Buradasınız
Asıl Katil Yangın Değil Kapitalizmdir!
26 Mayıs gecesi, Bursa Şevket Yılmaz Devlet Hastanesinin bodrum katında bulunan tomografi servisinde elektrik kablolarının tutuşması sonucu yangın çıktı. İtfaiye işçileri kısa zamanda hastaneye gelerek yangını söndürdü. Ancak A-2 katında başlayan yangının çıkardığı siyah dumanlar tüm hastaneyi kapladı. Dumanlar hastanenin 3. ve 4. katlarında bulunan yoğun bakım servislerine kadar ulaştı. Yangın çıktığında trafo devre dışı kalmış, jeneratör de devreye girmemişti. Solunum cihazına bağlı 16 hastanın fişi çekildi. İtfaiye ve sağlık çalışanları hastaları camları kırıp itfaiye merdiveniyle dışarı çıkardılar. Ancak yoğun bakımda tedavi gören 16 hastanın 8’i yaşamını yitirdi. Hastanede bulunan onlarca hasta da yangının çıkardığı dumandan zarar gördü.
Bursa Şevket Yılmaz Devlet Hastanesinde meydana gelen yangın, bugüne kadar gerçekleşen üçüncü yangın. 2004 yılında gerçekleşen ilk yangında, akaryakıt deposunda patlama olmuş ve yakınında bulunan trafoda oluşan hasar nedeniyle trafo devre dışı kalmıştı. Patlamayla birlikte hastanede panik yaşanmış, fakat can kaybı olmamıştı. Daha sonra da ameliyathanede elektrik kablolarının erimesi sonucu yine yangın çıkmıştı. Yedi yılda üç defa birbirine benzer nedenlerle yangın çıkan bu hastaneye ISO-9000 Kalite Belgesi bile verilmiş.
Bu hastane 2002 yılından önce SSK’ya aitti. 2002’de 514 yatak kapasitesi ile Ecevit’in başbakanlığındaki koalisyon hükümetinin sağlık bakanı Osman Durmuş tarafından açılışı yapılmıştı. Adına da “akıllı hastane” denmişti. Bu hastaneye sözde her türlü donanım ve teknolojiye sahip olduğu için “akıllı hastane” deniliyordu. Şimdiki sağlık bakanı Recep Akdağ ise bu hastaneye neden “akıllı hastane” dendiğini bilmediğini söylüyor. Kendisinden önceki bakanlar gibi Recep Akdağ da gerçekleri bir sır gibi saklıyor. “Otopsi raporları geldiğinde ölüm nedeninin ne olduğu belli olur” diyor.
Oysa bu yaşanan ölümlerin sebebi kapitalist sağlık politikalarıdır. “Akıllı hastane”nin yangın dedektörleri çalışmıyor ve zemin katta başlayan ufak bir yangın tüm hastaneye yayılabiliyor. Hastanenin elektrik tesisatı da, besbelli ki ucuz ve kalitesiz malzeme kullanıldığından yangına elverişli bir durum yaratıyor. Tüm bunlar yaşanırken, sağlıkta özelleştirme uygulamaları son hızla devam ediyor. Emekçilerin sağlık haklarıysa alabildiğine budanıyor. Milyonlarca insan sigortadan, iş güvencesinden ve sağlık hakkından yoksun olduğu için hastanelere para ödemeden içeri bile alınmıyor.
Sermayenin kâr hırsı sağlık alanında da ölümlere neden oluyor. İşçi sınıfı kâra endeksli bu sömürü düzenini yıkmadığı sürece, ölüm hastanede de kol gezecek işyerinde de, sokakta da kol gezecek yolda da.
TOKİ’de İş Bırakma Eylemi
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
- Aşırı Sıcaklar İşçi Sağlığı ve Güvenliğini Tehdit Ediyor
- Teknoloji Çağındayız Ama İşçiler Çalışırken Ölüyor!
- Örgütsüzlüğümüzün Bedeli: Artan İş Cinayetleri
Son Eklenenler
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER, sözünü İşçi Dayanışması’yla söylüyor. Kapitalist sömürüye, zorbalığa, ayrımcılığa, haksız savaşlara karşı işçi sınıfına sesleniyor ve diyor ki kurtuluş ellerinizde, birliğinizdedir.
- İşçi ve emekçiler pek çok ülkede 2024 yılını mücadeleyle kapattı, 2025’i mücadeleyle karşıladı. Kapitalist sömürü düzeninin yol açtığı sorunlar büyürken, buna karşı işçilerin mücadelesi ve dayanışması da güçleniyor. Emperyalist savaşın yayıldığı,...
- Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Aralık ayı yıllık enflasyonunu yüzde 44,38, 12 aylık ortalama enflasyonu ise yüzde 58,51 olarak açıkladı. Kamu emekçilerinin ve emeklilerin maaş artışında önemli bir faktör olan altı aylık enflasyon ise yüzde 15,75...
- Harb-İş Sendikası Eskişehir Şubesi, 3 Ocakta basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasında kamu işçilerinin toplu iş sözleşmesi (TİS) sürecine, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına ve Harb-İş üyesi işçilerin yaşadıkları ekonomik...
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...