Buradasınız
Anladık ki Tatlı Tatlı Sömürülüyoruz!
Gazi Mahallesinden bir grup kadın işçi
İşçi arkadaşlarım, sizlerle çalışmış olduğumuz bir işyerindeki yaşadıklarımızı paylaşmak istiyoruz. O gün işçi alımlarının yoğun olduğu bir dönemde biz de işe başlamıştık. İşimiz pencere sistemleri idi. Metal sektörüydü ve ağır bir işti. Erkekler üç vardiya, kadınlar da iki vardiya şeklinde çalışıyorduk. İlerleyen süreçte sorunlar yaşanmaya başladı. Kimisi ailevi, kimisi de sağlık sorunlarından dolayı gece vardiyalarını reddetmeye başladılar. Çalışabilecekler bu konuda anlayışlı davranmazken yöneticiler de daha katı tavır sergilediler. Bu da işçi arkadaşlarımız arasında sınıf bilincinin olmadığını bize gösterdi.
Sosyal hakları mevcut olan bu işyerinde bir de performans değerlendirilmesi vardı. Performansımız yüksek olduğunda maaşlarımıza yansıyacaktı. İstenilen performansa ulaşamadığımız için prim de yalan oldu tabii. Yoğun bir çalışma vardı içeride. Geceli gündüzlü sürekli hiç durmadan üretiyorduk. Bunun sonucunda da depolarda ürünler fazlasıyla birikmiş oldu. İşin durgunluğunu gerekçe göstererek, izinlerimizden önce bizleri kışın ortasında isteğimiz dışında izne gönderdiler. Bizler bir sene önceden izinlerimizi kullanmış oluyorduk. Yoğun işçi alımı demiştik ya şimdilerde de yoğun işçi çıkarımı var. Bir süre önce bir aylık izne gönderildik.
İzin dönüşü vardiyaların kaldırılacağı söylentisi yayılmaya başlamıştı. Bizler bunu konuşurken işçi çıkarımları başlamıştı. Her gün 10-15 kişilik gruplar içeriye çağırılarak işten çıkarılıyordu. Gösterilen gerekçe ise işteki daralmadan kaynaklı olduğuydu. Buraya güvenerek kredi borcuna giren bir sürü arkadaş yarı yolda kalmıştı. Bunun da anlamı çeşitli sosyal haklarımızın olması biz işçilerin her an işten çıkarılabileceğimiz gerçeğini değiştirmiyordu. Küçük gruplarla başlayan işçi çıkarımı yüz işçiye ulaştı. Yüz işçi işsiz kaldı, ailesiyle ve ödenmeyi bekleyen borçlarıyla. Biz de işten çıkarılan işçiler arasındaydık. O işyerine güveniyorduk. İşyeri iyi, paramızı zamanında alıyoruz, yasal iznimizi kullanabiliyoruz diye düşünüyorduk. Çıkarılmayı aklımızdan geçirmiyorduk. İşimizi iyi yapıyorduk ve aksatmıyorduk. Yani patron için iyi bir işçiydik. Ama anladık ki o da yetmiyormuş.
İşten çıkarken elimize geçen kuru bir tazminat oldu. Daha önceden zorunlu bir ay izne çıktığımız için ise o parayı kesti. Sürekli ertelenip toplu verileceği söylenen zamlarımızı da çıkarıldığımız için alamadık. Geriye sadece kuru bir tazminat. Olan yine biz işçilere oldu. Anladık ki tatlı tatlı sömürülüyoruz. Bu yaşadıklarımızı UİD-DER’li işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Bize öğrettiklerinden dolayı da UİD-DER’e teşekkür ederiz.
Her yerde hazır ve nazır
Taşeron İşçilerinin Mücadelesi
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
- “Geçmiş Olsun” Yerine “Rapor Almayın”
Son Eklenenler
- Filistin halkının İsrail devleti tarafından topraklarından zorla çıkarılıp sürgün edildiği, binlercesinin öldürüldüğü, yüzlerce köy ve kasabanın yakılıp yok edildiği “Nakba” yani “Büyük Felaket”in üzerinden 76 yıl geçti. On yıllardır zulüm altında...
- Adıyaman: Besni OSB’de üretim yapan Mega Polietilen fabrikası işçileri 8 Nisanda BİRTEK-SEN öncülüğünde ücret gaspına karşı direniş başlatmışlardı. Direniş çadırları yakılan işçiler, baskı ve saldırılara rağmen devam ettirdikleri mücadeleleri sonucu...
- 2024 1 Mayıs’ını geride bıraktık. İşçi sınıfı tüm dünyada talepleriyle alanlara çıktı. Ben de örgütlü bir petrokimya işçisi olarak mücadele örgütümüz UİD-DER ile alanlara çıktım. UİD-DER’le işçi sınıfımızın patronlar sınıfına karşı sıkılı yumruğuyla...
- Öyle bir sloganla, öyle bir umut ışığıyla çıkmalı ki yola, her dokunuşun, her haykırışın binlerce kilometre uzaktaki insanın dahi evindeki sıcaklık, yüreğindeki nasırlaşmış yaraya merhem olsun. Emeğin satılması diye bir cümlenin ağırlığı altında...
- “İşçi sınıfının Süleyman’ı”, işçilerin hocası Süleyman Üstün, 19 Mayıs 2007’de 80 yaşında hayatını kaybetti. Aslen öğretmen olan Süleyman Hoca, 1970’lerde DİSK’e bağlı sendikalarda işçilere eğitim vermeye başladı. Lastik-İş Sendikasının...
- “Diplomanıza ekleyeceğiniz her belge birdenbire size tüm kapıları açacaktır.” Üniversitede kariyer gelişimi dersinde hocamızın bizlere söylediği sözler bunlar. Bu dersin amacı kariyer planı yapıp ileriye dönük hedefler belirleyerek, “Daha rahat...
- Gün ağarıyor işçi semtlerinde/ Bir hareketlilik başlıyor / Ve sesler yükseliyor sokak aralarında/ Gelen bu sesler, bu sesler/ Bir haykırış bir isyan bir direnişin sesi/ Fabrikalardan taşıyor işçiler
- Tarihin en büyük filozoflarından biri olan Aristo, bundan yaklaşık 2300 yıl önce yazdığı bir eserine şu cümleyle başlar: “Bütün insanlar doğal olarak bilmek ister.” İnsanı insan yapan, onu doğadaki diğer canlılardan ayıran başlıca unsurlardan biri...
- Kapitalist sistem toplumun çoğunluğunu oluşturan işçi sınıfına, bu sınıfın bir parçası olan gençlere söz hakkı tanımıyor. Pek çok sorun yaşıyoruz ama itiraz hakkımız yok sayılıyor. Ağır çalışma koşullarına itiraz ediyorsun, patron “beğenmiyorsan...
- İktidarın 2024 yılı için “büyük zam” müjdeleriyle açıkladığı asgari ücret ve emekli maaşı zamları, yılın daha ilk üç ayında enflasyon yüzünden güneş gören kar gibi eridi. Milyonlarca emekliye reva görülen 10 bin liranın sefalet maaşı olduğu, asgari...
- Motokurye olarak çalışan Balıkesir Üniversitesi öğrencisi 20 yaşındaki Ata Emre Akman, 11 Mayısta sipariş bırakmaya gittiği adresten ayrılırken defalarca bıçaklanarak öldürüldü. Ata Emre’nin ölümünden sonra ülkenin pek çok kentinde protesto...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmen olarak 1 Mayıs coşkusunu bu sene yine UİD-DER ile birlikte yaşadık. Rejimin baskılarının arttığı, işçi ve emekçilerin nefes alamadığı bir dönemde bizler alanlarda taleplerimizi haykırdık, dost...
- Merhabalar. 1 Mayıs öncesinde UİD-DER’in temsilciliklerinde düzenlenen “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” etkinliklerini izleyebilme fırsatı buldum. UİD-DER’li işçi abi ve ablalarımız etkinliklerde şarkılarla,...