Buradasınız
Doro-Çiba: Güney Kore’ye Karşı İhracat Kısıtlaması Derhal Geri Çekilsin!

Abe yönetimi Güney Kore’ye misilleme niteliğinde ihracat kısıtlamaları dayatıyor ve Kore halkına karşı düşmanlık yaratmak için milliyetçiliği ve şovenizmi kışkırtıyor. Bu, Güney Kore Yüksek Mahkemesinin bir Japon şirketini “askere alınmış Koreli işçilere” (savaş döneminde Japon fabrikalarında zorla çalıştırılanlar) tazminat ödemeye mahkûm eden son kararına karşı akla sığmaz ve utanmaz bir yanıttır. Japon egemen sınıfının Kore halkına karşı böyle haksız bir davranışına asla izin vermeyeceğiz.
İkinci Dünya Savaşının ve Japonya’nın Kore üzerindeki 36 yıllık sömürgeci yönetiminin bitiminden sonraki 74 yıl boyunca Japon devleti sürekli olarak saldırgan savaşın ağır tarihsel sorumluluğunu üstlenmeyi reddetti ve dahası Japonya’nın Asya halklarını ezmesini haklılaştırmaya çalıştı. Kore halkının Japon emperyalizmini kınayan ve sorumlu arayan öfke dolu sesini yükseltmesi bu yüzden kaçınılmazdır. Biz Japon halkı olarak Kore halkının suçlamasıyla ciddi ve dürüstçe yüzleşmeliyiz. Ama Abe yönetimi ve gerici güçler Kore halkının son derece haklı talebini vahşice istismar ediyor, karalıyor ve ona saldırıyor. Bu kesinlikle kabul edilemez.
Bu hamlenin geri planında, anayasayı revize etmek (Öz-Savunma Kuvvetlerinin yasallaştırması yoluyla vs. savaşsızlık maddesinin lağvı) ve Japonya’yı yeniden “savaş yürütme kabiliyetinde bir ülke” yapma maksadıyla geniş ölçekli bir militarizasyon gerçekleştirmek için yürütülen tarihsel ölçekte gerici bir saldırı vardır.
2 Ağustosta Abe yönetimi Güney Kore’yi güvenilir ihracat bölgeleri “beyaz listesi”nden çıkarma kararı almaya cüret etti. “Ulusal güvenlik sebebiyle ihracat kontrolü” bahanesi altında, Ağustos sonunda, üç kimyasal ürüne ek olarak 1000 kalem ürün ihracat kısıtlamasına maruz kalacak. Böylesine ölçüsüz bir eylem neredeyse bir savaş nedenidir.
Biz Japon işçiler savaş sonrası mücadeleyi “bir daha asla izin vermeyeceğiz” şeklinde büyük bir kararlılıkla başlattık. Şimdi tarihin karar anında bizden geleceğimizin sorumluluğunu almamız isteniyor. Koreli işçilerin bizim düşmanımız olmadığı açıktır. Aksine onlar bizim has dostlarımızdır. Bizim yeminli düşmanımız şovenist milliyetçiliği kışkırtan Japon hükümetidir, egemen sınıftır.
Tüm kalbimizle öfkeli Kore işçilerinin mücadelesini destekliyor ve onlarla dayanışma içinde savaş tellalı Abe yönetiminin yıkılması için mücadele etmeye söz veriyoruz.
1910 Japon-Kore İlhak Antlaşması Japon emperyalizminin Kore, Çin ve diğer Asya ülkelerini sistematik istilasının kesin başlangıç noktasıydı. “Askere alınmış Koreli işçiler” ve “rahatlatıcı kadınlar” (comfort women) meseleleri Japon emperyalizminin zalim bir baskı ve yok etme sistemi altında tüm bir ulusa yönelik olarak işlediği menfur savaş suçu eylemleriydi. Kore halkını kendi dilinden bile yoksun bırakmaya cüret edilmişti.
1965’te Japonya ile Kore Cumhuriyeti arasındaki Temel İlişkiler Üzerine Antlaşmanın yapılmasının amacı Park Chung-hee’nin askeri diktatörlük rejimiyle bir pakt yapma yoluyla suç dolu geçmişi gömmekti.
Yüz binlerce Koreli, ordu seferberliği aracılığıyla zorba devlet baskısıyla gerçekleştirilen bu kandırmaca antlaşmaya karşı öfkeyle ayağa kalktı. Koreli kardeşlerimizin bu cesur mücadelesi karşısında Japon işçiler, Doro-Çiba’nın gençlik seksiyonunun da dahil olduğu genç işçilerin kitlesel katılımıyla, bu antlaşmanın imzalanmasına karşı kavga verdiler.
Ne var ki, tüm bu 1965 antlaşmasının hazırlanması ve imzalanması süreci boyunca Japon devleti geçmişteki sömürgeci yönetimi konusunda hiçbir özür dileme tutumu sergilemedi. Tersine, utanmazca 1910 Japon-Kore İlhak Antlaşmasının “yasal” olduğunu iddia etti ve “tazminat” kavramından söz etmeyi reddetti. Bunun yerine, Japon sermayesinin Güney Kore ekonomisine yeni yatırımlarını teşvik etmek için, askeri diktatörlüğe, ekonomik işbirliği için hibe adı altında [tazminat değil] belirli miktar bir fonun verilmesine karar verildi.
Bu tarihsel gerçek Abe’nin tekrarladığı “Çözüme Dair Anlaşma” (Japonya ve Kore Cumhuriyeti Arasında Mülkiyet ve Hak Talepleri ve Ekonomik İşbirliğiyle İlgili Sorunların Çözülmesine Dair Anlaşma) sözünün demagojik özünü açıkça sergilemektedir.
Şimdi Abe yönetimi Japon Demiryolu Şirketiyle el ele, “otomatik sürüş” sistemini devreye sokma bahanesi altında tren sürücülerini ve kondüktörleri bile taşeronlaştırıp güvencesizleştirerek ulusal demiryolu işçilerinin hareketini yok etme çabasında yeni bir evreye girmiş bulunuyor.
Kan-Nama (Japon İnşaat ve Ulaşım İşçileri Dayanışma Sendikası Kansai Bölgesi Şubesi) geniş ölçekli ve zorbaca bir baskı altında: 80’den fazla sendika üyesi tutuklandı, bunların 50’den fazlası için geçen yılın Temmuzundan bu yana dava açılmış durumda. İşyerlerinde bildiri dağıtmak ve/veya uygunluk denetimi yapmak gibi normal sendika faaliyetlerini yürütmeleri suçmuş gibi gösteriliyor. Tutuklanan sendikacıların birçoğuna atılı suç “zorbalık girişimi” ya da “işin zor yoluyla engellenmesi”.
Milliyetçiliğin ve şovenizmin kışkırtılmasıyla uyumlu olarak, sendikaya saldırmak ya da sendikanın devlet gücü kullanılarak yok edilmesi gündemdedir. Ancak, Koreli işçiler başta olmak üzere, uluslararası dayanışmanın geliştirilmesiyle el ele üretim noktasında ya da işyerlerinde sınıf mücadeleci işçi hareketi etkisini sürekli olarak genişletiyor.
İşçi sınıfının geleceği için, ön safta Koreli işçiler olmak üzere dünya işçileriyle kol kola mevcut durumu göğüslerken devletin misilleyici ihracat kısıtlamasına izin vermeyeceğiz ve anayasayı revize etme ve savaş peşindeki Abe yönetimini alaşağı etmekte kararlıyız.
Birlikte mücadele edelim!
Doro-Çiba Uluslararası İşçi Dayanışması Komitesi
Stajyer Sömürüsü ve İş Kazaları
- Dünya Meydanlarında Emekçi Kadınlar: Şiddete, Baskıya, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Son!
- Gürcistan’da Maden İşçileri Ayakta!
- Kadınıyla Genciyle İşçi Sınıfı Mücadeleyi ve Umudu Büyütüyor!
- Finlandiya’da Birçok Sektörden İşçiler Grevde
- İngiltere’de Yükselen Ses: “Gazze’den Elinizi Çekin!”
- Almanya’da Yükseltilen Irkçılığa Karşı Kitlesel Eylemler
- Örgütlü İşçiler Unutmuyor, Hesap Soruyor! Sömürüye ve Haksızlıklara Karşı Mücadeleyi Büyütüyor!
- İngiltere, ABD ve Sırbistan’da Mücadele Sürüyor
- Dünya İşçi Sınıfı Yeni Yıla Mücadeleyle Girdi
- Güney Kore’de Devlet Başkanı Görevinden Uzaklaştırıldı, Mücadele Devam Ediyor
- Güney Kore’de Devlet Başkanına Karşı Protestolar Devam Ediyor
- Almanya’da Volkswagen İşçileri Grevde
- Dünya İşçi Sınıfı İşyerlerinde, Meydanlarda Mücadeleyi Büyütüyor!
- İngiltere’de İşçi ve Öğrenci ‘Filistin için İşyeri Eylem Günü’nde Birleşti
- İspanya’da On Binlerce Emekçi Artan Kira Fiyatlarını Protesto Etti
- Kadına Yönelik Şiddete Karşı Dünyadan Eylemler
- Yunanistan’da Kitlesel Genel Grev
- Fransa’da Demiryolu İşçileri İş Bıraktı
- Gürcistan’da Binlerce Maden İşçisi İşsiz Bırakıldı
- İspanya’da Emekçiler: Bizim Üzerimizde Çamur, Sizin Elinizde Kan Var!
- UİD-DER’den FENASOL ve Lübnanlı Emekçilerle Dayanışma
- Japonya İşçi Sendikalarından Savaşa ve Hak Gasplarına Karşı Eylemler
- UİD-DER’in Lübnan Sendikalar Birliğinin Dayanışma Çağrısına Yanıtı
- UİD-DER’in 6 Ağustos Hiroşima Büyük Eylem Organizasyon Komitesi’ne Dayanışma Mesajı
- UİD-DER’den Doro-Çiba’ya Dayanışma Mesajı: Kahrolsun Hiroşima’da G7 Zirvesi Düzenleyen Emperyalist Güçler!
- Doro Çiba’dan UİD-DER’e 1 Mayıs ve 14 Mayıs Mesajı
- 19 Mayıs G7 Hiroşima Zirvesini Ezmek İçin Mücadele Çağrısı
- Fransa’dan Yeni Anti-Kapitalist Partiden Dayanışma Mesajı
- Japonya Doro Çiba Sendikasından Türkiyeli Emekçilere Dayanışma Mesajı
- Partido Manggagawa: Filipinler’de İşçi Sınıfına Saldırılar Artıyor!
- Fumiaki Hoşino Ölümünün 3. Yıldönümünde Anıldı
- UİD-DER’den İngiltere’de Grevci Demiryolu İşçilerine Dayanışma Mesajı
- Japon Doro Çiba Sendikasından Çağrı
- Akiko Hoşino’dan UİD-DER’e Teşekkür Mesajı
- Akiko Hoşino’dan Yanıt ve Teşekkür
- Daha Söylenmedi Şarkımız
- İtalya’daki Fedex/TNT Grevcilerine Dayanışma Mesajı
- İtalya’da Kargo İşçilerinin Polis Saldırısına Yanıtı: FEDEX/TNT’de Yeni, Güçlü Bir Grev
- Doro-Çiba: Güney Kore’ye Karşı İhracat Kısıtlaması Derhal Geri Çekilsin!
Son Eklenenler
- 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününde yüz binlerce emekçi kadın dünya meydanlarına aktı. Dünyanın dört bir yanında derinleşen ekonomik krize, artan işsizliğe ve yoksulluğa, yaygınlaşan emperyalist savaşa ve yükselen faşizme karşı emekçi kadınlar...
- UİD-DER ve Belediye-İş Sendikası İstanbul 2 Nolu Şube, 8 Mart Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle 9 Martta, Avcılar Barış Manço Kültür Merkezinde “8 Mart Yol Gösteriyor: Engeller Mücadeleyle Aşılır!” şiarıyla etkinlik düzenledi. Düzenlenen...
- Elinizde tuttuğunuz broşür, İşçi Dayanışması bülteninde yer alan Emekçi Kadın köşemizde yayınlanan yazılardan bir seçki yapılarak hazırlandı. Gururla söylemeliyiz ki Emekçi Kadın köşemizdeki tüm yazılar işçi ve emekçi kadınlar tarafından yazıldı,...
- 8 Mart Uluslararası Emekçi Kadınlar Gününde İstanbul’dan Diyarbakır’a, Kocaeli’den Antep’e, Hatay’dan İzmir’e Türkiye’nin dört bir yanında binlerce emekçi kadın engellemelere rağmen alanlara çıktı, taleplerini haykırdı. Diyarbakır’da kadınların...
- 8 Mart’ın ortaya çıkışının ve bir gelenek olarak yükselmesinin hikâyesi, emekçi kadınların birlik olup en zorlu engelleri aşmasının hikâyesidir. Gelecek kuşaklara nice deneyimleri, nice hakları miras bırakmasının hikâyesidir. Bu hikâye, bizim devam...
- Bizler 8 Mart’ı yaratan işçi kuşaklarının, emekçi kadınların direncini ve azmini yarınlara aktaracak bugünün işçi kuşaklarıyız. Tüm zorluklara rağmen, azimle mücadele ederek miras bırakılan bu geleneğe sahip çıkmaya devam edeceğiz. Çünkü savaşların...
- 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü, emekçi kadınların çalışma saatlerine, işyerindeki baskı ve tacizlere, düşük ücretlere karşı başlattığı mücadeleden doğdu. 8 Mart ne kadınlara hediye verme günüdür ne de bütün kadınları aynı potaya koyan, hangi sınıftan...
- Bizler farklı hastanelerde, branşlarda ve meslek gurubunda olan sağlık emekçisi kadınlarız. Bir kez daha 8 Mart coşkusu yaşıyoruz. Hastaneler, aile hekimlikleri ve daha nice sağlık kurumu ile evlerimiz arasında mekik dokuyarak geçiyor hayatımız....
- Biz emekçi kadınlar, kadın işçilerin sağlık, güvenlik ve aile yaşamı üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle gece vardiyasının yasaklanmasını talep ediyoruz! Gece vardiyasının kadın işçileri fiziksel ve psikolojik olarak yıpratırken güvenlik riski...
- Bazen insan yaşadıklarını, içinde bulunduğu durumu tam olarak anlamlandıramaz. İşte benim durumum da buydu. Ben metal işkolunda, sendikalı bir fabrikada yıllardır çalışan bir kadın işçiyim. Tüm yaşamım mücadele içinde geçti. Bazen işyerinde verdim...
- Bizler fabrikalarda vardiyalı çalışan metal işçisi kadınlarız. Zorlu ekonomik koşullar altında, mutfakta tencereyi kaynatmaya çalışıyoruz. Bir taraftan evin işlerini sırtımızda taşırken, bir taraftan da çocuklarımızı yetiştirmeye çalışıyoruz. Yeteri...
- Sözde aile içinde birlik beraberliğin korunması gerekçesiyle 2025’i aile yılı ilan ettiler. Ama aile içindeki huzurun bozulmasındaki en büyük nedenin geçim sıkıntısı olduğunu yok saydılar. Bir babanın kiraya, faturalara, çocukların eğitim...
- Bundan 168 yıl önce Amerika’da tekstil işçileri uzun çalışma saatlerine, düşük ücretlere, insanlık dışı çalışma koşullarına karşı mücadele veriyorlardı. Fabrikada çıkan yangında 128 kadın işçi yanarak hayatını kaybetti. 8 Mart işte bu yüzden...