Buradasınız
Diyabet Hastası Çocuklar Kriz Mağduru
Tuzla’dan bir kadın işçi

Ekonomik kriz hayatımızın her alanını can yakıcı bir şekilde etkiliyor. Yeme-içme, giyim, barınma ihtiyacından sağlığa kadar. İktidar her ne kadar yaşanan krizin üzerini örtmek istese de nafile. Artan fiyatlar karşısında biz işçilerin ücretleri günden güne eriyor. Ve biz işçiler en temel ihtiyaçlarımızdan biri olan tedavi ihtiyaçlarımızı dahi karşılayamaz duruma geldik.
Doların birkaç ay içerisinde katlanarak artması ile birlikte tip 1 diyabet hastalarının kullandığı insülin pompası ve aparatlarının fiyatı oldukça arttı. İnsülin pompası diyabet tedavisinde kan şekerinin normale yakın düzeyde tutulmasını sağlamak için kullanılıyor. Bir defaya mahsus alınan insülin pompası için vatandaşların cebinden çıkan para 11 bin 600 liradan 18 bin 215 liraya çıktı. Hastaların aylık alması gereken insülin pompası aparatlarının fiyatıysa 568 liradan 900 liraya çıktı. Malzemelerin fiyatının 300 lirasını ödeyen SGK, bu miktarda artışa gitmeyince, tedavide kullanılan tüm malzemeleri aileler kısıtlı imkânlarıyla karşılamaya ya da pompadan vazgeçmeye başladı. Aileler günde 15 kez çocuklarının parmaklarını iğneyle delip şeker ölçümü yapıyor. Bu nedenle çocuklarının çok acı çektiğini ve parmaklarının zamanla yara olduğunu söylüyorlar.
Çocuğu diyabet tedavisi gören Avukat İsa Kemal Çoban, ailelerin çaresizliğini şöyle anlatıyor: “Tedavi gören çocuklarımız için kullandığımız pompanın fiyatı 14 bin 800 liraydı, bunun da 3 bin 200 lirasını SGK karşılıyordu, bizler de 11 bin 600 lira para veriyorduk. Şimdi bir pompa için bizim vermemiz gereken fiyat 18 bin liraya çıktı. Pompanın aparatları için de SGK’nın ödemesinin üzerine bizler eskiden 268 lira para ekliyorduk, şimdi bu 600 liraya çıktı. Bir de SGK’nın hiç ödemediği ancak ailelerin kendi imkânlarıyla aldıkları sensör cihazları var. Bunun fiyatı da 485 liradan 1050 liraya çıktı. Yani diyabetli bir çocuğun aileye aylık masrafı asgari ücreti buluyor. Aileler bunu karşılayamadıkları için çocuklarına acı veren iğne yöntemine dönmek zorunda kalıyor.”
Asgari ücretle bir türlü ay sonunu getiremeyen, yediğinden içtiğinden her şeyden kısan işçiler bu koşullar altında çocuklarının tedavi masraflarını nasıl karşılayacaklar? Artan tedavi ücretlerini karşılayamayan hükümet, diyabetli çocukları ve ailelerini çaresizliğin kucağına itiyor. İşte kapitalist düzenin çocuklarımıza reva gördüğü sağlık hizmeti budur. Kapitalist sistemde parası olmadığı için işçi sınıfının çocukları acısız ve kaliteli sağlık hizmetine erişemiyor. Diğer yandan da Cumhurbaşkanı çıkıp “Kriz filan, sakın ha bunlara aldırmayın, bunların hepsi manipülasyondur, bizde kriz filan yok” diyerek, işçi sınıfının aklıyla alay edercesine açıklamalar yapıyor. Madem kriz yok o halde sormak lazım, neden diyabet hastası çocukların tedavi masrafı katlanarak arttı? Aileler keyfinden mi, yoksa çaresizlikten mi günde 15 kez çocuklarının parmaklarını delmek zorunda kalıyor?
Bilimin her geçen gün ilerlediği, insanların daha kaliteli sağlık hizmetine ulaşabileceği koşullar varken, sağlık hizmetinin oldukça pahalı ve kapitalistlerin tekeli altında olmasının son bulmasını istiyoruz. Herkesin eşit koşullarda ve nitelikli sağlık hizmetine ulaşabilmesi için kapitalist sistemin yıkılması şarttır. Biz işçi ve emekçiler çocuklarımızın gözümüzün önünde tükenmesini değil, kaliteli sağlık hizmeti alarak daha iyi koşullar altında tedavi olmasını istiyoruz.
10 Ekim Karanfilleri Anıldı
Kabul Etmiyoruz, Etmeyeceğiz!
- Biz Bu Masalları Ayaküstü Çok Dinledik
- Ekonomik Sorunların Kaynağı Bulundu: İşçi ve Emekçiler!
- Vergiler Patronlardan Kesilsin!
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- Bakandan Dâhiyane Buluş: Kış Tatili!
- Bizim Yoksulluğumuz, Onların Yalanları Büyüyor
- Nasıl Küçüldük, Kimi Büyüttük?
- Bir İşçi Çocuğunun Gözünden Hayat Pahalılığı
- “2023’ü Beklerken” Neler Oldu?
- Zamlardan Haberi Olmayanlar da Var!
- Enflasyonu Asgari Ücret Zammı mı Arttırıyor?
- Büyüdüğümüzü Hissedebiliyor musunuz?
- Evsiz Kalmak mı Mücadele Etmek mi?
- Ekmeğimizi Büyütmek İçin!
- Haklı Olan Biziz!
- İktidarın Enflasyon Masalı
- Yağa Neden Zincir Vuruluyor?
- Yüksek Elektrik Faturalarına Tepkiler Sokaklara Taştı
- İşten Çıkarma Yasağı Sona Erdi, Saldırılar Başladı!
- Doların Yükselmesi Bizi İlgilendirmez mi Dediniz?
Son Eklenenler
- İngiltere hükümeti işçi haklarına yönelik saldırılarını arttırdı. 7 Haziranda başkent Londra’da bir araya gelen işçiler, öğrenciler, sendikalar ve kampanya grupları, hükümetin kemer sıkma ve savaş politikalarını protesto etti. “Savaşa Değil Emekçiye...
- Bir sabah uyandığımızda tekerleğin icadı sonrası hayatımıza giren tüm icatlar ortadan kalkmış, unutulmuş olsa ne olurdu? Şöyle bir düşünelim; tekerlek icat edilmeseydi çark olmazdı, çark olmasaydı değirmen olmazdı. Ne üretim ne ulaşım gelişirdi....
- Kültür Radyo Televizyonu (KRT) çalışanları Mart ayından bu yana ödenmeyen ücret ve sosyal hakları için 4 Haziranda iş bıraktı. 5 Haziranda İstanbul Maslak’taki KRT binasının önünde “İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız” diyerek toplanan kanal çalışanları,...
- İstanbul Tuzla’da bulunan ve Petrol-İş Sendikası İstanbul 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Reckitt Benckiser fabrikasında 27 Mayısta başlayan grev kararlılıkla sürüyor. UİD-DER’li işçiler olarak, bayrama mücadeleyle giren grevci işçileri grevlerinin...
- ABD ve İngiltere gibi emperyalist devletlerin desteğini arkasına alan İsrail’in Filistin halkına yönelik katliamları kadın, bebek, çocuk, genç, yaşlı on binlerce masum insanın yaşamını aldı, almaya devam ediyor. Egemenler, kendi çıkarları uğruna...
- Toplumda gelecekle ilgili düşünceler ve planlar genellikle maddiyat üzerinden oluşuyor. İyi bir eğitim, iyi bir iş, iyi bir kariyer… Bunları yerine getirince ekonomik ve sosyal açıdan rahat yaşamak mümkünmüş gibi düşünülüyor. Ama sömürü düzeni olan...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu Kocaeli Çayırova’da bulunan Portakal Plastik ve Porvil fabrikalarında 7 Mayısta başlayan grev 3 Haziranda anlaşmayla sona erdi. Petrol-İş Sendikası Genel Merkezinde Petrol-İş Genel Merkez...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının öncülüğünde 29 Mayıs’ta greve çıktı. Grev yedinci gününde sürerken, grevi ve işçilerin mücadelesini...
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...