Buradasınız
Bursa’da Toplu İş Cinayeti: 19 Kardeşimiz Katledildi!

10 Aralık akşamı, Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesine bağlı bir köyde, Bükköy Madencilik’e ait kömür madeni ocağında yaşanan patlama sonucunda 19 işçi hayatını kaybetti. Akşam vardiyasına giren 32 işçiden 19’u, kömür ocağında yerin yüzlerce metre altında yaşanan patlamayla birlikte oluşan göçüğün altında can verdi, 4 işçi ise kıl payı ölümden kurtarıldı. Arkadaşlarını kurtarmaya çalışan iki işçi ise metan gazından zehirlenerek hastaneye kaldırıldı. Patronun kârı uğruna can veren işçilerden sadece ikisinin cansız bedeni dışarı çıkarılabildi. Aileleri ve işçi arkadaşları derin bir acı içinde beklemekteler.
Bursa’daki patlama bir kez daha işçi sınıfının örgütsüzlüğünü ve bunun sonucunda patronların almadığı iş güvenliği önlemlerini gündeme getirdi. Patlama 10 Aralık akşamı saat 19.30’da yaşanmasına rağmen uzun süre kurtarma işine girişilememiş, daha da önemlisi madenin olduğu bölgede ve Bursa’da gerekli uzman kurtarma ekipleri bulunamamıştır. Zonguldak’tan yola çıkan kurtarma ekipleri ise, hava durumunun kötü olması nedeniyle karayoluyla geldiği için, zamanında maden ocağına yetişememiştir. Yani bıraktık işyerinde çökmelere karşı gerekli önlemlerin alınmasını, kent düzeyinde de olası iş kazalarına ve yaşanacak göçüklere karşı önlemler alınmamıştır. Bu, sadece patronların suçu değildir, aynı zamanda patronların devletinin ve hükümetinin de suçudur. 19 işçi kardeşimizin ölmesinin, ailelerinin derin acılara boğulmasının ve çocuklarının yetim kalmasının sorumlusu patronlar, devlet ve hükümettir.
Üstelik daha göçük yeni yaşanmışken, madene gelen AKP Bursa milletvekili, adeta patronun, devletin ve hükümetin suçunu saklamak istercesine, “kazanın kişilerin hatasından kaynaklanan bir olumsuz gelişme” olduğunu söyleyebilmiştir. Aynı şekilde, “patlamanın şiddetli olmadığını” söylemekte patron ve hükümet yetkilileri ağız birliği etmişlerdir. Çalışma Bakanı, madenin düzenli olarak denetlendiğini, en son denetimin Mayıs ayında yapıldığını ve eksikliklerin giderilmesi için Aralık ayına kadar zaman tanındığını açıklamıştır. Ancak bu eksikliklerin ne olduğu ve neden 7 aylık bir zaman tanındığı sorularının cevabı verilmemiştir. Sonuç, gerekli önlemler alınmayarak 19 işçinin göz göre göre katledilmesidir.
Göçüğün işçilerin kömür çıkartmak için patlattıkları dinamitten kaynaklandığı söyleniyor. Dinamit patlamaları sonucunda göçük olmaması için maden ocağında gerekli önlemler alınmamıştır. Tahkimat yapılmadığı, yani ocakta gerekli güçlendirmeler yapılmadığı için, dinamit patlaması göçüğe neden olmuştur. Ayrıca patlama ve sonrasında oluşan göçükle birlikte ortaya çıkan metan gazının dışarı çıkması için gerekli havalandırma sistemi de kurulmamıştır. Neticede 19 işçi kardeşimiz patronun kâr hırsının kurbanı olmuştur.
İş cinayetleri neden durmuyor? Daha birkaç gün önce Tuzla tersaneler bölgesinde bir işçi kardeşimiz daha yaşamını kaybetmiş ve böylece Tuzla’daki iş cinayetlerinde ölenlerin sayısı 130’a çıkmıştı. Tuzla’daki iş cinayetleri sürekli bir hale gelmiştir. Ama ülkenin dört bir yanından da sürekli iş kazaları ve bu kazalar sonucunda işçilerin hayatlarını kaybettikleri haberleri gelmektedir. İşte bunun son örneği Bursa’daki 19 işçinin topluca katledilmesidir. Tüm bunların nedeni işçi sınıfının örgütsüz olmasıdır. İş cinayetlerinin yaşandığı işyerlerinin neredeyse tamamının sendikasız olması bir tesadüf değildir. İşçi sınıfı örgütsüz ve dağınık olduğu için, patronlar ve hükümet üzerinde gerekli baskıyı kurarak iş güvenliği önlemlerini aldırtamıyor. Patronlar daha fazla kâr elde etmek istediği için, devlet ve hükümet de patronlara dokunmadığı için iş güvenliği önlemleri alınmıyor. İşçiler uzun saatler boyunca, alabildiğine yorgun bir şekilde, önlemlerin alınmadığı iş koşullarında çalışmaya zorlanıyorlar. Ve bu dayanılmaz çalışma koşulları ve önlemsizlik içinde yaşamlarından oluyorlar. Ölümleri durdurmanın tek yolu var ve bu da işçi sınıfının örgütlenmesinden geçmektedir. İşçi sınıfı örgütlenmediği ve çalışma koşullarının düzeltilmesi için mücadele vermediği sürece iş cinayetleri yaşanmaya devam edecek: Tuzlalar ve Bursalar olmaya devam edecek. O halde acılarımızı içimize gömmeyelim ve örgütlenerek sermayenin karşısına dikilelim!
İş cinayetlerine son!
Gerekli iş güvenliği önlemleri alınsın!
Her işyerinde işçi sağlığı ve iş güvenliği kurulları kurulsun ve işçilerin denetimine verilsin!
İş kazalarında yaşamını yitiren ya da çalışamaz duruma gelen tüm işçilerin ailelerine emekli maaşı bağlansın, sağlık güvencesine alınsın!
Her işyerine sendika!
- “Benim Suçumdu Abla”
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
- Aşırı Sıcaklar İşçi Sağlığı ve Güvenliğini Tehdit Ediyor
- Teknoloji Çağındayız Ama İşçiler Çalışırken Ölüyor!
Son Eklenenler
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...
- Türkiye’de siyasal gelişmelerin hızlandığı, her bakımdan zorlu, her bakımdan ağır bir süreçten geçiyoruz. İşçi ve emekçiler, emekliler, gençler olarak enflasyonun hız kesmesini, hayat pahalılığının son bulmasını, geçim derdinin hafiflemesini...
- Sosyal medya platformlarında her gün yeni bir trend beliriyor, insanlar yeni bir akımın peşinden koşturuluyor. Dün “lokma dünyası”, yakın zamanda “Dubai çikolatası” peşinde koşan insanlar, yarın farklı bir yiyecek ya da akımla tüketim sarmalına...
- Toplumun itirazının güçlenmesi, işçi sınıfının kendi talepleriyle, kendi örgütleriyle, kendi mücadele yöntemleriyle sahneye çıkmasıyla mümkün olabilir. Bunun yolu işçi sınıfının sendikal ve siyasal örgütlülüğünün, bilinç düzeyinin ve dolayısıyla...