Buradasınız
Egemenlerin Değişmeyen Tıyneti
Ankara’dan genç bir işçi-öğrenci

Kapitalizmin yarattığı eşitsizlikler can yakmaya, can almaya devam ediyor. Egemenler teknoloji çağının nimetleriyle keyif sürüyor ama emekçiler açlıktan, yokluktan, salgın hastalıklardan kırılıyor. Dünyada her beş saniyede bir, on yaşın altında bir çocuk açlıktan ölüyor. 2 milyar insan 3 doların altında bir gelirle yaşamını devam ettirmeye çalışıyor. 3 milyar insanın ellerini yıkayabileceği lavabosu, suyu ve sabunu dahi yok. Virüs nedeniyle yaşamını yitiren insanların yüzde 99’u yoksul emekçilerden oluşuyor. Kapitalistler ise bu manzarayı yaratan kendi sömürü düzenleri değilmiş gibi suçu koronavirüse atıyorlar. İnsanlığı bu beladan kurtarmak için virüsle savaştıklarını iddia ediyorlar. Hatta bunun için kendi aralarında aşı savaşlarına da girişiyorlar! Ama bu savaşın gerçekte kime karşı ve niçin yürütüldüğü belli değil mi?
Aşı savaşları sonrası dünyada oluşan manzaranın bir kesitine odaklanalım ve egemenlerin tıynetini bir kez daha görelim. Bugüne dek dünya genelinde yaklaşık 200 milyon doz aşı yapıldı. Aşılamada da başı büyük kapitalist devletler çekiyor. Mevcut verilere göre 56 milyon dozla ABD birinci sırada yer alırken onu 40 milyon dozla Çin, 11 milyon doz ile İngiltere takip ediyor. Almanya ise yaklaşık 5 milyon aşıyla yine listenin başlarında yer alıyor. Afrika’da ise bambaşka bir manzara var. Şubat ayı başı itibariyle toplam vaka sayısı 3 milyon 600 bini virüsten ölenlerin sayısı ise 91 bini aşmış durumdaydı ancak sadece Gine’de 25 kişiye aşı yapılmıştı. En basit hastalıklar nedeniyle her yıl binlerce canın yitirildiği bir kıtadır Afrika. Virüsle birlikte bu devasa kıtada yaşam emekçiler için daha da zorlu hale geldi. Avrupa Birliği, nüfusundan daha fazla olan 450 milyon doz aşı sipariş etmişken ve aşılar depolarda stoklanırken yoksul Afrika ülkelerinin halkları sıralarını bekliyor.
Afrika’da yoksul insanlar aşı bulamazken Almanya’da 1,5 milyon aşı stoklarda bekletiliyor, bozuluyor. Alman basını haftalardır hâlihazırda kullanılan AstraZeneca aşının “ikinci sınıf” olduğuyla ilgili haberler yapıyor, aşının işe yaramayacağı algısını yaratıyor. Burjuva medyanın marifetiyle pek çok insan aşı olmayı reddediyor. İnsanların aşı randevularına gitmemesi yüzünden milyonlarca doz aşı çöpe gidiyor. İnsanlar yeterli bilgilendirilmediği ve basın da yanlış bilgi yaydığı için söz konusu aşıya karşıtlık gelişiyor. İşte kapitalizmin acı çelişkilerinden biri daha. Bir tarafta aşı savaşları kapsamında milyon dolarlar harcanan aşı çalışmaları, sipariş savaşları, stoklarda bekletilen milyonlarca doz aşı, diğer tarafta sağlık hizmetlerine ulaşamadığı, aşı olmadığı için yaşamını yitiren on binlerce Afrikalı emekçi.
Egemenlerin tıyneti dünden bugüne hiç değişmedi, değişmeyecek. Vebadan koronavirüse tarihte yaşanan bütün salgınlarda emekçiler, egemenler tarafından insafsızca ölüme terk edilmişlerdir. Bu kokuşmuş düzenin sahipleri de milyonlarca emekçiyi ölüme itiyor. Evet kapitalistler virüse değil yoksul işçi ve emekçilere savaş açmış durumda. Ancak zulümle abat olanın sonunun berbat olacağını da tarih göstermiyor mu?
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Üniversite Hayalleri ve Hayatın Gerçekleri...
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- “Babamıza Bile Güvenemeyecek miyiz?”
- Reklam Deyip Geçmeyelim!
- Yalnızlık ve Korku Duvarını Hep Birlikte Yıkalım!
- Mücadelenin Gençlerinden Sokak, Slogan ve Meydan
- Örgütlüysek Her Şeyiz!
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- “Kafasını Telefona Gömen Gençlerden Değiliz!”
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Özgür Olmak Demek…
- Asıl Sorumlular Kim? Emekliler mi? Egemenler mi?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Milletvekili Maaşları Seni de Kızdırıyor mu?
- Biz Yeni Bir Dünya Kuracağız!
Son Eklenenler
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/