Buradasınız
Bir Tabak Makarna!
Çayırova’dan taşeron işçisi bir kadın

Biz işçiler emek gücümüzü patronlara satarak hayatta kalma mücadelesi veriyoruz. Ben de iş bulamadığım için taşeron bir firmada yevmiye hesabı işe başladım. Geçenlerde bir metal fabrikasına gittim, 25 kadın ve erkek çalışmaya başladık. Ne iş kıyafeti ne de iş ayakkabısı verdiler. Kadınların kimisi terlikleriyle gelmişlerdi. Bir de bizimle dalga geçercesine “ayağında terlik olanlar özellikle dikkat etsin, işiniz tehlikeli, sac parçalar düşebilir” dediler. Hem robot hızında çalışmamızı hem de dikkat etmemizi istiyorlar bu çalışma koşullarında canımızı hiçe sayarak.
Tepemize bir ustabaşı dikmişler; kaç defa lavaboya gittin, kaç bardak su içtin, ne kadar konuştun, bildiğiniz aldığımız nefesi sayıyorlar. Konuştuğunu gördüğüne hakaretler ederek azarlıyor. Arkadaşların yüzüne bakıyorum, birbirlerinin gözlerine bakıp başlarını önlerine eğiyorlar. Çünkü ağızlarını açıp karşılık verirlerse aldıkları üç kuruş paradan da olacaklarını biliyorlar. Taşeron ya da kadrolu fark etmiyor, ekmeğinden olma korkusu olunca ağzı dili bağlanıyor yalnız kalan işçilerin. Oysa tepemizdekiler bir avuç asalaktan başka bir şey değil. Ama biz örgütsüz olduğumuzda birer robot haline getirip boyun eğdiriyorlar bizlere.
İki grup iki ayrı masada çalışmaya devam ediyoruz. Bu defa da gelip “hadi bakalım, hangi masa daha çalışkan daha çok sayı çıkaracak” diyerek yarış atı gibi bizi birbirimizle yarıştırmaya çalışıyorlar. O da yetmiyor “yediğiniz ekmeğin hakkını verin” diyerek psikolojik baskı yapıyorlar. Birbirinden kopuk, sınıf bilincinden yoksun arkadaşlar da sarılıyorlar işe, daha çok sayı çıkarıp yan masadakileri geçmek için. “Sen yavaş çalışıyorsun ben hızlı çalışıyorum” diyerek birbirlerine düşüyorlar. Ustabaşının yokluğunu fırsat bilerek arkadaşlarla sohbet etmeye başladım. “Usta aldığınız paranın hakkını verin diyor ama biz aldığımız paranın kat kat fazlasını kazandırdık patrona. Ama onlar yine patronun hakkından bahsediyorlar. Asıl bizim hakkımızı vermeyenler onlar, bir de bizi birbirimize düşürmeye çalışıyorlar. Biz işçilerin birbiriyle hiçbir derdi olamaz, neyin yarışına giriyoruz?” dedim. Sonrasında diğer arkadaşlar da “biz fazlasıyla çalışıp hak ediyoruz aldığımız parayı. Ama onlar bizi yük hayvanı ya da yarış atı sanıyorlar” dediler. Sonrasında usta gelip “hepinizi Pazar mesaisine yazdım, gelemeyenlerden yemek parası kesilecek” dedi. Ben de artık dayanamadım, “nasıl yani, yemediğimiz yemeğin parasını nasıl kesiyorsunuz?” diye sordum. Başka bir arkadaş da “kaç para alacağız?” diye sordu. “Ne alıyorsan aynısını alacaksın” dedi usta. Etraftan sorular yükseldikçe efelenen ustabaşı kuyruğunu kıstırıp süt dökmüş kedi gibi “ama arkadaşlar ben de işçiyim, patron öyle diyor” diyerek kendini korumaya çalıştı. Tekrardan “ama yemek paralarını kesiyorlar” deyince biz iyice öfkelendik. “O zaman gelir yemeği yer gideriz. Yemek de yemek olsa, bir tabak makarna!” diye çıkıştık. Hiç birimizin Pazar mesaisine gelmeyeceğini söyledik. Biz de insanız ve dinlenmeye ihtiyacımız var.
Bir arkadaş sonrasında gelip “aslında Pazar günü gelip yemeği yiyelim gidelim, patronla ödeşmiş oluruz” dedi. Ama biz işçilerin patronlarla ödeşmesi o kadar basit değil. Bir tabak makarnayla patron ve işçi ödeşebilir mi? Patronlar sınıfı işçi sınıfını iliğine kadar sömürüyor. Emeğimizle var ettiğimiz her şeye el koyuyor. Patronlardan bütün bunların hesabını sormak için örgütlenmemiz, işçi sınıfının bilinciyle donanmamız gerekir. Ancak o zaman patronlar sınıfının karşısında dimdik durabilir, hakkımız olanı alabiliriz. Taşeron ya da kadrolu, bizler hepimiz işçi sınıfının evlatlarıyız ve yan yana durmaktan, omuz omuza mücadele etmekten başka çıkar yolumuz yok.
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- İşçi sınıfının tarihsel mücadele mirasını yaşatmak ve bu mirastan güç alarak işçilerin birliğini büyütmek için çalışan UİD-DER, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55. yılı vesilesiyle 29 Haziranda, “Gelenekten Geleceğe: Umut Örgütlü Mücadelede!”...
- Petrol-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kocaeli’nin Körfez ilçesinde faaliyet gösteren Gübretaş fabrikasında yüzde 30 sefalet dayatmasına karşı işçiler, 3 Temmuzda greve başladı. Devrimci Sağlık-İş Sendikasının, kamu işçilerine dayatılan sefalet...
- Geçtiğimiz hafta sonu, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55, UİD-DER’in kuruluşunun 19. yılı vesilesiyle Uğur Mumcu Kültür Merkezi’nde yüzlerce işçi arkadaşımızla yan yanaydık. Grevleri devam eden Petrol-İş üyesi DYO işçileri, DİSK’in kurucusu...
- Sivas katliamının 32. yılında Türkiye’nin birçok kentinde anma etkinlikleri ve eylemler düzenlendi. Katledilen 33 aydın ve sanatçı anıldı, katliam bir kez daha lanetlendi. Sivas katliamının unutulmadığının, tüm katliamların er ya da geç hesabının...
- Bak, ufukta görünen/ Özgürlüğün bayrağını sallayanlar/ Başı dik/ Gözleri umut umut bakanlar/
- Türk-İş’e bağlı sendikalarda örgütlü kamu işçileri, 2025-2026 yılı toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde siyasi iktidarın sefalet zammı dayatmasına karşı eylemlerine devam ediyor. 1 Temmuzda Türkiye genelinde kent meydanlarında kitlesel basın...
- İzmir Buca Belediyesi işçileri, birikmiş maaş ve alacakları ödenmediği için 18 Haziran’dan bu yana iş durdurmuş durumda. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 34. maddesi gereği yasal haklarını kullanan işçiler, belediye binası önünde maaş, gıda kartı ve diğer...
- Merhaba dostlarım. Bu yıl da Haziran ayını hem UİD-DER’in kuruluş yıl dönümünü hem de sınıfımızın tarihine damgasını vurmuş 15-16 Haziran günlerini anarak ve anlamlandırarak geçirdik. UİD-DER’imizin internet sitesinde, sosyal medyasında ve İşçi...
- UİD-DER’in 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55. yıldönümünde gerçekleştirdiği “15-16 Haziran: Gelenekten Geleceğe: Umut Örgütlü Mücadelede!” etkinliğine farklı sektörlerden yüzlerce işçi katıldı. Etkinliğe katılan konuklar arasında; unutulmaz...
- Özel Sektör Öğretmenleri Sendikasının 25 Haziranda başlattığı Büyük Öğretmen Yürüyüşünü gerçekleştiren ve bugün Ankara’ya ulaşan öğretmenlerin önü Ziya Gökalp Caddesi üzerinde polis barikatıyla kesildi. Talepleri için yürüyüşlerini Milli Eğitim...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimlerin ardından İzmir Çiğli Belediyesinde çalışan 147 işçi tasarruf bahanesiyle işten atılmış, yürütülen mücadele sonucu işçilerin bir kısmının işe iadesi yapılmıştı. Verilen tüm sözlere rağmen işe iadesi yapılmayan...
- Bu yıl 1 milyondan fazla öğrenci LGS sınavına, 2,5 milyon öğrenci YKS sınavına girmek için başvuru yaptı. Her yıl milyonlarca çocuk ve genç, aileleriyle birlikte sınav stresiyle baş etmeye çalışıyor. Çocuklarının geleceğine yönelik kaygı duyan...
- Artan fiyatlar karşısında alım gücümüz düşmeye devam ediyor. Enflasyonun artış hızının azaldığı söyleniyor ama bu, fiyatların düşmesi anlamına gelmiyor. Yaz meyveleri tezgâhlara çıktı ama kilosu 150-200 liraya varan fiyatlar yüzünden alamıyoruz....