Buradasınız
Ankara’da Bir Kadın Tekel İşçisiyle Söyleşi
UİD-DER: Tekel’de ne zaman ve nasıl çalışmaya başladınız?
İzmir Balatçık Yaprak Tütünde çalışıyorum. 40 yaşındayım ve iki çocuğum var. Tekel fabrikasına tesadüfen girdim. Tekel’in ne olduğunu bile bilmiyordum. Gözümüzü Tekel’de açtık. Orası zamanla bizim evimiz gibi oldu. Evimize gider gibi işe giderdik. Paylaşmayı, dayanışmayı her şeyi Tekel’de öğrendik. Oraya gençliğimizi verdik. O nedenle bugün bize yapılanları içimize sindiremiyoruz.
UİD-DER: Çalışma koşullarınız nasıldı?
İzmir’de 550 işçi, tozun, pisliğin içinde 15 dakikada bir balya yaparak çalışıyorduk. Üstümüz başımız resmen pislik içinde kalıyordu. Bizleri kim görseydi içi sızlardı. Birçok arkadaşımız bel fıtığına yakalandı. Ben astım hastası oldum. Tekel’de hiçbir yetkili bu koşulları düzeltmeye çalışmamıştır.
UİD-DER: Sizce hükümet Tekel’e ilişkin neden böyle bir karar aldı?
Aslında bu bir sistem sorunudur. Hükümette hangi parti olsa aynı şeyleri yapacaktı. Tekel altın yumurtlayan bir tavuk gibiydi. Fakat zamanla kotalarla, fabrikalara yatırım yapılmayarak, üretimi durdurarak Tekel’i zarara uğrattılar. Hükümetin amacı bizleri bunalıma itmek, intihara sürüklemek midir? Hükümet işçilerden yana bir çözüm bulamıyorsa neden orada kalıyor? Başbakan “insanı yaşat ki ülke yaşasın” diyor. Ama tekel işçisinin yaşam hakkını tanımıyor. Bizlere ucuz işçiliği dayatıyor. Ben yarınımı düşünüyorum. En çok ihtiyacımız olduğu bir dönemde bizleri işten atıyorlar. Anne ve babalar çocukları için her şeyde fedakârlık yapıyorlar. İki çocuğumu nasıl okutacağımı düşünüyorum.
UİD-DER: Sendikacılar işçilerin mücadelesine yeterince destek oluyor mu?
Bazı arkadaşlar bu sendikalarla artık daha fazla ileri gidemeyiz diyorlar. Bense “sendika benim, bu bina benim” diyorum. Ben, onlarla konuşup, “biz karar alıp sendikacıları da önümüze koyalım” diyorum. 500 işçiden biz 40 kadın, her şeye rağmen Ankara’ya geldik. Şube başkanımız bize bakarak “bu kadar kişi ile ne olur” dedi. Bense “bugün 40, yarın 500 kişi olacağız” dedim. Burada Tekel işçileri toplandıkça, şube başkanı da benim haklı olduğumu gördü. Biz kadın işçilere çok daha önceleri 4/C’ye geçin demişlerdi. Üstelik bunu söyleyenlerin arasında sendika şube başkanları dahi vardı. Şube başkanı “siz bu mücadeleyi kazanırsanız ben de ABD başkanı olurum” demişti. O gün aramızda 250-300 işçi 4/C’ye geçti. Biz bir grup işçi ise kesinlikle kabul etmedik. Ben o zamanlar sözleşmeli işçiydim. Mücadele verdik. Seçim zamanında AKP’ye baskı yaptık. Sonunda kazanan biz olduk. Mustafa Türkel bile bizi tebrik etti. İşçiler ancak kararlı olursa kazanabilirler.
UİD-DER: Tekel işçilerinin verdikleri bu mücadelenin geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bu direnişten başlarda işçilerin umudu yoktu. 15 Aralıkta Ankara’ya geldikten sonra umudumuzu yeniden kazandık. Koyun gibi olmak değil insan gibi haykıralım istedik. Bizim bugün sadece işçilik haklarımız elimizden alınmıyor, aynı zamanda insanlık onurumuz da elimizden alınıyor. Bu mücadelenin sonunda hem işçiler hem de çocuklarımız kazanmış olacak. Biz inanıyoruz ki hükümet de olayların bu noktaya kadar geleceğini düşünmüyordu. Biz kararlılığımızı sergilersek, hükümetin geri adım atacağını düşünüyorum. Şunları da ifade etmek isterim ki, UİD-DER’in yaptığı etkinliği (Grev ve Direnişlerden Süzülenler) çok beğendim. Yaptığınız etkinlikle işçilerin neler yapabileceğini kendi gözlerimle gördüm. Özellikle genç arkadaşların müzikleri, şiirleri ve söyledikleri beni çok etkiledi. Gençliğimde ben neden böyle şeyler yapmadım diye çok pişmanlık duydum. Şimdi sizin gençleriniz benim çocuklarıma örnek oldu. Onların de böyle yetişmesi için elimden geleni yapacağım.
UİD-DER: Mücadelenize destek olmaya devam edeceğiz ve hakkımızdaki güzel düşünceleriniz için de teşekkür ederiz.
Tekel İçin El Ele!
Bir Çelik İşçisinden Mektup
- Grevci Tarkett İşçileri: “Birliğimizi Güç Haline Getirelim!
- Grevdeki MKB Rondo İşçileriyle Söyleşi
- Durak Tekstil İşçileriyle Söyleşi
- Bursa’dan Bir Özel Okul Öğretmeniyle Söyleşi
- Malatyalı Kadın Tekstil İşçisi İle Deprem ve Kadın İşçiler Üzerine Söyleşi
- Nilgün Soydan ile Kemal Türkler Söyleşisi
- Genel-İş İzmir 8 No’lu Şube Başkanı Gümüştekin ile Söyleşi
- İş Güvenliğimiz İçin 1 Mayıs’ta Sınıfımızın Saflarındayız
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- Bir Afgan Göçmen İşçiyle Söyleşi: “Ölmek ya da Özgürce Yaşamak”
- Ekmekçioğulları İşçileri ve Anadolu Şube Başkanı Deniz Ilgan’la Direniş Üzerine
- Söz Hakları İçin Direnen Ekmekçioğulları İşçilerinde
- Trelleborg İşçileriyle Grev Üzerine Söyleşi
- Cargill İşçileriyle Sohbet
Son Eklenenler
- Vivident, Mentos gibi sakız ve şekerleme markalarının üreticisi olan Perfetti Van Melle’nin İstanbul/Kıraç’ta bulunan fabrikasında çalışan işçiler Tekgıda-İş Sendikasında örgütlenmiş, şirket yönetiminin sendika düşmanı tutum ve baskılarıyla...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Rus yazar Tolstoy “acı duyabiliyorsan canlısın, başkasının acısını duyuyorsan insansın” der. Tolstoy’un bu ifadeleri özü itibariyle insanlaşmayı anlatır. İşçi sınıfı olarak, sömürücü efendilerden insanlık için insanlaşma...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER, sözünü İşçi Dayanışması’yla söylüyor. Kapitalist sömürüye, zorbalığa, ayrımcılığa, haksız savaşlara karşı işçi sınıfına sesleniyor ve diyor ki kurtuluş ellerinizde, birliğinizdedir.
- İşçi ve emekçiler pek çok ülkede 2024 yılını mücadeleyle kapattı, 2025’i mücadeleyle karşıladı. Kapitalist sömürü düzeninin yol açtığı sorunlar büyürken, buna karşı işçilerin mücadelesi ve dayanışması da güçleniyor. Emperyalist savaşın yayıldığı,...
- Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Aralık ayı yıllık enflasyonunu yüzde 44,38, 12 aylık ortalama enflasyonu ise yüzde 58,51 olarak açıkladı. Kamu emekçilerinin ve emeklilerin maaş artışında önemli bir faktör olan altı aylık enflasyon ise yüzde 15,75...
- Harb-İş Sendikası Eskişehir Şubesi, 3 Ocakta basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasında kamu işçilerinin toplu iş sözleşmesi (TİS) sürecine, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına ve Harb-İş üyesi işçilerin yaşadıkları ekonomik...
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...