Buradasınız
Birbirimizden Uzak Durarak Sesimizi Duyuramayız
Ambarlı’dan bir işçi

Merhaba arkadaşlar, ben limanda şoför olarak çalışan bir işçiyim. UİD-DER ile daha önce çalıştığım fabrikada tanıştım. Arkadaşlar her ay düzenli olarak gelip İşçi Dayanışması bülteni dağıtıyorlardı. Bülten dağıtan arkadaşların davetiyle, UİD-DER’de çeşitli etkinliklere katıldım. Etkinliklere katılıp derneğe gelip gittikçe emeğin, sermayenin, sömürünün, sınıf bilincinin ne olduğunu öğrendim. Öğrendiklerimi ve İşçi Dayanışması bülteninde okuduklarımı iş arkadaşlarıma, komşularıma anlatıp sohbetler ediyor, onları da bilinçlendirmeye çalışıyorum.
Oturduğum evin altında terzilik yapan bir arkadaşım var. Yanına uğradığımda dükkânda başka bir arkadaşıyla sohbet ediyordu. Koronavirüs ve sokağa çıkma yasağı üzerine konuşuyorlardı, terzi arkadaş bana ne düşündüğümü sordu. Toplumun bir korku tüneline sokulmaya çalışıldığını, düşünmeden, sorgulamadan her şeye inanmamamız gerektiğini ifade ettim. Sokağa çıkma yasağının işçilerin çıkarına olmadığını, bunu asla kabul etmediğimi de özellikle belirttim. Terzi arkadaş bir anda kızardı bozardı, bana katılmadığı yüz ifadesinden belliydi. Ona zaten sistemin uzun zamandan beri krizde olduğunu, dünya borsalarının teker teker çöküp nasıl zarar ettiğini anlattım. Onlara bu konudaki düşüncelerimizi aktardım.
Öyle ya koronavirüsten önce dünyanın dört bir tarafında işçiler; işsizlik, yoksulluk, hayat pahalılığı ve hak gasplarına karşı sokaktaydılar. Patronlar ve siyasi temsilcileri için tehlike çanlarının çalmaya başladığı bir döneme girilmişti. Şu anda tüm dünyada işçiler işe gidip, sonra evlerine hapsediliyor. Yönetenler virüsü dillerinden düşürmüyor, ölümcül olduğunu iddia ediyorlar ama işçiler fabrikalarda çalışmaya devam ediyor. Demek ki bu planlı yapılan bir şey. Bundan kim faydalanıyor? Patronlar ve onların siyasi temsilcileri. Ben bu şekilde konuşunca sohbete katılan diğer arkadaş bana hak verdi, “valla arkadaş doğru söylüyor” dedi.
Terzi arkadaşıma diktiği ürünlere en son ne zaman zam yaptığını sordum, “iki yılı buldu” dedi. İki yılda kirasına, vergisine, kullandığı malzemelere, elektriğe, suya kaç kere zam geldi sorusuna cevabı ise “valla sayısını aklımda tutamadım” oldu. “Zaten masrafların artmış, kazancın düşmüş, bir de insanlar sokağa çıkmazsa sen nasıl para kazanacaksın? Bugün savunduğun yasakları getirenler senin ihtiyaçlarını karşılayacak mı, bunu düşündün mü?” diye sordum. Bunu hiç düşünmediğini, haklı olduğumu söyledi ve “ne yapmamız gerekiyor?” diye sordu. “Onlar kendi çıkarları için bizleri evlere kapatıyorlar, korkmamızı ve bu süreçte yapacakları haksızlıklara sessiz kalmamızı istiyorlar” dedikten sonra mücadele etmemiz gerektiğini söyledim. “Yasakları savunursak, hakkımızı aramak için dışarı çıkmanın önünü kendi rızamızla kapatacağımızı, bunun da bedelinin çok ağır olacağını düşündüğümü belirttim. Arkadaşım patronların medyasının yaydığı fikirlerden etkilendiği için sokağa çıkma yasağını savunacak noktaya gelmiş, sohbetimizin başında beni terslemişti. UİD-DER’i takip ederek biz emekçilerin bu süreci nasıl yorumlaması gerektiğini öğrenmem sayesinde mücadele etmekten başka çıkış yolumuzun olmadığını konuşur olduk.
Patronlar ve onların siyasi temsilcileri ellerindeki araçları kullanarak korku iklimi yaratıyorlar, işçiler olarak uyanık olmalıyız. İşçilerin uyanık olması için de örgütlü olması gerekir. UİD-DER ile tanışmasaydım, düzenli olarak İşçi Dayanışması okumasaydım, ben de bugün bu yalanlara inanırdım. Asıl bulaşıcı olan ve işçileri hasta eden yalan haber yapan sermaye medyasına karşı bağışıklık kazanmalıyız. Benim buradan işçi arkadaşlarıma tavsiyem, yönetenler ve patronlardan taraf olan medya yerine UİD-DER’i takip etsinler.
Nasırlı Ellere Şiir
Göçmen İşçilerin Umut Teknesi
- Gevrek “Susamlı Tavuk”
- Koronavirüs Sınıf Ayrımı Yapmıyor mu?
- Salgında İşçi Sağlığı Hiçe Sayılıyor!
- Patrondan Covid-19 Önlemleri
- Koronavirüsle Geçirdiğimiz 9 Ayın Bilançosu
- Maskeye Emanet Edilmiş İşçi Sağlığı ve İşten Atmaların Yeni Bahanesi Maske
- Patronlar Koronavirüsü Tepe Tepe Kullanırken Asıl Faturayı Biz İşçiler Ödüyoruz
- Şantiyede Sözde Korona Önlemleri
- Hayat Eve Sığar mı?
- İşçi Sınıfıdır Bizim Asıl Ailemiz
- Bakan’a mı İnanalım Yaşadıklarımıza mı?
- Adımız Koronalıya Çıktı!
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Sözde Pandemi Önlemleri ve Küresel Açlık
- “Hijyene Dikkat Edin Ama Fazla Su, Sabun, Peçete Harcamayın”
- “Yeni Normal” Koşullarında Öğrencilerin Sınav Maratonu
- Gebzeli İşçiler Koronavirüsün İşçiler Üzerindeki Etkilerini Anlatıyor
- Gebzeli İşçiler Yeni Normali Değerlendiriyor
- Koronavirüsle Yaşamayı Öğrenmeli miyiz?
- Yağlı Ekmekleri Ballandı!
Son Eklenenler
- Artık eski kuşak bir işçi olarak, gençliğimde başımdan geçen bir olayı anlatacağım. Yıllar evvel “iş kazası” nedeniyle biri ağır iki ayrı ameliyat olmuştum. Sonrasında bir buçuk seneye yakın yatalak kalmıştım. Bu sürenin 7 ayını evde geçirmiştim....
- UİD-DER’le 1 Mayıs’a katılan bir engelli arkadaşımız, dünyada 1 milyar engelli olduğunu söyledi. Bu rakam 8 milyarlık dünya nüfusunun yüzde 12,5’ine denk geliyor. Yani her 8 kişiden biri engelli! TÜİK verilerine göre de Türkiye’de en az 10 milyon...
- ABD’nin her yıl “özgürlük ve bağımsızlık günü” olarak kutladığı 4 Temmuz, bu yıl resmi törenlerin ve barbekü partilerinin ötesine geçerek işçi ve emekçilerin öfkesine sahne oldu. “Amerika’ya Özgürlük” sloganıyla onlarca şehirde gerçekleşen...
- Şüphesiz ki koşullar insanın ruh halini belirlemede çok etkili olur. Aynı şekilde tersine, bilinçlenen, ruh halleri değişen insanlar koşulları belirlemekte ve değiştirmekte çok etkili olur. Örneğin yoğun bir kış mevsimin yarattığı ruh hali, öyle bir...
- “Kamu imkânlarını amacı dışında kullanmak, kamuya ait işleri yavaşlatmak ya da aksatmak, verilen görevleri layıkıyla yerine getirmemek hem vebal hem de günahtır. Kamu hizmetlerini sunarken insanlar arasında ayrım yapmak, tanıdığı kişilere öncelik...
- Petrol-İş Sendikasında örgütlü grevci TPI Kompozit ve Temel Conta işçileri ile grevlerini kazanımla sonuçlandıran DYO Boya işçileri ve sendika düşmanlığına, işten atma saldırılarına karşı direnen TEKSİF üyesi Digel Tekstil işçileri, İzmir Menemen...
- Yıllar önce çalışıp ayrıldığım işyerinden bir işçi arkadaşım anlattı. Patron ekonomik krizden dolayı iflas ettiğini, işyerini kapatacağını söylemiş işçilere. Sonra patronla birlikte oturup ağlaşmışlar; “ne güzel bir işyerimiz vardı, ne güzel bir...
- Başlıkta yer alan ifadeler, Hakkı Özkan’ın “Grevden Sonra” romanındaki öncü işçi Nuri’nin eşinin sözleridir. Nuri, grevde öncüdür; mayası sağlam, kararlı bir işçidir. Yazar Hakkı Özkan matbaa işçiliği yapmıştır, yaşadıklarını romana aktarmıştır. “...
- Gebze Sendikalar Birliği, İsrail devletinin Gazze’de yürüttüğü katliamı, emperyalist savaşı lanetlemek, Filistin halkının sesi olmak, işçilerin dayanışmasını büyütmek için Filistinli sendikacılarla birlikte Gebze Kent Meydanında bir eylem düzenledi...
- Kenya’da, geçtiğimiz sene Haziran ayında, IMF’nin dayattığı kemer sıkma politikaları doğrultusunda yeni vergi yasası hazırlanmıştı. Bu yasa tasarısı, işsizlik, yoksulluk ve artan hayat pahalılığıyla boğuşan işçilerin ve emekçi gençliğin öfkesini...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu, Kocaeli Dilovası ve İzmir Çiğli’de üretim yapan DYO Boya fabrikalarında, düşük zam dayatmasına karşı greve çıkan işçilerin mücadelesi 44. gününde kazanımla sonuçlandı. İlk yıl için yüzde 73...
- İşçi sınıfının tarihsel mücadele mirasını yaşatmak ve bu mirastan güç alarak işçilerin birliğini büyütmek için çalışan UİD-DER, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55. yılı vesilesiyle 29 Haziranda, “Gelenekten Geleceğe: Umut Örgütlü Mücadelede!”...
- Petrol-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kocaeli’nin Körfez ilçesinde faaliyet gösteren Gübretaş fabrikasında yüzde 30 sefalet dayatmasına karşı işçiler, 3 Temmuzda greve başladı. Devrimci Sağlık-İş Sendikasının, kamu işçilerine dayatılan sefalet...