Buradasınız
Biz Yüzde Doksan Dokuzuz!
İkitelli’den bir çorap işçisi

Başbakan ve AKP hükümeti yeni saldırı paketleri hazırlarken, bir yandan da görüyorum ki bizim patronlarımız da boş durmuyor. Patronlar sınıfının örgütlülüğü şuradan belli: Bir taraftan AKP hükümetinin saldırı paketleri bir taraftan da bizim patronların işyerlerinde, fabrikalarda biz işçilere dayattıkları kendi yasaları. Biz işçiler sabahtan akşama ayakta harıl harıl çalışıyoruz. Biz işçiler üretimin elleriyiz. Ama o kendini beğenmiş patronlar bizlere hep yukarıdan bakıyorlar. Burunları bir karış havada. Bizleri beğenmedikleri yetmiyormuş gibi yaptığımız işi de beğenmeyip yeniden yaptırıyorlar. Sen emeğini harcamışsın, yorulmuşsun, alınteri harcamışsın umurlarında bile değil. Bütün gün fabrikada makinelerin kolları gibi çalışıyoruz. Gün boyunca çıkartılan üretim sayıları dudak uçuklatıyor ve patronlar inanılmaz kârlar elde ediyorlar ama bize düşen ise asgari ücretle sefalet koşularında yaşamak. Oysa hak ettiğimiz bu değil.
Birçoğumuz işyerlerinde mikrop kapıp hastalanıyoruz. Bizim işyerinde ürettiğimiz işler çok tozlu. O tozları yutan bizleriz. Patronlar çok rahat bir şekilde odalarında temiz ortamlarda oturup üretimin son aşamasını görmeyi beklerken, o tozu toprağı yutan, üretimin bütün zorluklarında çalışan, üretimin her alanında olan biz işçileri maalesef görmüyorlar. Bütün günün yorgunluğunu yarım saatlik yemek molasında biraz olsun atmaya çalışıyoruz. Yemeklerimiz hiç güzel değil. Dönüp dolaşıp aynı yemekler önümüze geliyor. Sürekli olarak yoğun bir baskıyla karşı karşıyayız. Telefonları yasaklıyorlar, giriş ve çıkışlarda üzerimizi detektörle arıyorlar. Bu iğrenç koşullarda çalışırken çoğu arkadaşımız çareyi işten çıkmakta görüyor. Ama nereye gidersek gidelim patronların olduğu her yerde sorunlarımız hiç bitmeyecek. Aksine kaçmayı değil ısrarla mücadeleyi seçmeliyiz. Bu yaşadığımız sistem yani kapitalizm insanı gerçekten delirtiyor. Bir yazı okumuştum orada şöyle yazıyordu; “365 günde sadece 20 gün izinli olmak, hatta hiç izinsiz çalışmak. Neden yaşıyorum, kimin için çalışıyorum sorularını sormaya başladıysanız dikkat! Ya delilik sınırındasınız ya da mücadelenin eşiğindesiniz!”
Biz bugün mücadeleyle mutluyuz. Mücadeleyle varız, mücadeleyle bir bütünüz. Toplumu değiştirmek ve bu sistemi yıkmak için yapacağımız tek şey ve çözüm bellidir: mücadele etmek. Bizi sömüren, delirten, farklı arayışlara sürükleyen bu kapitalist düzeni örgütlü mücadelemizle yerle bir etmeliyiz. Çünkü biz işçiler yüzde doksan dokuzuz! Ve unutmayalım ki örgütlüysek her şeyiz örgütsüzsek hiçbir şey.
- Kamu Emekçileri, Ancak Birleşirse Kazanabilir!
- Sınıf Temelinde Örgütlü Olmak Sabırlı Olmaktır
- Bir Yaz Akşamı…
- Artık Kurdu Gözünden Tanıyorum!
- İşsizliğin Sebebi Sözleşme mi?
- “Bu İşçiler de Çok Nankör Canım!”
- Digel Tekstil İşçilerinin Mücadelesi Devam Ediyor
- Grevci TPI Kompozit İşçileri Kararlı
- Amazon Depo İşçileri Haklarını İstiyor
- İşsizliğe Karşı Mücadele Kapitalizme Karşı Mücadeledir!
- Hak Aramak Değil Grev Kırmak Vebaldir
- Bu Pahalılıkta Tatil Yapmak mı?
- “UİDER” Değil, “UİD-DER”
- Sırrı Abimizi Mücadelemizde Yaşatacağız
- Erol Eğrekler ve İşçi Sınıfı
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
Son Eklenenler
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...