Buradasınız
Dayanışmanın Gücüyle Hayattayım
Darıca’dan bir kadın metal işçisi
Merhaba kardeşler. UİD-DER sitesinde okuduğum 14 Mart Tıp Bayramı yazısından sonra ben de sizlerle kendi hikâyemi paylaşmak istedim. 14 Mart Tıp Bayramında sağlık çalışanları taleplerini dile getirdi. Bizler de sağlık hizmeti almak isteyen işçiler, emekçiler olarak birçok sorunla karşı karşıyayız.
Sağlığım açısından bir şeylerin yolunda gitmediğinin farkına vardığımda, ilk işim devlet hastanesine gitmek oldu. Gerekli tahliller, araştırmalar yapıldıktan sonra kanser teşhisi konuldu ve son evresinde olduğum için devlet hastanesinde tedavimin mümkün olmadığı söylendi, ardından özel hastaneye yönlendirildim. Asgari ücretle çalışan bir işçi olarak özel hastane masraflarını karşılamam imkânsızdı fakat bekleyecek zamanım da yoktu. Burada sadece ailem ve fabrikadaki arkadaşlarım, sağ olsunlar, hep yanımda oldular. Acilen ameliyata alınmam gerekiyordu ve ilk olarak 15 bin lira fiyat verdiler. Haberlerde defalarca kanser tedavisinin özel hastanelerde dâhi ücretsiz olacağını söylediler ama gerçekler hiç de öyle olmadı. Lafta söylenenlerin altı boş çıktı. Doktorumun vicdanı ve yardımıyla fiyatı 7500 liraya düşürdük. Fabrikadaki arkadaşlarım, aralarında para toplayarak tüm hastane masraflarımı karşıladılar. Patronumuzun üç fabrikası var, maddi destekte bulunmadı fakat arkadaşlarımın hep birlikte talep etmesiyle bir arkadaşıma hastanede refakatçi olması için izin verdi. Muayenelerime giderken de yanımda iki arkadaşımı gönderdiler. Daha sonra kemoterapi, kontroller derken aylar geçti. Hastalığım o kadar ilerlemesine rağmen dayanışmanın gücüyle her geçen gün daha iyiye gittim. Arkadaşlarım sürekli ziyaretime geldi, maddi manevi desteklerini hiç eksik etmediler. Dayanışmayla hem kanseri yendim hem de fabrikadaki birliğimizi güçlendirdik.
Son olarak, genel kontrol için tekrar özel hastaneye gittiğimde yaptırmam gereken tahliller ve muayene ücretim yaklaşık bin lira civarında tutuyordu. Bu yüzden tahlilleri devlet hastanesinde yaptırmayı tercih ettik. Devlet hastanesine gittiğimdeyse beni özel hastaneye yönlendiren doktor “ameliyatını özel hastanede yaptırmışsın, tahlillerini de git orada yaptır” dedi. O gün bu düzende insanın hiçbir değerinin olmadığını bir kez daha gördüm. Tahliller için güç bela randevu aldım ama onu da aylar sonrasına verdiler. “Sağlıkta Devrim” dediklerini ben bizzat yaşayarak deneyimledim. Bir arkadaşımın hastanede çalışan tanıdığı aracılığıyla randevularımı alabildim ve tahlillerimi yaptırdım.
Sonuç olarak arkadaşlarımın dayanışmasıyla iyileştim ve sağlığıma kavuştum. Böyle bir düzende ne sağlık çalışanlarına insanca bir çalışma olanağı sunuluyor ne de sağlık hizmetinden faydalanmak isteyenlere. Bu yüzden en önemli şeyin dayanışmayla mücadeleyi büyütmek olduğunu gördüm. Çünkü patronumun onca fabrikası, maddi olanakları varken bunun zerresini benim için kullanmadı. Sadece iş arkadaşlarımın diretmesiyle hastane sürecinde yanımda olmalarına izin verdi. Ama iş arkadaşlarım o kadar maddi sıkıntı yaşıyor olmasına, düşük ücretlerle çalışıyor olmasına rağmen belki de yediklerinden içtiklerinden kısarak benim ameliyat paramı topladılar. Yani biz işçilerin yine işçilerden başka dayanağı olamaz, bizi bizden başkası anlayamaz. Benim verdiğim hayat mücadelesiydi ve ben hayatımı geri kazandım. Sıra umudu yitirmeden sınıf mücadelesini büyütmekte.
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- UİD-DER’de Bir Kez Daha 8 Mart Coşkusu
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Mücadelenin Adıdır Kadın
- Ekmeğe Zam Yapılırsa
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü!
- Mücadelemizin Sembolü 8 Mart
- Emekçi Kadınlarız, 8 Mart Ruhuyla Birleşiyoruz!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Emekçi Kadınlar Savaşı Durdurmak İstiyor Ama Nasıl!
- Boyun Eğmek mi Birlikte Karşı Durmak mı?
- Bir Şey Yapmalı! Ama Ne?
- Emekçi Kadınlar Savaşa Karşı Durabilir
- Genç Rosalar Olup Mücadeleyi Büyütmeliyiz
- Değişim Küçük Adımlarımızla Başlar
- Direnen Haliç ve Bizim Direnişimiz
- Annelik Kursağımızda Kalmasın, Bu Düzeni Değiştirelim!
- MESS Sözleşmesi ve Emekçi Kadınlar: Ne Düşünüyoruz? Nasıl Düşünmeliyiz? /2
- MESS Sözleşmesi ve Emekçi Kadınlar: Ne Düşünüyoruz? Nasıl Düşünmeliyiz? /1
- Çocuklarımızın Yurtlarda Can Güvenliği Yok
Son Eklenenler
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...