Buradasınız
Adımlarımızı Sağlam Atmalı, Uyanık Olmalı, Haklarımızı Sonuna Kadar Savunmalıyız
Hacettepe’den bir işçi
Ben Hacettepe Üniversitesi Hastanesinde çalışan taşeron bir işçiyim. Taşeron sistemin zorluklarını, haksızlıklarını bizzat yaşamaktayım. Her gün dibi görülmeyen bir kuyuya baktığımı hissediyorum. Hep düşünüyorum bu haksızlıkları hak ediyor muyuz diye. Tabii ki hayır, bizlerin de insanca yaşamaya hakkı var. Ama bu haklara nasıl sahip olabileceğimizi bilmiyordum.
Bir yıl önce bir eylem yaptık. Maaşlarımızı 1,5-2 ayda bir alıyorduk ve bu durum böyle 4 sene devam etmişti. Ta ki eylem kararı alana kadar. İşte o zaman hakların ancak mücadele ederek alınabildiğini öğrendim. Anladım ki bizler boyun eğdikçe bizi daha fazla sömürüyorlar. Gerçekten maaşlarımız bir yıldır düzenli yatıyor. Olması gereken zaten bu, biz ne için çalışıyoruz? Çoluğumuza çocuğumuza ekmek götürebilmek için.
UİD-DER ile tanışmam bu eylem vesilesiyle oldu. O kadar çok şey öğrendim ki UİD-DER’den. Anladım ki şimdiye kadar kendim için hiçbir şey yapmamışım, yani boşa yaşamışım. Hayatımda gazete, kitap okumayan ben şimdi gece gündüz kitap okuyorum, daha fazla öğrenip, daha fazla mücadele etmek, daha fazla işçi arkadaşlara bildiklerimi anlatmak için. Bilinçli bir işçi olmamın korkularımı aşmamı sağladığını gördüm.
Geçtiğimiz günlerde taşeron ihalesi oldu. Firma aslında aynı kaldı ama ismi değişti. Bizlere imzalamamız için yeni bir sözleşme verdiler. Öyle bir sözleşme hazırlamışlar ki, resmen çıkışını imzala ama tarihini biz belirleyelim dediler. Fakat biz gece gündüz çalıştık, imzalamaya niyeti olan işçi arkadaşlara durumu anlattık, tabii ki öncesinde baskı altında imzalatmak istediler, işçileri gezip herkesin imzaladığını bir tek onların kaldığı yalanını söylediler. Ama biz örgütlendik, kesinlikle geri adım atmadık ve sözleşmeyi imzalamadık. İkinci bir sözleşme hazırladılar, biz bunu da uygun bulmadık ve aynı örgütlülükle yine imzalamadık. Bu sefer uzun süre uğraşamadılar çünkü kararlılığımızı görmüşlerdi. Üçüncü bir sözleşme hazırlandı ve bu sefer bizim isteklerimizin hemen hemen hepsi göz önüne alındı. İstemediğimiz tüm maddeler sözleşmeden çıkarıldı. Böylece taşeron şirkete ikinci kez geri adım attırdık. Artık işçilerin pek çoğu birlik ve beraberlik olduğunda ve mücadele edildiğinde hakların alınabildiğini gördüler. Bu bizler için büyük bir deneyim oldu. Anladık ki her önümüze gelen kâğıdı imzalamak zorunda değiliz, okumalı ve aklımıza yatmadığında da imzalamamalıyız.
Anlayacağınız arkadaşlar taşeron sistemi öyle bir belâ ki, kendi çıkarları için yapamayacakları düzenbazlık yoktur. Bizler bunlar karşısında adımlarımızı sağlam atmalı, uyanık olmalı, mücadelemizi sonuna kadar savunmalıyız. Haksızlıklara kesinlikle boyun eğmemeliyiz.
Birleşen İşçiler Yenilmezler!
- Kamu Emekçileri, Ancak Birleşirse Kazanabilir!
- Sınıf Temelinde Örgütlü Olmak Sabırlı Olmaktır
- Bir Yaz Akşamı…
- Artık Kurdu Gözünden Tanıyorum!
- İşsizliğin Sebebi Sözleşme mi?
- “Bu İşçiler de Çok Nankör Canım!”
- Digel Tekstil İşçilerinin Mücadelesi Devam Ediyor
- Grevci TPI Kompozit İşçileri Kararlı
- Amazon Depo İşçileri Haklarını İstiyor
- İşsizliğe Karşı Mücadele Kapitalizme Karşı Mücadeledir!
- Hak Aramak Değil Grev Kırmak Vebaldir
- Bu Pahalılıkta Tatil Yapmak mı?
- “UİDER” Değil, “UİD-DER”
- Sırrı Abimizi Mücadelemizde Yaşatacağız
- Erol Eğrekler ve İşçi Sınıfı
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
Son Eklenenler
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...