Buradasınız
Asgari Ücret, Emekli Maaşı ve Yalanlar
Gebze’den bir petrokimya işçisi

İktidarın 2024 yılı için “büyük zam” müjdeleriyle açıkladığı asgari ücret ve emekli maaşı zamları, yılın daha ilk üç ayında enflasyon yüzünden güneş gören kar gibi eridi. Milyonlarca emekliye reva görülen 10 bin liranın sefalet maaşı olduğu, asgari ücretlinin aldığı 17 bin liranın ev kirasına bile yetmediği ortada. Durum buyken önce Erdoğan’dan sonra Çalışma Bakanlığından gelen açıklamalar, ardından Merkez Bankasının hükümete yolladığı açık mektupta yazdıklarından anladık ki emeklileri ve işçileri daha da zor günler bekliyor. Zira emekli maaşlarına Temmuzda verilecek enflasyon farkı dışında bir zam yapılmayacağı söylendi. Asgari ücrete de ara zam yapılmayacağı, bundan sonra yılda sadece bir kere zam olacağı açıklandı. Neymiş, enflasyonun düşmesi için asgari ücrete zam yapılmaması gerekiyormuş.
Asgari ücrete yapılan zamlar gerçek enflasyonun çok altında olduğu halde iktidar sözcüleri, devlet kurumları, sermayenin hizmetindeki ekonomistler temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp önümüze aynı yalanları koyuyorlar. İktidarın ekonomi politikalarını, patronların zam fırsatçılığını görmezden geliyor, ücret artışlarının enflasyonu yükselttiği yalanını söylüyorlar. Çalışma Bakanı şöyle diyor mesela: “Ekonomi bir denge işidir ve bir noktada dengeyi bozduğumuzda birçok farklı noktada başka dengeler de bozulur. Vatandaş olarak hepimiz şunu tecrübe ettik. Ne zaman dengenin dışında artış yapılsa marketlerde, mağazalarda ürün etiketleri hemen değişiyor. Bu da enflasyonu daha da arttırıyor, ücretlere yapılan artışın da bir anlamı kalmıyor ne yazık ki.”
Nasıl oluyor da ekonomideki “denge”yi açlık sınırının çok altında bir maaşa mahkûm edilmiş emekliler, temel ihtiyaçlarını bile karşılayamaz duruma gelmiş işçi ve emekçiler bozuyor? Daha enflasyondaki yükselişi bile telafi edemeyen ücret zamları nasıl oluyor da marketlerdeki fiyatları arttırıyor? Neden yükselen enflasyonun ceremesini çeken işçi ve emekçiler, emekliler aynı zamanda onun sorumlusu olarak görülüyor ve cezalandırılıyor? Biz ekonomist değiliz ama bu söylenenlerin saçmalık olduğunu, yalnızca sermayenin çıkarlarının gözetildiğini, açıkça yalan söylediklerini rahatlıkla görüyoruz.
Yüksek enflasyonun sebebi emekli maaşına ya da asgari ücrete gelen zamlar değildir. İktidarın ekonomi politikalarının bir sonucudur. İşçi sınıfı olarak aldatmacalara kanmamak, ekonomik yıkımın faturasını ödememek için örgütlenmek ve mücadele etmek zorundayız.
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
- Her Şey Karşıtıyla Vardır
- Çocuklar Öldürülmesin Şeker de Yiyebilsinler
Son Eklenenler
- İzmir’de Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Oryantal Tütün Paketleme (OTP), TTL Tütün ve Sunel Tütün fabrikalarında süren grevler anlaşmayla sonuçlandı. Genel-İş Sendikasında örgütlü İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL işçileri düşük ücret...
- Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler üzerine sohbet ederken genç bir işçi kardeşimiz, “valla artık haberlere bakmıyorum, zaten benim kendi derdim başımdan aşkın” dedi. Aslında hepimizin derdi başından aşkın. Ama belki de bu nedenle çevremizdeki...
- Sömürüye başkaldırının sembolü, tüm dünya işçilerinin ortak duygularla ve taleplerle alanlara çıktığı, evrensel bir mücadele günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Yüreği 1 Mayıs coşkusuyla, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle çarpan tüm işçilere selam...
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...
- Arjantin’de faşist devlet başkanı Javier Milei’nin 2023 yılı sonunda iktidara gelmesinden bu yana işçiler üçüncü kez genel greve çıktı. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT) çağrısıyla 10 Nisan Perşembe günü ülke çapında 24 saatlik grev gerçekleşti....
- Panayırdaki gösteri için adam avazı çıktığı kadar bağırarak müşteri çekmek istiyormuş ama gösteri o kadar kötüymüş ki kimse adama kanıp gösteriye gitmiyormuş. Panayır açılalı epey olmuştur ve çığırtkana kanarak girenlerin söyledikleri de kulaktan...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Peki, hangi koşullarda karşılıyoruz 1 Mayıs’ı? İşçiler, emekçiler olarak hepimiz ağırlaşan sorunlarımızın çözülmesini, üzerimizdeki baskının hafiflemesini istiyoruz....
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...