Buradasınız
Derman Örgütlü Mücadelededir
Gebze’den bir metal işçisi
Kapitalizm, insanı ve doğayı kendisiyle birlikte yok oluşa sürüklüyor. Bu köhne sistem altında yaşamak, emeğiyle geçinen milyarlarca insana ızdırap veriyor. Kapitalistler bir yandan emeğin sömürüsü üzerine kurulmuş hükümdarlıklarını zevkusefa içinde sürdürürlerken, bir yandan da işçileri emekçileri açlığa, yoksulluğa, makine veya masa başında ömür tüketmeye mahkûm ediyorlar. Kapitalizmin dayattığı yaşam koşulları insanlıktan çıkarıyor. Paylaşım ve dayanışma duygusu gibi olumlu insani değerlerin yerini bencillik alıyor.
Kapitalizm, insanı ve doğayı kendisiyle birlikte yok oluşa sürüklüyor. Bu köhne sistem altında yaşamak, emeğiyle geçinen milyarlarca insana ızdırap veriyor. Kapitalistler bir yandan emeğin sömürüsü üzerine kurulmuş hükümdarlıklarını zevkusefa içinde sürdürürlerken, bir yandan da işçileri emekçileri açlığa, yoksulluğa, makine veya masa başında ömür tüketmeye mahkûm ediyorlar. Kapitalizmin dayattığı yaşam koşulları insanlıktan çıkarıyor. Paylaşım ve dayanışma duygusu gibi olumlu insani değerlerin yerini bencillik alıyor. Sanki kapitalizmin yıkıcı etkilerinden bireysel kurtuluş olanağı varmış gibi, işçilerin, emekçilerin tüm çabaları buralara yöneltiliyor ve enerjileri tüketiliyor. Gittikçe yaygınlaşan psikolojik travmaların ve hastalıkların etkilerinden kurtulabilmek için uyuşturucu ve antidepresan ilaç kullanımı artıyor.
Sınıflı toplumlar tarihi boyunca ezen ve ezilen sınıflar hep karşı karşıya gelmiştir. Bu durum sınıflı toplumların doğası gereğidir ve çatışma kaçınılmazdır. Her iki sınıf açısından da yenme ve yenilme, zafer ve hezimet belli bir deneyim birikimi sağlamıştır, tarihsel süreçleri etkilemiştir. Bir avuç kapitalist dünyanın tepesinde kocaman bir zenginliği elinde tutmakta ve bütün zenginliği üreten işçileri bir sınıf olarak paramparça etmektedir. Çünkü biliyorlar ki hangi sınıfın galip geleceğini, geçmişte olduğu gibi gelecekte de kimin daha örgütlü olduğu belirleyecektir.
Bu gerçek bütün çıplaklığıyla ortadayken “Neden işçiler hâlâ mücadeleye atılmıyor?” sorusu hepimizin aklına gelebilir. Hatta sıklıkla “Bunlardan bir şey olmaz!”, “Bizim işçiler cahil!”, “İşçilik eskidendi” gibi lafları duyarız. İşte asıl bu lafları söyleyenlerden bir şey olmayacağını anlayabiliriz. İçinde bir dert biriktirmiş öyle ya da böyle yaşadığı hayat koşullarına karşı öfkeli, değişim arzusunu içinde taşıyan milyonlarca işçiyi göz ardı edemeyiz. Kendilerini ne şekilde ifade ettikleri önemli değil. Önemli olan işçilerin sorunlarını dert edinmiş insanlarla buluşabilmektir. Çünkü başka bir dünya kurma mücadelesini kendine dert etmiş insanlar, sınıf savaşımlarının tarihinden süzülen deneyimlerle bu öfkeyi veya değişim arzusunu örgütlü mücadele saflarında doğru yollara kanalize edebilirler.
Yaşadığımız sistem toplumu temelde işçi sınıfı ve patronlar sınıfı olarak ikiye ayırmıştır. Nasıl ki patronlar sınıfının çıkarları ortaksa işçi sınıfının da sorunları, çözüm yolları ve çıkarları ortaktır. Ortak dertleri olan işçi sınıfının bir araya gelmesi zaruri bir ihtiyaçtır. Bir araya gelmeden, kendi yaşam koşullarının ruhunda yarattığı çöküntülerden tek başına kurtulma şansı yoktur. Bu yüzden çaresizlik içinde kıvranmanın manası yok. Eğer derdin olduğunu düşünüyorsan, derman aramak için yola çıkma vaktinin geldiği açıktır. Bunca yaşanmış deneyimlerle dermansız kalmak demek, nereye baktığını bilmemek, kör olmak demektir. Küçük bir fıkra ile bu ironik durumu anlatmaya çalışalım.
Yaşlı bir adam doktora gider. “Doktor bey, eşim çok rahatsız. Kulakları duymuyor. Ona bir ilaç yazın da kulakları açılsın” der. Doktor kızar, “yahu amca, olur mu öyle şey? Hastanın kendisi gelmeden ben nasıl ilaç yazarım?” der. Adam ısrar eder: “Siz bir ilaç yazın da götüreyim. Şimdi kendisine sağır olduğunu söylersem üzülür diye onu getirmedim” der. Doktor yine kızar ve amcayı kapı dışarı eder. Adam eve doğru yol alır ve evin bahçe kapısını açar. Karısına seslenir: “Hanım bugün ne yemek yaptın?” Ses yoktur. Adam biraz daha ilerler, tekrar bağırır. “Hanım bugün ne yaptın?” Ses yine yoktur. Adam evin kapısını açar ve eve girer. “Hanım bugün ne yemek yaptın?” Sessizlik devam ediyordur. Adam artık mutfak kapısını açar ve kadının arkasından bağırır. “Hanım bugün ne yemek yaptın?” Kadın döner ve şöyle der: “Bey bey, kaç defadır söylüyorum, taze fasulye yaptım. Duymuyor musun?”
Hikâyedeki amcanın durumuna düşmemek için sorunu nerede arayacağımızı bilmeliyiz. Her yerde, fabrikalarımızda, mahallelerimizde, okullarımızda gözümüz ve kulağımız açık olmalıdır. Açık olmalı ki, bu sınıflı toplumun getirdiği tüm pislik ve belalardan daha hızlı kurtulacak yolu, örgütlü mücadele yolunu arayan gözleri daha rahat görelim. Bizden önceki mücadele neferlerinin açtıkları yolu genişletelim. Her dertliye derman olacak sınıfımızın birikimlerini öğrenip öğretelim.
Ahmet Yıldız Bu Ortalamaya Girer mi?
Çocuklar İşçi Değil, Çocuk Olsun!
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
- “Geçmiş Olsun” Yerine “Rapor Almayın”
- Son Gülen İyi Güler!
Son Eklenenler
- Mersin’in Gülnar ilçesinde yapımı devam eden Akkuyu Nükleer Santrali şantiyesinde çalışan işçiler Ocak ve Şubat ayı ücretleri ödenmediği için 27 Martta iş bıraktı. Santralin Türkiye tarafının genel yüklenici firması IC İçtaş bünyesinde çalışan...
- Özak Tekstil işçileri sendika değiştirme hakkını kullanarak BİRTEK-SEN’de örgütlendikleri için patronun işten atma saldırısıyla karşılaşmış ve 27 Kasımda direnişe geçmişlerdi. Tüm baskı ve engellemelere rağmen sendikalarıyla birlikte mücadeleyi...
- Bayburt Grup’a bağlı Agrobay Seracılık’ta çalışan işçiler Tarım-Sen’e üye oldukları için tazminatları ve 2 aylık maaşları ödenmeden işten atılmışlardı. 22 Ağustosta direnişe geçen işçiler patronun yalanlarına, jandarma saldırısına, defalarca...
- İşçilerin, patronların saldırılarına karşı mücadelesi sürüyor, bu mücadelelerin bir kısmı anlamlı kazanımlarla sonuçlanıyor. Sendika düşmanlığına karşı direnişe geçen RC Endüstri işçileri patrona geri adım attırdı. Direnişin 20. gününde üretimi...
- Sermayelerini büyütmeyi her şeyin önüne koyan patronlar sınıfı dünyanın dört bir yanında iş güvenliği önlemlerini almayarak, doğayı tahrip edip felaketlerin önünü açarak işçilerin canını almaya devam ediyor. Türkiye’de ve dünyada depremlerde,...
- İtalya İşçi Sendikası UIL ülkede giderek artan iş cinayetlerine karşı 19 Martta Roma’da protesto gösterisi düzenledi. Sendika öncülüğünde yapılan eylemde giderek artan işçi ölümleri protesto edildi. İş güvenliği önlemlerinin alınmamasının işçilerin...
- Sorunlarımız giderek artıyor. Çevremde pek çok insandan “hiçbir şey değişmiyor” cümlesini duyuyorum. Onlara soruyorum: “Peki, değişmesi için sen ne yapıyorsun?” Herkes çözümü birbirinden bekliyor, sonra da “neden böyle” diye şikâyet ediyor. Sonuç...
- Hak gasplarına karşı işçilerin, emekçi kadınların ve emeklilerin hak arayışı sürüyor. Çeşitli işkollarından işçiler İzmir’den Manisa’ya, İstanbul’dan Ankara’ya kadar direnişlerle, yürüyüşlerle, basın açıklamalarıyla seslerini yükseltiyor.
- Başlıktaki sorunun cevabı aslında çok basit: kim karıştırıyorsa onun işine gelir doğal olarak. Çalışmakta olduğum işyeri ağır sanayi… Genç işçilerin yanı sıra çocuk ve yaşlı emeği sömürüsü de katmerli olarak yaşanıyor. Ücretlerin çevredeki...
- Türkiye’de mevcut siyasi iktidar, pek çok alanda politika değiştirdi, iç ve dış politikalarında keskin zikzaklar çizdi, defalarca doğrultu değiştirdi. Fakat doğrultusunu hiç değiştirmediği, istikrarını hep koruduğu bir alan var: Emek politikaları!
- Binlerce yıl önce atalarımızın avlanmak için kullandığı bumerang, atıldığı noktaya geri dönmesiyle bilinir. Bumerangın bu özelliğine atıfla, kişinin gösterdiği tutum ve davranışların sonuçlarının eninde sonunda kendisine geri dönüşü olacağını...
- Bursa’nın Gemlik ilçesinde faaliyet gösteren Borusan Lojistik A.Ş’de Liman-İş Sendikası’na üye olan 4 işçi işten çıkarıldı. Sendikalaştıkları için işten atılan işçilerin geri alınması ve sendikal baskılara son verilmesi talebiyle 21 Martta fabrika...
- Her işçinin belki bir tesadüf neticesinde ve o güne değin ilk kez duyduğu, duyduğunda da “işte aradığım cevap buydu” dediği sözler vardır. Sınıf temelinde örgütlü işçiler buna “kulağına kar suyu kaçırmak” da derler. Benim kulağıma kar suyunu kaçıran...