Buradasınız
Amasra Maden Katliamı Davasında İlk İki Duruşma Görüldü

43 işçinin hayatını kaybettiği Bartın Amasra’daki madenci katliamı davasının ilk duruşması 25 Nisanda Bartın 1. Ağır Ceza Mahkemesinde başlamış, dört gün süren ilk duruşmada ara karar 28 Nisanda açıklanmıştı. Patlama sonrası 8’i tutuklu olmak üzere 23 sanığın yargılandığı davanın ara kararında sanıklar Amasra müessese müdürü Cihat Özdemir, işletme müdürü Selçuk Ekmekci, iş güvenliği ve eğitim başmühendisi Volkan Soylu, başmühendis Mehmet Tural, maden mühendisleri Levent Aydın ve İbrahim Hakan Mengeş ile emniyet mühendisi Şahan Kahraman’ın tutukluluk halinin devamına karar verildi. Müessese müdür yardımcısı Salih Atmaca ise adli kontrol şartıyla tahliye edildi.
Genel Maden-İş’in davaya müdahil olma talebini kabul eden mahkeme heyeti, bazı baro ve meslek örgütleri ile HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay Pekgözegü’nün talebini ise reddetti. Tutuksuz sanıklar hakkındaki adli kontrol şartının devamına hükmeden heyet, TBMM Amasra Maden Kazası Araştırma Komisyonu Ön Raporunun istenmesini ve tedavi gördüğü hastanede 5 Nisanda yaşamını yitiren işçi Ayhan Akgül için ek iddianame düzenlenmesini kararlaştırdı.
İlk duruşmada üç gün boyunca sanıkların ve sanık avukatlarının savunmaları alındı. Duruşmanın ikinci günü sanık avukatları müvekkillerinin psikolojisinin bozulduğunu belirterek madenci yakınlarının salon dışına çıkarılmasını talep etti. Baro başkanları ve avukatların duruşmanın adliye koridorundan ziyade daha sağlıklı bir ortamda yapılması talebi mahkeme heyeti tarafından ısrarlı bir biçimde reddedildi. Sanıkların sorgusuna adliye koridorunda devam edildi. Sanıklar suçsuz olduklarını, denetimlerin düzenli bir şekilde yapıldığını, her türlü önlemi aldıklarını iddia ettiler. İş Güvenliği ve Eğitim Başmühendisi sanık Volkan Soylu ise iş güvenliği eğitiminin yetersiz olduğunu ilgili kurumlara ilettiğini, teorik eğitim haricinde pratik eğitim verilmediğini aktardı.
Duruşmanın üçüncü gününe sanık Başmühendis Mehmet Tural’ın sorgusuyla devam edildi. Tural da önceki sanıklar gibi her şeyin yönetmeliğe uygun olduğunu, ihmalin olmadığını iddia etti. Müessese müdür yardımcısı sanık Salih Atmaca ise asıl sorumluların yargılanmadığına, liyakatsizliğin sorgulanmadığına dikkat çekerek şunları söyledi: “Müessese müdürü bana ben geldiğimde durumu fetret devri olarak izah etmişti. Kendi deyimiyle “laçkalık” mevcuttu. Benim gözlemim, liyakatsizlik vardı… İşçi arkadaşlarımızın en ufak bir kabahati yoktur. Mühendis arkadaşlarımızın kabahati de var diyemeyiz. Herkes hata yapar. Tecrübe ve liyakat sıkıntısı vardır, yanlış atamalar vardır. Bir kere bile müessese müdürüm benimle ocağa inmemiştir, iki sene çalıştım ben kendisiyle. Sistemde bir sorun vardır. Buradaki mühendislerin bir hatası varsa, onları sistem sevk etmiştir. Denetlemekle ilgili belki sorunlar da olabilir. TTK’daki ilgili sorumlular neden burada değiller?”
Davanın ikinci duruşması 3 Mayısta başladı ve üç gün sürdü. Tutuksuz yargılanan sanıkların ifadeleriyle başlayan duruşmada ifade veren ilk sanık kaza tespit mühendisi ve A sınıfı iş güvenliği uzmanı Fazıl Karaküp oldu. Karaküp de diğer sorumlular gibi kendisinin bir sorumluluğunun olmadığını, işyeri eğitimlerinin ve ekipmanların mevzuata uygun olduğunu ileri sürdü. Madenci yakınları eğitimlerin formaliteden yapıldığını söyleyerek Karaküp’e tepki gösterdi. Ocaktaki metan gazının tahliyesi, havalandırma ve elektrik tesisatına dair riskler ve benzeri olumsuz durumlar hakkında bilgiler veren Karaküp’ün, patlama sonrası bilirkişi heyetine bu bilgileri aktarmadığı, önemli bilgileri saklayarak sağlıklı bir ön inceleme raporu hazırlanmasına engel olduğu ortaya çıktı.
Vardiya mühendisi Recep Orhan’ın aktardıkları da dikkat çekti. Aile avukatları tarafından Orhan’a nezaretçilerin ocağa geç girdiğine dair savcılık ifadeleri hatırlatılarak “adam kayırmaca” olup olmadığı soruldu. Orhan, işletme müdürü Selçuk Ekmekci’den “sendika seçimleri var idare edin” telkini aldığını söyledi. Ekmekci ise suçlamayı reddetti. Daha önce savcılık ifadesinde üretim baskısı olduğunu söyleyen hazırlık servisi mühendisi ve A sınıfı iş güvenliği uzmanı Hidayet Gökdere ise ifadesini değiştirdi. Acılı aileler “seni güzel susturmuş, söyle kaç para aldın” diyerek Gökdere’ye tepki gösterdi. Sondaj mühendisi Hakkı Oğuz Karakuş ise, ifadelerinde sağlıklı bir sondaj makinesi bulunmadığını, sondaj mesafesinin yönergeye uygun olmadığını vurgulayarak şunları söyledi: “Kurumda 5 tane sondaj makinesi vardır. Selçuk Bey’e sondaj talebinde bulundum ama gelmedi. Patlamadan sonra iki yeni sondaj makinesi daha geldi. Bizim Amasra’da sağlıklı arama yapacak sondaj makinemiz yok. Zonguldak’tan denetime geldiklerinde çok daha iyi bir makine gördük. Cihat ve Selçuk Bey biz metan drenajı değil kontrol sondajı yapıyoruz demiş. Drenaj mercedes ise kontrol sondajı binek hayvandır. Bu ikisinin faydası mukayese dahi kabul etmez. Sondaj yapmam için üretimin durması lazım. Üretim durdurma yetkisi amirlerde, durdurmadıkları sürece durduramaz, sondaj da yapamam.”
4 Mayısta devam eden duruşmada Elektromekanik İşletme Müdürlüğü’ne bağlı çalışanlar ifade verdi. İşletme müdürü Mehmet Güneş, ocakta elektrikçilerin hiçbir zaman tek başına çalışmadığını iddia etse de katliamda yaşamını yitiren elektrikçi Rıdvan Acet’in yakınları Rıdvan’ın ocağa hep tek indiğini söyleyerek ifadelere tepki gösterdi. Güneş, personel eksikliğinden kaynaklı böyle durumların yaşanabildiğini, sorumluluğun kendisinde değil, elektrik mühendisi Serkan Özdağan’da olduğunu belirtti. Özdoğan ise personel eksikliği konusunun dosyaya dâhil edilmeyen TTK’nın sorumluluğunda olduğunu aktardı.
Bilirkişi raporlarıyla da gündeme gelen havalandırma yetersizliğine dair sorulara da cevap veren Mehmet Güneş, madene gönderilen hava miktarının iş güvenliği servisinin yönlendirmesine göre yapıldığını söyledi. Madenin durumuna, gaz miktarına ve çalışan sayısına göre hesap yapılarak gönderilecek hava miktarının belirlendiğini aktaran Güneş, en son ne zaman bu ayarlamanın yapıldığı sorusuna ise “üç yıl önce” yanıtını verdi. Böylece üç yıl boyunca madenin durumundaki, çalışan sayısındaki değişikliğe rağmen gönderilen hava miktarının değiştirilmediği ortaya çıktı.
5 Mayıstaki duruşmada ise nezaretçilerin sorgusu yapıldı. Tutuksuz sanık emniyet nezaretçisi Ferhan Güneş patlamadan bir gün önce yaşanan pervane arızasını amirlerine bildirdiğini fakat arıza giderilene kadar ocağa işçi sokmaması yönünde talimat almadığını söyledi. Aynı zamanda ocakta çalışılan yerlere hava taşıyan vantüplerin zaman zaman zarar gördüğünü, 2009 yılından beri de acil durum eylem planının kendisine tebliğ edilmediğini ve sadece bir kez tatbikata katıldığını aktardı. Duruşmada devam eden sorgular esnasında aileler bir kez daha Genel Maden-İş Sendikasına tepki göstererek “işçileri sömüren sendika” sözleriyle yaşananlara neden göz yumulduğunu sordu.
Tutuksuz yargılanan sanıkların sorgusu bittikten sonra sanık avukatları bir kez daha tutuklu sanıkların tahliyesini talep etti. Ardından madenci yakınlarının avukatları iddianameye ilişkin beyanlarını sundu. Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti tutuklu sanıkların tutukluluklarının devamına karar verdi. Ayrıca patlamanın meydana geldiği TTK Amasra Müessese Müdürlüğü’ndeki maden ocağında değerlerin normale dönüp dönmediğinin tespiti için her ayın 15’inde gaz ölçüm değerlendirilmesi yapılmasını ve bu çalışmanın kameralarla kayıt altına alınmasını kararlaştırdı. Duruşma müşteki ifadelerinin alınması için 24 Temmuza ertelendi.
İyi ki Oradaydık!
Hangi Yola Girmeli, Kurtuluş Nerede?
- Soma’yı Hatırlamak
- Soma'yı Unutma, Örgütlen, Hesap Sor
- Nurtani İçin Adalet, Adalet İçin Mücadele Gerek
- İş Cinayetinde Ölen İşçiler Kusurlu Sayıldı
- Oba Makarna, ZSR, Amasra, Kartalkaya… İş Cinayetleri, Denetimsizlik, Teşvikler
- “Emekliler Yılında” 512 Emekli İş Cinayetlerinde Katledildi
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- Amasra Katliamının 10. Duruşması Görüldü
- İş Cinayetleri Artıyor, Hayatımız İçin Mücadele Etmeliyiz
- İran’da Maden Faciası: Kapitalizm Can Almaya Devam Ediyor
- Kocaeli’de Oba Makarna’daki İş Cinayeti Eylemle Protesto Edildi
- Oba Makarna’da İş Cinayeti
- Soma Katliamı Davası: “Parasına Göre mi İşliyor Bu Adalet?”
- Torunlar Center Katliamının 10. Yılında Kâr Hırsı Can Almaya Devam Ediyor
- İşçi Sınıfı Örgütlü Olursa İş Cinayetleri Son Bulur…
- Desan Tersanesinde İş Cinayeti Protesto Edildi
- İş Cinayetinde Ölen Zafer Açıkgözoğlu Anıldı
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Hendek Katliamının Dördüncü Yılında Ailelerin Adalet Arayışı da Yası da Sürüyor!
- Güney Kore’de Fabrika Yangını: Kâr Hırsı Öldürüyor
Son Eklenenler
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/
- Adana ve Mersin’de faaliyet gösteren Toros Tarım tesislerinde Petrol-İş Sendikasında örgütlü 213 işçi, 21 Mayıs sabahı greve çıktı. UİD-DER’li işçiler olarak grevin 5. gününde Mersin’deki fabrikanın önünde grevci işçilere dayanışma ziyaretinde...
- Nakba’nın 77. yılında dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçiler, Filistin halkına yapılan zulmü protesto ediyor, şehir meydanlarında kitlesel gösteriler düzenliyor. Dünya genelinde yüzbinlerce işçi ve emekçi, 77 sene önce Filistin halkının...