Buradasınız
Adana’da 15-16 Haziran Genel Direnişi Etkinliğimiz
Adana’dan UİD-DER’li işçiler

Belgeselin tüm hatlarıyla anlattığı o şanlı direniş, ulusal ve uluslararası mücadele deneyimlerinden 1970’li yıllara Türkiye’de nasıl girildiğini gösteriyor, belgeseli salondaki işçi arkadaşlar ilgiyle izliyordu. Belgeselin bitimine yakın, çıkarmamız gereken derslerin altı bir kez daha çiziliyor, kızıl bir alev gibi alana akan UİD-DER kortejiyle işçi sınıfının ihtiyaç duyduğu sınıf örgütünün adresi gösteriliyordu.
Belgeselin bitimiyle bir ara verip çaylar içilmeye, sohbetler edilmeye başlandı. Ardından yerlerimizi alıp sohbeti hep birlikte etmeye ve kendi kürsümüzde, sınıfımızın kürsüsünde sınıfımızın sorunlarını konuşmaya başladık. 40 yıl önce işçilerin sendikalarına sahip çıkmak için gösterdikleri büyük direnişin nasıl geri çekildiğini tartıştık. Kemal Türkler’i, işçilerin dosta düşmana karşı bir araya gelerek oluşturduğu gücü uzun uzun konuştuk. Bir de sendika bürokratlarının bugün mücadeleyi nasıl gerilettiğini dillendirdiğimizde, işçilerin darbenin meydana getirdiği ölü toprağını üstünden atabilmesinin ne kadar aciliyet taşıdığını hep birlikte gördük. Bir işçi arkadaş, Türkiye’de en büyük sorunun sınıf sendikacılığının yaratılamamasının olduğunu, sınıf içinde, fabrikalarda, atölyelerde birim birim örgütlenmemizin ne kadar önem taşıdığını söyledi. Başka bir işçi arkadaş ise medyanın işçilerin gözlerini kör ettiğini söyledi. Bunun üzerine derneğimizden bir arkadaşımız işçi sınıfı basınının okunması, okutulması, sahip çıkılması ve güçlendirilmesi gerektiğini anlattı.
Başka bir işçi arkadaş ise bürokrat sendikacılığın bir örneğini vererek, günümüzdeki en büyük sorunlardan birine değindi. Bu etkinliği gerçekleştirmek üzere, yıllarca aidat ödediği Türk-İş Bölge Temsilciliğinden yer istemeye gittiğinde, sendikanın yeni boyandığını ve bu nedenle veremeyeceklerini söylediklerini anlattı tüm işçi arkadaşlara. Bir işçi sendikasının kapısını işçilere ve eğitim etkinliklerine kapatması gerçekten de günümüz sendikacılığının aldığı boyutu gözler önüne sermektedir.
Ev temizliklerine giderek ekmeğini kazanan bir kadın emekçi ise UİD-DER’in etkinliklerine katıldıktan sonra büyük bir öz güven kazandığını, sabah 8’den akşamın geç saatlerine kadar çalışırken şimdi 5’te evinde olduğunu, mücadele etmenin, mücadeleci kadınların varlığının güzelliğini bizlerle paylaştı.
Bu güzel sohbetlere işçi sınıfının türküleriyle renk katan arkadaşımızın söylediği ezgiler ile son verdik. Bir daha ki etkinlikte görüşmek üzere tüm işçi arkadaşlarımızla vedalaşarak etkinliğimizi bitirdik.
- Dün Ayağa Kalkmışlardı, Peki Ya Bugün?
- 15-16 Haziranı Yaratanlara ve Onun Ruhunu Yaşatanlara Selam!
- UİD-DER Saflarında Olmak
- Sendikası İçin Mücadele Edenler
- UİD-DER’le 15-16 Haziran’ı Biz de Yaşadık
- Dün de, Bugün de Emekçi Kadınlar Mücadelede Önde!
- Mücadele Ateşini Harlayan UİD-DER’e Selam Olsun!
- Dev Gövdesiyle Yürüyor Haziranda
- Metal İşçileri: “Tarihe Başka Bir Gözle Baktık”
- Bu Tarih, Bizim Tarihimiz
- Sınıf Tarihimizin Yolunda, UİD-DER ’in Rehberliğinde Yürüyoruz
- Geleceğe Köprü Olmaya Borçluyuz!
- Okurlarımızdan Yayın Akışımıza Yönelik Mesajlar
- Gururlandık, Onurlandık ve İçimiz Umutla Doldu
- Akın Akın Yürüyor İnsan Seli
- Mücadele Tohumlarını Yeşertenlere Selam Olsun!
- Tarihi Yazan ve Yaşatanlara Selam Olsun!
- Gücümüz Birliğimizden Gelir!
- Köklerimiz Derindedir
Son Eklenenler
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...