Buradasınız
Aslanı Kedi Yapan Taktikler

2015’te metal işçileri greve çıkmışlardı. Gebze’deki fabrikaların önünde eylem yapılıyordu. İşçilerde büyük bir coşku vardı. Ancak ertesi gün grev yasaklandı ve işçiler yeterince örgütlü olmadıkları için bu yasağa direnemediler, işbaşı yaptılar. Bir işçi o gün duygularını şu şekilde ifade etmişti: “Greve aslan gibi çıktık, tezgâhların başına kedi gibi döndük.” Bu örnekte olduğu gibi işçiler, talepleri için ne zaman eyleme geçecek olsalar, önce büyük bir coşku ve kararlılık görüntüsü çiziyorlar. Ama kısa zamanda coşku sönüyor, kararlılık yerini endişe ve moralsizliğe bırakıyor. Bunun altında patronların ve hükümetin işçileri bölmek, mücadeleden vazgeçirmek için uyguladığı taktikler var. İşçilerse bu taktiklere yeniliyorlar çünkü birlik değiller, yani örgütsüz ve hazırlıksızlar.
Mesela Bursa’da “Metal Fırtına” patlak verdiğinde işçilerin elinde sadece uğradıkları haksızlıklara karşı yıllardır birikmiş öfkeleri vardı. Eylemleri bilinçli ve hazırlıklı olarak başlatmamışlardı. Patronlar ve hükümet bunu biliyordu ve öyle taktikler uyguladılar ki işçilerin mücadelesi söndü, yeniden mücadeleye atılmak için lazım olan moral ve güçleri yok oldu. Tofaş’ta patron işçilerin evlerine adamlarını gönderdi. Eşlerinin işten atılmasıyla ve hapsedilmesiyle korkutulan kadınlar, eşlerini eylemden vazgeçirmek için fabrika önlerine getirildi. Coşkunöz’de işveren işçilerle değil takım başlarıyla görüştü. Patronların etkisine kapılan takım başları direnişi kırdı. Renault’ta işçi temsilcileri görüşmeye çağrıldı ama her seferinde uzun süre bekletildiler ve yıpratıldılar. MESS ve Renault yöneticileri, aç olduklarını bildikleri işçilerin karşısında yemek yediler, psikolojik baskı oluşturdular. Toplantıları bilerek uzattılar. Meselâ birçok toplantı saatlerce sürdü ve temsilciler içeride görüşürken, dışarıdaki işçiler saatler boyunca coşkulu tezahüratlar yapıp kararlılıklarını ortaya koydular. Fakat toplantıdan bir sonuç çıkmadı, tükenmiş işçiler hiçbir şey elde edemeden bıkkınca dağıldılar ve giderek umutsuzluk hâkim olmaya başladı. Toplantıları sonuçsuz bırakan patron temsilcilerinin arzusu tam da buydu: İşçileri yormak, tüketmek ve yenilgi psikolojine hazırlamak! Bu durum, işçilerin talepleri tam olarak karşılanmadan işbaşı yapılmasında etkili oldu.
Patronların bu taktikleri tesadüf değil bir hazırlığın sonucudur, sınıf tutumudur. Onlar “kriz” durumlarında “aslanı uysal bir kedi haline getirecek” taktikleri çok iyi biliyor ve sonuna kadar kullanıyorlar. Meselâ geçtiğimiz günlerde Kocaeli’ndeki patronlar, bir danışmanlık şirketinin “İşçi İşveren İlişkileri ve Kriz Yönetimi” adlı seminerine katıldılar. Seminerin alt başlıkları arasında şunlar vardı: “Metal Fırtına 2 geliyor mu? İşverenler, şirket sahipleri, yöneticiler olarak ne yapacağınızı biliyor musunuz? Olası işçi-işveren krizini önlemenin yolları neler olabilir? Kriz oluştuğunda en sağlıklı çözüm ne olabilir?” Seminerde “krizin” yaşandığı ama sorunun işveren lehine çözüldüğü somut örnekler de paylaşıldı. Yani işçilerin hakları için mücadele etmesi patronlar için “kriz”dir ve patronlar bu “krizleri” nasıl çözeceklerini çok iyi biliyorlar. Hazırlıksız, bilinçsiz ve örgütsüz işçilerin karşısında hazırlıklı, bilinçli ve örgütlü davranıyor, kısa zamanda onları yenilgiye uğratıyorlar. Elbette işçilerin bu saldırıları boşa çıkarabilmesi için durumu tersine çevirmesi, yani örgütlenmesi gerekiyor.
İşçilerin mücadele örgütü olması gereken sendikaların başında bugün işçilerden ve onların sorunlarından uzaklaşmış bürokratlar var. Bu sendikacılar patronların sinsi taktiklerini boşa çıkartacak istek ve bilinçten yoksunlar. Örgütsüz işçileri daha da pasifleştirip bezdiriyorlar. Örneğin grev yasağı karşısında cam işçilerinin önüne üretimi durdurma veya bütün gün yavaşlatma hedefini koymuyorlar. Bunun yerine zaten 8 saat çalışıp vardiyasını bitirmiş işçileri bir vardiya daha işyerinde tutuyorlar. İşçilerin gazını alıyor, onları yoruyorlar. Üretim devam ederken böyle bir eylem patronları değil işçileri etkiliyor. Bu arada patronlarla sendikacılar sık sık görüşüyor ama toplantılar sonuçsuz bırakılıyor, işçilerin beklentileri boşa çıkartılıyor. Sonuçta işçi artık beziyor ve “aman, ne olacaksa olsun” noktasına varıyor. Patronlarsa, enerjisi biten ve kavgasını sürdüremeyen işçilere kendi şartlarını dayatıyorlar.
Oysa geçmişte, Kemal Türkler’in başında olduğu Maden-İş gibi mücadeleci sendikalar vardı, bu sendikalarda sosyalist işçiler etkiliydiler. Bu işçiler tüm bu taktiklerin ne anlama geldiğini biliyorlardı. Buna göre bir eylem çizgisi izliyor, taktikleri boşa çıkarıyor ve zafere ulaşıyorlardı. İşçiler patronların karşısına uysal bir kedi gibi değil aslan gibi çıkıyorlardı. Bugün de yapılması gereken bu: Aslan, aslan olabilmek için birleşmeli ve bilinçlenmeli.
Göz Göre Göre İşçi Katliamı
- Yıkanan Eller, Hayatları Kurtulan Anneler ve Geleceğimiz
- Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele
- En Büyük Engelimiz Kapitalizmdir
- “Ekonomi Tıkırında” Masallarına Devam!
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- İşçi Dayanışması 206. Sayı Çıktı!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- İşçi Dayanışması 205. Sayı Çıktı!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
Son Eklenenler
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...
- 9 Temmuzda Hindistan genelinde milyonlarca işçi, emekçi, çiftçi ve genç, Modi hükümetinin işçi düşmanı politikalarına karşı ülke çapında greve çıktı. Kentlerden köylere, fabrikalardan tarlalara kadar yaşamı durduran dev grev, Hindistan’daki tüm...
- Annem, ablamla birlikte dördüncü katta oturur. Sokağa inmez ama mahallede, köyde, Almanya’daki akrabalarda ne olup bittiğini mutlaka bilir. Evden her çıktığımda balkonundadır. Selamlaşır, iki laf ederiz. Başımda bazen UİD-DER yazılı kırmızı şapkam,...
- Karanlık ve aydınlık… Ölüm ve yaşam… Emek ve sermaye… Sonsuz evrenimizde her şey karşıtıyla birlikte var. Sömürü ve zulüm varsa isyan da var. Sınır, din dil, ırk farkı tanımadan dünya meydanlarında tek ses tek yürek olan işçiler, işçi sınıfımız var...
- Emperyalist savaşın alevlerini büyüten, milyonlarca masum insanı, doğayı katleden, kentleri yok eden egemenler ne yaparlarsa yapsınlar emekçilerin birbirleriyle dayanışmasının önüne geçemiyorlar. İşçi ve emekçiler fabrikalardan limanlara,...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi grevinde yaşananlar hakkında Marksist Tutum’da bir makale okudum. Tam da içimden geçenleri, cümlelere dökemediklerimi noktasına virgülüne kadar yansıtan bir yazıydı. Konuyu derinlemesine ele alan bu yazı her mücadelede...
- Zeytinlik alanları maden ve enerji işletmeciliğine açacak yasa teklifine karşı tepkiler sürüyor. Çeşitli illerden Ankara’ya gelen köylüler, talan yasasına karşı TBMM yakınında bulunan Cemal Süreya Parkı’nda direniş nöbetindeler.
- Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli mücadeleler, dönemeç noktaları vardır. 1970 Haziran’ı bu tarihte önemli bir yere sahiptir. Bugün halen aşılamamış bir zirve olan 15-16 Haziran direnişi sürecinde, işçi sınıfı yapay kutuplaştırma...