Buradasınız
Ağır ve Uzun Çalışma Koşulları Üzerine Röportaj
Çalışma koşulları her geçen gün ağırlaşıyor. Çalışma temposu hızlanırken çalışma saatleri de uzuyor. İşçiler evlerine uyumak ve ertesi günün çalışma enerjisini elde etmek için gidiyorlar. Sosyal yaşamları neredeyse yok… Böylece işçiler hem bedenen hem de ruhsal olarak yıpranıyorlar. Bu çalışma koşulları psikolojik sorunları da beraberinde getiriyor. Tüm bunları, derneğimizin Tuzla temsilciliğinde patronların süren saldırılarının tartışıldığı etkinliğe katılan çeşitli sektörden işçilerle konuştuk.
UİD-DER: Çalışma koşullarınız nasıl? Çalışma temposu ve çalışma saatleri uzun mu?
İlaç sektöründen bir işçi: Normalde çalışma süremiz 9 saat. Fakat her gün zorunlu mesaiye bırakılıyorum. Gündüz vardiyasında sabah 7.45’te iş başı yapıyoruz. Eve gitmem gece 11’i buluyor. Zaten 1 saatim yolda geçiyor. Günlük 100 bin ürün çıkarmamız isteniyor. Fazla mesaide de ayrıca 100 bin ürün çıkarmamızı istiyorlar. Bu yüzden de çok yoğun çalıştırılıyoruz. 15 günde bir izin günümüz var. Acil bir durumda izin almaya gittiğimizde “işler çok yoğun size işe ilk alındığınızda da söyledik, cenazelerinizi bile erteleyin” diyorlar. İşyerinde birlikte çalıştığımız bir arkadaşımızın eşi müdürü aramış “Neden izin günü iki haftada bir, böyle şey mi olur?” demiş. Onun için bu Pazar izinliyiz hepimiz. Etkinliğe de bu sayede gelebildim. Yoksa etkinlik esnasında çalışıyor olacaktım. Bunun dışında, iş kıyafetlerimiz çok ince. Buz gibi yerde çalışıyoruz zaten. Çalışma tempomuz çok hızlı. Su içmeye bile gidemiyoruz. Çalıştığımız bölümde su içebileceğimiz bir sebil bile yok. Su içebilmek için kart okutup çıkış yapıyoruz. “Çok giriş çıkış oluyor” diyerek su içmeye bile göndermiyorlar.
Metal sektöründen işçi-1: Normalde sabah 8.30 akşam 18.00 arası çalışıyoruz. Ama montaj olduğu günler çok geç saatlerde eve gittiğimiz oluyor. Çok acil işler olduğunda çalışma saatleri dışında bile arayıp işe çağırıyorlar. İş temposunu işe göre belirliyorlar. İş çoksa çok hızlı çalıştırılıyoruz. Tabi genellikle işler çok oluyor ve biz de yoğun bir tempoyla çalışıyoruz.
Metal sektöründen işçi-2: 9 saat çalışıyorduk. Genellikle okuyan stajyer öğrenciler çalışıyordu. Çok sağlıksız şartlarda çalışıyorduk. İş kazası geçirdiğim halde bana doktora gitmem için vizite kâğıdı verilmedi.
Tekstil sektöründe çalışan iki işçi: Kumaş dokuma işi olduğu için ağır bir iş. Bölümlere göre işin ağırlığı değişiyor. Bazı bölümlerde 2 kişilik ya da 3 kişilik işi tek kişiye yaptırıyorlar. Bin lira sabit maaş alıyoruz, tabi bunun karşılığında fazla mesai ücreti almadan 12 saat çalışıyoruz. Cumartesi günleri de aynı şekilde 12 saat mesai ücreti almadan çalışıyoruz. Çoğu zaman Pazar günleri de çalışıyoruz. Aylardır hiç izin günü kullanmadan çalışıyoruz. Derneğinizin etkinliklerine defalarca çağrılmama rağmen ilk kez gelebiliyorum. Bugün mesai olsaydı, yine gelemeyecektim. İş tempomuz makinelerden çıkan mallara göre. Makinelere yetişmek için istemesek de hızlı çalışmak zorunda kalıyoruz. Gün boyu aynı hızla aynı tempoda çalışıyoruz. Çay molamız bile yok. Yemek molamız ise sadece yemeyi yiyene kadar. 10 ya da 15 dakika içerisinde yemeğimizi yiyip işimizin başında oluyoruz. Gerçekten zor şartlarda çalışıyoruz. 12 saat molasız, dinlenmeden çok zor. Çayımızı makinelerin başında çalışarak içmek zorunda kalıyoruz.
UİD-DER: Çalışma koşullarınız sosyal hayatınızı nasıl etkiliyor?
İlaç sektöründen bir işçi: Bu işe girdiğimizden beri özel hayatımız yok. Gece vardiyasında olan arkadaşlar gündüz özel işlerini halledebiliyorlar. Ama gündüz çalışıp üstüne bir de mesaiye kalınca işlerimiz hep aksıyor. Televizyon bile izleyemiyorum. Dünyadan haberim yok. Bu saldırılardan da hiç haberim yoktu. Boş zaman bulup sınavlarıma bile hazırlanamıyorum. Sosyal hayatım nasıl olsun?Metal sektöründen işçi-1: Sosyal yaşam diye bir şey yok. Ben arkadaşlarımla zaman geçirmeyi çok sevdiğim halde arkadaşlarımla zaman geçirmeyi bırak onları göremiyorum bile.
Metal sektöründen işçi-2: Sosyal ortam olarak girdiğim tek yer derneğiniz UİD-DER oldu. İşyeri ve ev arasında gidip geliyorum aslında.
Tekstil sektöründe çalışan iki işçi: Çalışma koşullarımız nedeniyle sosyal hayatımız kalmadı. Sabah 7.30’da evden çıkıyoruz akşam 21.30’da giriyoruz. Bırakın sosyal yaşantıyı, dinlenemiyoruz bile.
UİD-DER: Bu koşullar sizleri nasıl etkiliyor?
İlaç sektöründen bir işçi: Annem ve babam ayrı yaşıyorlar. Ben annemle yaşıyorum. Çalışma saatlerinden dolayı babamı görmeye bile gidemiyorum. Yaklaşık 2 aydır babamı görmüyorum. Gece vardiyasında olduğumda, kardeşim gündüz okula gittiği için onu da göremiyorum.
Metal sektöründen işçi-1: Ailemi günde en fazla bir saat görebiliyorum. Onlarla zaman geçiremiyorum. Ailemi görmeyi bıraktım, bazen yoğun çalışmadan dolayı eve bile gidemiyorum. İki üç gün çok geç saatte paydos ettiğimiz için eve gitmediğim bile oldu.
Metal sektöründen işçi-2: İş kazası geçirdikten sonra açtığım davadan dolayı işyerinde gördüğüm baskı aileme de yansıyordu. Özellikle işten atıldıktan sonra ailemle ilişkilerim daha kötü olmaya başladı. Şu an iş kazası geçirdiğim için psikolojik tedavi görüyorum. Derneğiniz UİD-DER’e gelerek bilinçlenmeye çalışıyorum.
Tekstil sektöründe çalışan iki işçi: Ailemizle geçirecek zamanımız yok, gün boyu çalışıyoruz akşam da eve gittiğimizde dinlenmek zorunda kalıyoruz. Cumartesi günleri de çalışıyoruz. Genelde Pazar günü de mesai oluyor, eğer ayda bir Pazar mesai olmazsa ailemizi ancak o zaman görebiliyoruz.
ANI
- Bursa’dan Bir Özel Okul Öğretmeniyle Söyleşi
- Malatyalı Kadın Tekstil İşçisi İle Deprem ve Kadın İşçiler Üzerine Söyleşi
- Nilgün Soydan ile Kemal Türkler Söyleşisi
- Genel-İş İzmir 8 No’lu Şube Başkanı Gümüştekin ile Söyleşi
- İş Güvenliğimiz İçin 1 Mayıs’ta Sınıfımızın Saflarındayız
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- Bir Afgan Göçmen İşçiyle Söyleşi: “Ölmek ya da Özgürce Yaşamak”
- Ekmekçioğulları İşçileri ve Anadolu Şube Başkanı Deniz Ilgan’la Direniş Üzerine
- Söz Hakları İçin Direnen Ekmekçioğulları İşçilerinde
- Trelleborg İşçileriyle Grev Üzerine Söyleşi
- Cargill İşçileriyle Sohbet
Son Eklenenler
- Mersin Çevre Platformu, MIP AŞ’nin limanı genişletmek amacıyla Atatürk Parkını kapatmasını Özgür Çocuk Parkında basın açıklaması ile protesto etti. Mersin halkı, şehir merkezinde bulunan Atatürk Parkının MIP A.Ş tarafından liman genişletme...
- 28 Nisan birçok ülkede iş kazalarında ve meslek hastalıklarında yaşamını yitirmiş işçileri anma günü olarak kabul edilmiş durumda. İlk defa Kanada Kamu Çalışanları Sendikası (CUPE), 1984’te kendi üyeleri için 28 Nisanı Yas Günü olarak ilan etti. Bir...
- ABD’nin New York şehrindeki Columbia Üniversitesi öğrencilerinin başlattığı Filistin halkıyla dayanışma eylemleri ülke çapındaki diğer üniversitelere de yayılarak büyüyor. ABD’nin 22 eyaletinde 40’tan fazla kampüste öğrenciler aynı taleplerle...
- Aralık 2023’te iktidara gelen faşist Javier Milei ve hükümeti, kemer sıkma politikalarıyla krizin faturasını Arjantinli emekçilerin sırtına yıkmaya devam ediyor. İktidara geldiği günden bu yana birçok protesto gösterisiyle Milei hükümetine...
- İşçi sınıfının kadınları olarak birçok sorun yaşıyoruz ve bu 1 Mayıs’ta bizim de yükselteceğimiz taleplerimiz var. Sohbetimiz sırasında emekçi kadın kardeşlerimiz hangi taleplerle 1 Mayıs’a katılacaklarını anlattılar.
- Bizler bir grup petrokimya işçisiyiz. Tüm sınıf kardeşlerimizi 1 Mayıs’ın birlik, mücadele ve dayanışma coşkusuyla selamlıyoruz.
- İşçilerin sendikalaşma hakkı, ücretleri patronlar tarafından gasp edilirken bu duruma itiraz eden, hakkını arayan işçiler cezalandırılıyor, darp ediliyor. Ancak saldırılara, baskılara boyun eğmeyen işçiler mücadeleyi sürdürüyor. İstanbul Finans...
- Tekirdağ Çorlu’da 8 Temmuz 2018’de meydana gelen tren katliamında 7’si çocuk 25 kişi yaşamını yitirmiş, 300’den fazla kişi yaralanmıştı. Katliama ilişkin davanın karar duruşması 25 Nisanda Çorlu Halk Eğitim Merkezi’ne kurulan 1. Ağır Ceza...
- Emekçi kadınlar olarak hayatın her alanında çeşitli sorunlarla karşılaşıyoruz. Bu sistem bizi sokakta katledip, savaşlarda öldürüyor. Emeğimiz yok sayılıp hayatımız değersizleştiriliyor. Bizler işçi sınıfının kadınlarıyız, ellerimizdeki hünerle...
- Biz işçilerin yaşadığı sıkıntılar, zorluklar gün geçtikçe artıyor. Aldığımız ücretler açlık sınırına denk durumda. Üstelik ücretlerimizin enflasyon karşısında erimesi belimizi iyice büküyor. Çalıştığımız işyerlerinde, fabrikalarda çalışma...
- Her geçen gün yoksullaşan, hayat pahalılığıyla beli bükülen işçiler olarak vergi rekortmeni olmamız pek mümkün görünmeyebilir. Ancak gerçek bu. Milyarlarca dolarlık servetlere sahip patronlar servetleriyle kıyaslayınca tabiri yerindeyse bir kuruş...
- Bizler, Avcılar’dan genç işçi ve öğrencileriz. Kimimiz fabrikalarda saatlerce çalışıyor, kimimiz ise okul sıralarında dirsek çürütüyor. Hepimiz işçi çocuklarıyız ve bizi birleştiren, bir araya getiren ortak sorunlara sahibiz. Çünkü içinde...
- 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı ve biz emekçi kadınlar böylesine anlamlı bir güne hep birlikte hazırlanmak üzere yan yana geldik. Sınıfımızın birlik, dayanışma ve mücadele günü için UİD-DER’de birleştik. Hep birlikte coşkulandık, umutla dolduk. 1...