâğıt üzerinde kalan işçi sağlığı ve güvenliği tedbirleri işçilerin yaygın şekilde karşı karşıya kaldığı sorunlar. Ankara İSİG meclisinin raporunda işsiz sayısının 250 bini bulduğu, %11,4 ile Ankara’da işsizliğin Türkiye ortalamasının üzerinde olduğu belirtiliyor. Bu tablo karşısında işsiz kalma korkusu yaşayan Ankaralı işçiler koşullardan şikâyetçi olsalar da kendilerini boyun eğmek zorunda hissediyorlar. Tüm bunlar sonucunda Ankara en fazla iş kazasının yaşandığı üçüncü, en fazla meslek hastalığı teşhisi konulan dördüncü il oluyor.
Sanayi sitelerinde, stajyer adı altında 13-14 yaşında çocuklar yetişkin işçilerden daha ağır koşullarda çalıştırılıyor. Göçmen-mülteci işçilerde yaş 9-10’a kadar düşüyor. Ankara İSİG Meclisi’nin raporuna göre çocuklarda çalışma yaşı ortalama 10,3’e kadar düşmüş durumda. Çalışan çocukların çoğu okula devam edemiyor. Sokakta çalışan her 10 çocuktan 4’ü fiziksel ve cinsel şiddete maruz kalıyor. Küçücük bedenleriyle kocaman atık toplama arabalarının altında ezilen çocuklar sıklıkla trafik kazalarının da kurbanı oluyorlar. Bu kazalar iş kazası olarak bile geçmiyor.
Raporda Ankaralı emekçi kadınlar için ise şu bilgiler var; “Ankara’da tam zamanlı çalışan 445 bin, yarı zamanlı çalışan 86 bin kadın bulunuyor. Ankara’da kadın istihdamı görece yüksek ancak kadınlar geçici ve niteliksiz işlerde yoğunlaşıyor. Kamu dışında kadınların büyük bölümü küçük işletmelerde ve atölyelerde, ev işlerinin uzantısı olan işlerde çalışıyorlar. Erkek işçilere göre daha az ücret alıyor, daha güvencesiz koşullarda çalıştırılıyor ve kadın olduğu için ayrımcılığa uğruyor.” Ankara’da sanayinin yoğunlaşması ve genel olarak işçi maaşlarının düşmesi sonucu çalışma hayatına katılan kadın sayısı da artı. Kadınlar hem ev işlerinde, hem kamuda temizlik ve benzeri güvencesiz-taşeron işlerde hem de fabrika ve atölyelerde çalışıyorlar. Ağır ve güvencesiz çalışma koşulları kadın emekçilerin hem bedensel hem de ruhsal yönden yıpranmalarına neden oluyor.
Patronlar sınıfı işçilerin canını korumak için alınan önlemlere maliyet gözüyle bakarlar. İşçilerin örgütlenip çalışma koşulları üzerinde söz hakkı kazanmasını, önlemlerin alınmasını sağlamasını istemezler. Bu kötü tablonun temel nedeni budur. Raporda Ankara’da sendikalaşma oranının sadece %9,82 olduğu ifade ediliyor. Bu bir tesadüf değil. Ankara’da son 5 yılda yitirdiğimiz 300 canımızın, Türkiye de yitirdiğimiz on binlerce canımızın ve bütün kayıplarımızın hesabını sormak için, bir daha işçilerin iş cinayetlerinde ölmemesi için, çocuklarımızın büyüdüğünü görmek için bu durum değişmeli. İş kazaları ve iş cinayetleri, işçilerin işyerlerinde, sendikalarında, siyasi örgütlerinde, hayatın her alanında örgütlenmesi ve patronlar sınıfına karşı birlikte hareket etmesi, onların sömürü düzenini yıkması ile son bulur.
- Çocuk İşçilikle Mücadele İşçi Sınıfının Örgütlü Mücadelesinin Büyümesiyle Mümkün
- 301’i, Soma’yı, O Günden Beri Hiç Unutmadık…
- Nurtani İçin Adalet, Adalet İçin Mücadele Gerek
- Sorumluluğu İşçiye Yıkmanın Yolu: “Ya Güvenli Çalış Ya Hiç Çalışma”
- “Benim Suçumdu Abla”
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Soma’yı Hatırlamak
- Soma'yı Unutma, Örgütlen, Hesap Sor
- Nurtani İçin Adalet, Adalet İçin Mücadele Gerek
- İş Cinayetinde Ölen İşçiler Kusurlu Sayıldı
- Oba Makarna, ZSR, Amasra, Kartalkaya… İş Cinayetleri, Denetimsizlik, Teşvikler
- “Emekliler Yılında” 512 Emekli İş Cinayetlerinde Katledildi
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- Amasra Katliamının 10. Duruşması Görüldü
- İş Cinayetleri Artıyor, Hayatımız İçin Mücadele Etmeliyiz
- İran’da Maden Faciası: Kapitalizm Can Almaya Devam Ediyor
- Kocaeli’de Oba Makarna’daki İş Cinayeti Eylemle Protesto Edildi
- Oba Makarna’da İş Cinayeti
- Soma Katliamı Davası: “Parasına Göre mi İşliyor Bu Adalet?”
- Torunlar Center Katliamının 10. Yılında Kâr Hırsı Can Almaya Devam Ediyor
- İşçi Sınıfı Örgütlü Olursa İş Cinayetleri Son Bulur…
- Desan Tersanesinde İş Cinayeti Protesto Edildi
- İş Cinayetinde Ölen Zafer Açıkgözoğlu Anıldı
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Hendek Katliamının Dördüncü Yılında Ailelerin Adalet Arayışı da Yası da Sürüyor!
- Güney Kore’de Fabrika Yangını: Kâr Hırsı Öldürüyor
Son Eklenenler
- İranlı sınıf kardeşlerimiz, Sizlere Türkiye’den yazıyoruz. Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği (UİD-DER) üyesi işçiler olarak sizleri en içten duygularımızla selamlıyoruz. On yıllardır Filistin halkına yönelik zulmünü sürdüren İsrail, bugün ABD’...
- 11 Temmuzda Brezilya’nın birçok kentinde on binler, emek karşıtı politikaları ve saldırgan uygulamalarıyla tanınan eski başkan Bolsonaro’nun yargılanma sürecine müdahale ettiği gerekçesiyle Trump’ı protesto etti. Kenya’da geçtiğimiz yıl vergi...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 14 Temmuzda Ankara’da bulunan Genel Merkez binasında düzenlediği basın toplantısında 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi taleplerini ve mücadele programını açıkladı. Basın...
- DİSK Emekli-Sen, 13 Temmuzda Çankaya Zübeyde Hanım Sosyal Tesisleri’nde “Emekli Buluşması” düzenledi. DİSK-AR tarafından hazırlanılan 2025 Emekli Raporu’nun kamuoyuyla paylaşıldığı etkinliğe DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Emekli-Sen Genel...
- Haydarpaşa Dayanışması, son banliyö seferlerinin durdurulduğu 2013’ten bu yana Haydarpaşa Garında her Pazar günü “Ne Otel Ne Müze, Haydarpaşa Gardır Gar Kalacak!” pankartıyla basın açıklamaları gerçekleştiriyor. 13 Temmuz Pazar günü gerçekleştirilen...
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...
- 9 Temmuzda Hindistan genelinde milyonlarca işçi, emekçi, çiftçi ve genç, Modi hükümetinin işçi düşmanı politikalarına karşı ülke çapında greve çıktı. Kentlerden köylere, fabrikalardan tarlalara kadar yaşamı durduran dev grev, Hindistan’daki tüm...
- Annem, ablamla birlikte dördüncü katta oturur. Sokağa inmez ama mahallede, köyde, Almanya’daki akrabalarda ne olup bittiğini mutlaka bilir. Evden her çıktığımda balkonundadır. Selamlaşır, iki laf ederiz. Başımda bazen UİD-DER yazılı kırmızı şapkam,...