Buradasınız
Arızlı Halkı Dayanışma Gecesinde Buluştu
Dayanışma gecesinde depremzedeler adına konuşma yapan Recep Uğur, yaşam hakkından sonra gelen en önemli hususun barınma hakkı olduğuna değindi. Uğur, barınma haklarının güvence altına alınmasını istediklerini dile getirdi. Başlangıçta bürokratları yerleştirmeye çalışan devletin, şimdi burayı öğrenci yurdu yapacağını söylediğini dile getiren Uğur, “Eğer devletin öğrenci yurdu yapacak parası yoksa bizler kendi aramızda Arızlı halkı olarak bir yardım kampanyası başlatıp devlete verelim” dedi. Devletin depremzedeleri TOKİ konutlarına yönlendirmek istediğini, ama deprem korkusu yaşayan Arızlı halkının 10 katlı binalarda yaşamını sürdüremeyeceğini ifade etti. Uğur, bugüne kadar kira ve aidat ödemeleri adı altında alınan paraların geri ödenmesi gerektiğini de sözlerine ekledi. Konuşma sırasında salonda sık sık “Arızlı Halkı Yalnız Değildir”, “Barınma Hakkımız Engellenemez” sloganları atıldı.
Bugüne kadar hem hukuki yollardan hem fiili eylemlilikler yolu ile barınma hakları için mücadele eden depremzedelerden son olarak 4 kişi açlık grevine başladı. Dayanışma gecesinde açlık grevine başlayan Huriye Özdemir isimli depremzede fenalaşarak hastaneye kaldırıldı. Arızlı halkını UİD-DER’li işçiler, Tüm-Sen Kocaeli Şubesi, Eğitim-Sen, KESK Kocaeli şubesi, Tez-İş, Dev Sağlık-İş temsilcileri de yalnız bırakmadı.Yaşanan sürece dair depremzedelerle sohbet ettik.
UİD-DER: Yıllardır burada yaşanan bir sorun var ve sizler barınma hakkınızı korumak için bir mücadele yürütüyorsunuz. Bu süreç nasıl başladı, mücadeleye nasıl karar verdiniz, biraz bahseder misiniz?
Sebahattin Abi: Bizlere oturduğumuz konutlar Irak hükümeti tarafından hibe edilmişti. Sakarya Bölge İdari Mahkemesinde kira davası açıldı. Bizim avukatımız ile valilik gizlice kendi aralarında anlaşmışlar. Biz açılan davayı kazanmış olmamamıza rağmen bunu sonradan öğrendik. Bunların açığa çıkması üzerine valilik “davayı kazandınız, oturma sürenizi 5 yıl daha uzatıyoruz” dedi. Önce bürokratlar buraya yerleştirildi. Sonra bizim tepkilerimiz üzerine burayı üniversite öğrencileri için yurt yapacaklarını söylediler. Eğer bir devlet gidecek yerleri olmayan mağdur insanları çıkartıp yerine “bu konutları öğrenci yurdu yapacağım” diyorsa, o devlet bitmiştir artık.
UİD-DER: 9 Aralıkta icra davalarında bir karara varılması söz konusu, buna dair ne söylemek istersiniz?
Sebahattin Abi: Bizim gidecek hiçbir yerimiz yok. Ne karar çıkarsa çıksın biz sonuna kadar direneceğiz.
UİD-DER: Açlık grevine başlayan depremzedeler var. Kaç kişi açlık grevinde?Sebahattin Abi: 4 kişi açlık grevine başladı. 1 kişi sabit olarak devam etti. Biz ise dönüşümlü olarak devam ediyoruz.
UİD-DER: Peki açlık grevinin çözüm getireceğine inanıyor musunuz?
Sebahattin Abi: Çözüm getirse de getirmese de yapmak zorundayız. Hakkımızı korumak için ne gerekiyorsa onu yapacağız.
UİD-DER: Arızlı halkı eylemlilik kararlarını nasıl alıyor? Derneğiniz veya buna benzer bir oluşum var mı?
Sebahattin Abi: Derneğimiz yok. Bir komitemiz var. Burada hep beraber kararlar alıyoruz.
UİD-DER: Aynı sorun başka yerlerde de devam ediyor. Örneğin Gebze’de de buna benzer bir süreç kentsel dönüşüm projesi adı altında Adem Yavuz ve Cumhuriyet Mahallelerinde yaşanmıştı. Sizinle aynı sorunu yaşayan insanlara neler söylemek istersiniz?
Sebahattin Abi: Öncelikle sakın mücadelelerinden yılmasınlar. Kararlı bir şekilde mücadele etmeye devam etsinler. Bizler de sonuna kadar onların destekçisiyiz.
UİD-DER: Bizler de UİD-DER’li işçiler olarak insanın en temel hakkı olan barınma, yani parasız konut hakkını savunuyoruz. Siz ne söylemek istersiniz bu konuya ilişkin?
Sebahattin Abi: Tabii ki barınma herkesin en temel hakkıdır. Herkesin eşit şekilde bundan yararlanması gerekiyor. Ayrıca derneğinize de bugün yanımızda olduğu için çok teşekkür ediyorum.
UİD-DER: Bugüne kadar neler yaşandı biraz bahseder misiniz?
Nakiber Abla: 2 yıldır polisle karşı karşıyayız. 5 yıldır bizden kira alıyorlar ama almadık diyorlar. Ödediğimiz her kiranın dekontları bizde. Vali çıkıp gazetelerde 3 kuruşa 5 köfte olmaz diyor. Bu nasıl bir saygısızlıktır? Yıllardır yüreklerimiz yanıyor. Yıllardır uyku uyumuyorum, tedavi görüyorum. Vali ise benim ölülerime köfte diyor. Ben evlatlarımı toprağa verdim. Ben kendi imkânlarımla çıkardım çocuklarımı göçük altından, devlet çıkarmadı. Beni hakkımı aradığım için gözaltına aldılar. Biz işgalci değiliz. Önce bürokratları yerleştirmek istediler sonra da yurt yapacağız diyorlar. Sonuna kadar direneceğiz. Bizim artık kaybedecek hiçbir şeyimiz yok.
* * *
Arızlı’da yıllardır yaşanmakta olan sorun, içinde yaşadığımız sistemin insan hayatına ne kadar değer verdiğini gözler önüne seriyor. Her şeye kâr güdüsü ile bakıldığı kapitalizmde, insanların en temel hakları olan barınma hakkı bile karşılanmamaktadır. Peki bu sistem en temel ihtiyaçlarımızı bile karşılamıyorsa neden hâlâ ona katlanıyoruz? İnsanca yaşayacağımız bir dünya ancak biz işçilerin yürüteceği örgütlü mücadele ile hayat bulacaktır.
Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- Grevci Tarkett İşçileri: “Birliğimizi Güç Haline Getirelim!
- Grevdeki MKB Rondo İşçileriyle Söyleşi
- Durak Tekstil İşçileriyle Söyleşi
- Bursa’dan Bir Özel Okul Öğretmeniyle Söyleşi
- Malatyalı Kadın Tekstil İşçisi İle Deprem ve Kadın İşçiler Üzerine Söyleşi
- Nilgün Soydan ile Kemal Türkler Söyleşisi
- Genel-İş İzmir 8 No’lu Şube Başkanı Gümüştekin ile Söyleşi
- İş Güvenliğimiz İçin 1 Mayıs’ta Sınıfımızın Saflarındayız
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- Bir Afgan Göçmen İşçiyle Söyleşi: “Ölmek ya da Özgürce Yaşamak”
- Ekmekçioğulları İşçileri ve Anadolu Şube Başkanı Deniz Ilgan’la Direniş Üzerine
- Söz Hakları İçin Direnen Ekmekçioğulları İşçilerinde
- Trelleborg İşçileriyle Grev Üzerine Söyleşi
- Cargill İşçileriyle Sohbet
Son Eklenenler
- Bir film sahnesi: İngiltere’de bir madenci bandosu, Rodrigo’nun gitar konçertosunu çalmaktadır. Madencilerin emektar ellerinden ahenkli melodiler akıp giderken arka planda hükümet tarafından kapatılmak istenen bir madenle ilgili toplantılar, yürüyen...
- Bugün 18 Kasım. Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli bir yer tutan Netaş Grevinin yıldönümü… Netaş işçileri, 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesinin baskı koşullarında bile işçilerin örgütlülüğünün patronları alt edebilecek güçte olduğunu...
- UİD-DER, grevlerinin 81. gününde MKB Rondo işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Birlikte Karşı Duralım” pankartı ile grev yerine yürüyen işçiler; “MKB İşçisi Yalnız Değildir”, “Yaşasın Sınıf Dayanışması”...
- Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ilk olarak 2001 yılında gündeme getirildi ancak AKP iktidarı 2018’de işçilerin iradelerinin dışında bu sistemi zorunlu hale getirdi. 2018 yılından beridir işçilerin maaşlarından her ay bu kandırmacaya para...
- As Plastik işçileri grevlerinin 58. gününde İstanbul Marmarapark AVM’de As Plastik ile iş ilişkileri olan Mavi Jeans önünde basın açıklaması yaptı. Toplu iş sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması halinde 26 Kasımda greve çıkacak olan DİSK/Genel-İş...
- 100 küsur günü geride bırakan Polonez direnişine, kadın işçilerin kararlılığı damgasını basıyor. Sendikaları Tekgıda-İş’te örgütlenen işçiler sendika düşmanı patronları tarafından işlerinden atıldılar. Direnişe geçtiler, işlerine örgütlü bir biçimde...
- Geçtiğimiz günlerde İzmir’in Selçuk ilçesinde baraka gibi bir evde, elektrikli sobanın devrilmesiyle çıkan yangında en büyüğü 5 yaşında olmak üzere 5 kardeş hayatını kaybetti. Bu sırada hurda toplamaya giden anne eve döndüğünde çocuklarının cansız...
- Narin, Leyla, Sıla ve niceleri. Haberlerde duyuyoruz onların adlarını. Bir süre gündemde kalıyorlar, sonra unutuluveriyorlar. Oysa hafızayı diri tutmak gerekir mücadeleyi sürdürebilmek için. Bizler de bu mektubu, yaşananları unutmamak, unutturmamak...
- Son zamanlarda pek çok insanın aklında, dilinde aynı sorular var: Biz nasıl bir toplum olduk böyle? Nasıl olur da insanlar bu kadar kötü olabilir? Teşbihte hata olmaz derler. Toprağı düşünelim. Toprakta her zaman zehirli bitkiler yetişebilir. Ama bu...
- İşyerinde, mahallede, parkta, sokakta, kahvede… Sohbetler döner dolaşır hep aynı soruya bağlanır: “Ne olacak bu memleketin hali?” Soru bakidir, cevabı ise yaşadığımız koşullara, ait olduğumuz sınıfa göre değişiklik gösterir. Çünkü işçi ve...
- Şair “Kuşların vurulduğu zamandır şimdi” demiş. Gerçekten de haksızın haklı, hırsızın namuslu, haydudun yiğit sayıldığı zamandır şimdi. Her gün yeni bir “bu kadarı nasıl olur?” sorusuyla başlıyoruz güne. Geçtiğimiz günlerde Bursa’da bir tekstil...
- Yaklaşık iki ay boyunca hakları için mücadele eden, bu süreçte polisin ve jandarmanın saldırısına maruz kalan, gözaltına alınan Fernas işçilerinden biri arkadaşlarından birinin çocuğunun ilk adımını direniş alanında attığını söylemişti. Bir başka...
- Bir an için hafızamızı kaybettiğimizi düşünelim. Annemizin, babamızın, kardeşlerimizin, evlatlarımızın kim olduğunu, nereli olduğumuzu, yaşadığımız evi, ne iş yaptığımızı hatırlamadığımızı hayal edelim. Bütün yüzlerin, sokakların yabancı olduğunu...