Buradasınız
Emekçi Kadınlarla 8 Mart Söyleşileri/I
UİD-DER’in 8 Mart Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü etkinlikleri başladı. “Emekçi Kadınlar Mücadelede Önde” başlığıyla düzenlenen etkinliklerin ilkini 4 Martta Sarıgazi temsilciliğimizde hayata geçirdik. Etkinliğimize çok sayıda kadın işçi katıldı. Etkinliğe katılan bir grup kadın işçiyle sorunlarını ve taleplerini konuştuk.
UİD-DER: Hem bir kadın hem de bir emekçi olarak yaşadığınız sorunlardan bahseder misiniz?
Tekstil işçisi bir kadın-I: 12 yıldır tekstilde çalışıyorum. Mesailer çok fazla. Bazen 13-14 saat çalışıyoruz. 12 yıldır çalışmama rağmen asgari ücret alıyorum.
PTT işçisi bir kadın: Ev işlerinde erkeklerle ortak sorumluluklara sahip olmayı isterdim. Yemek, temizlik vb. işlerde erkeklerle ortak haklara sahip olmalıdır kadınlar. Kocamla birlikte ikimiz de çalışıyoruz, ev işlerini birlikte yapmalıyız. İşyerinde erkek işçiler var, ben orada çalışan tek kadın işçiyim. İşyerinde de kendimi sıkılmadan ifade etmek isterdim.
Avukat bir kadın: 2 yıldır çalışıyorum. Psikolojik mobing (bezdiri) var. Kadın avukatlar şiddete maruz kalıyor. Kadınlar üzerinde bir baskı var. Kadın evinde oturur ve çocuğuna bakar, bunları yaparken de çalışır. Böyle süregelen bir yaşamımız var. Kadınların bilinçlenip el ele vermesi gerekiyor. Erkeklerin de destek vermesi gerekiyor bu mücadeleye.
Tekstil işçisi bir kadın-II: Sorunlarımızın başında, işyerlerinde erkeklerle kadınların eşit olmaması geliyor. Bu nedenle çok işyeri değiştirdim. Aynı işi yapıyoruz ama ücretlerimiz eşit değil. Erkeklere daha üstünmüş gibi davranıyorlar. Kadınlar eziliyor her yerde. Erkeklerin sigortasını yapıyorlar, kadınlara “sen zaten evleneceksin, işten ayrılacaksın sana ne gerek sigorta” diyorlar. Kadınları kandırmaya çalışıyorlar.
Metal işçisi bir kadın: Fabrikada kadın işçiler çok emek harcar fakat bu çalışmanın karşılığını çok az alır. Üç vardiya çalışıyorum. Örneğin fabrikamızdaki kreş, sabah ve gündüz vardiyalarına geldiğimizde açık. Ancak gece vardiyasında kreş kapanıyor. Annelere “çocuklarınızı başka yere bırakın” deniliyor. Bu bir örnek ama kadınların çok sorunu var.
İşsiz bir kadın: Ben kadın ve erkek diye ayırmıyorum. Sorunlar hem erkekleri hem de kadınları ilgilendiriyor. Bu dönemde ortak sorun işsizliktir. İnsanları köle gibi kullanmak istiyorlar.
8 Mart Dünya Emekçi Kadılar Günü’nün anlamını daha önce biliyor muydunuz? Etkinlik sizce yaralı oldu mu? Bu tür etkinliklere sizce daha fazla işçi katılmalı mı?
Tekstil işçisi bir kadın-I: Bu tarz etkinliklere uzun iş saatlerinden dolayı katılamıyorum. Katılmayı çok isterim.
PTT işçisi bir kadın: İçimde farklı duygular uyandı, heyecanlandım. Haksızlıklara karşı mücadele azmim geldi. Moral buldum. Kendi haklarımı korumam gerektiğini düşündüm. Bu etkinlikte müzikler çok hoşuma gitti. Kendi kendime bazı türküleri ezberliyorum. İşçilerin türkülerini buradan duyuyorum ve ezberliyorum.
Avukat bir kadın: Benim açımdan çok yararlı oldu, diğer emekçi kadınlarla birlikte bu etkinliğe katılmam da iyi oldu.
Tekstil işçisi bir kadın-II: 8 Mart’ı daha önce biliyorduk ama burada daha iyi anladık. Çok hoşumuza gitti. Şarkılarda anlatılanlar çok etkileyiciydi. İnsana özgüven ve cesaret geliyor. Burada insanlarla tanışmak, kendi duygularını anlatmak ve farklı işçileri dinlemek çok iyi oldu.
Metal işçisi bir kadın: Ben gazetelerde araştırdım. Fakat etkinlik bana daha yararlı oldu. Bir kadın olarak doğum, izin gibi haklarımı UİD-DER’de öğrendim. Bütün kadınları da buraya davet ediyorum.
İşsiz bir kadın: Birlikten kuvvet doğar. Buraya daha fazla kadın katılmalıdır. Slâytlarda da gördük, önceki dönemlerde kadınlar daha fazla mücadelenin içindeler. Bu dönemde kadınlar bu mücadelelere daha çok ilgi göstermeli ve katılmalıdırlar.
Avrupa’da, Amerika’da, Kuzey Afrika’da, Ortadoğu’da işçiler, artan yoksullaşmaya karşı mücadele ediyor. Patronlar sınıfına karşı mücadelede, kadın işçiler en önde yürüyor. Türkiye’de de dünyanın başka bölgelerinde de kadın işçilerin mücadeleyi en önde göğüslemeleri size ne düşündürüyor, ne hissettiriyor?
Tekstil işçisi bir kadın-I: Bu mücadelelerin sonunda mutlaka bir şeyler değişecek. Bundan eminim. Kadınlar bu mücadelede bir şeyler yapmalıdır.PTT işçisi bir kadın: Dünya kadınların fikri üzerine kurulmalıdır. Ev ortamında anne olmadan çocuklar bir arada olmaz. Erkekler kadınlardan cesaret almalıdır. Toplumda da böyle olmalıdır. Bir kadın ön saflarda olacak ki erkek de ondan cesaret alsın.
Avukat bir kadın: Türkiye’de mesleğimden dolayı gördüklerimden pek umutlu değilim. Çalışma şartları çok ağır. İşçiler yasal haklarını bilmiyorlar. UİD-DER gibi işçi örgütleri, işçileri bilinçlendirseler bu durum değişir. Geçen gün bir kadın işçi ağlayarak büroya geldi. İş sözleşmesini feshetmesi için patron tarafından tutuklanmakla tehdit edilmiş. Mahkemelerde işçiler birbirlerinin aleyhine tanıklık ediyorlar. Bu olumsuzlukların böylesi derneklerin çabalarıyla aşılması gerekiyor.
Tekstil işçisi bir kadın-II: İnsan oralarda olmak istiyor. Dünyada olan mücadeleler Türkiye’de olsa ben bu mücadelelere katılırım.
Metal işçisi bir kadın: Benim için bir gururdur bu mücadeleler. Kadın evde pek görülmese de aslında evi, aileyi idare eden kişidir. Kadının iş hayatına girmesi bence yine büyük bir gururdur. Kadın bu mücadelelere önayak olacaktır.
İşsiz bir kadın: Kadınların mücadelede olması gurur vericidir.
İşçi-emekçi kadınların yaşadıkları sorunlardan kurtulmalarının yolu sizce nedir?
Tekstil işçisi bir kadın-I: Evde oturarak bir şeyler değişmez. Bu tür yerlerdeki seminer ve etkinliklere katılmalıyız. Hemen olacak şeyler değil. Bunlar uzun zaman alacak.
PTT işçisi bir kadın: Mücadele etmek gerekiyor. Boyun eğmemeliyiz. Bu tür dernekler kadınları bir arada tutmak için önemlidir. Ben buraya üç kadın arkadaşımı daha çağırdım. Şimdi, onlar gelecek haftalarda da gelecekler. Yoksa onlar da kabuklarına çekilirler.
Avukat bir kadın: Birlik içinde olmak ve örgütlenmektir. İşverenler nedir ki? O bir kişidir işçilerse milyonlarca. İşçiler, birleştiklerinde nasıl bir güce ulaştıklarını görmelidirler.
Tekstil işçisi bir kadın-II: Grevler yapmak gerekiyor. Mücadele etmek gerekiyor. Kadınların gözleri açılmadığından her yerde eziliyorlar. Burada anlatılanları kadınlara anlatmalı. Kadınlar ayaklanmalıdır. Kadınlar sessiz kalmamalıdır. Örneğin tekstil firmalarına tek tek gidip işçilerle konuşmak gerekiyor. Kadın işçilere haklarını sahip çıkmalarını, korkmamalarını söyleyebiliriz.
Metal işçisi bir kadın: Kadınlar dışa dönük olmalıdır. Aman buraya gitmeyeyim, etmeyeyim demeyelim. Kadınlar evde köreliyor. Evden çıkıp hayatı öğrenmelidir kadın. Haklarımızı bilirsek, bir arada olursak kimse bizi yıldıramaz. Bütün işçiler bir arada olursak patronlar bizi ezemez.
İşsiz bir kadın: Tek başına hiçbir şey olmaz. Bir araya gelmek, örgütlenmek gerekiyor. Mücadele etmeden hiçbir şey olmuyor.
UİD-DER: Teşekkür ederiz.
Dünyada İşçi Eylemleri
- Grevci Tarkett İşçileri: “Birliğimizi Güç Haline Getirelim!
- Grevdeki MKB Rondo İşçileriyle Söyleşi
- Durak Tekstil İşçileriyle Söyleşi
- Bursa’dan Bir Özel Okul Öğretmeniyle Söyleşi
- Malatyalı Kadın Tekstil İşçisi İle Deprem ve Kadın İşçiler Üzerine Söyleşi
- Nilgün Soydan ile Kemal Türkler Söyleşisi
- Genel-İş İzmir 8 No’lu Şube Başkanı Gümüştekin ile Söyleşi
- İş Güvenliğimiz İçin 1 Mayıs’ta Sınıfımızın Saflarındayız
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- Bir Afgan Göçmen İşçiyle Söyleşi: “Ölmek ya da Özgürce Yaşamak”
- Ekmekçioğulları İşçileri ve Anadolu Şube Başkanı Deniz Ilgan’la Direniş Üzerine
- Söz Hakları İçin Direnen Ekmekçioğulları İşçilerinde
- Trelleborg İşçileriyle Grev Üzerine Söyleşi
- Cargill İşçileriyle Sohbet
Son Eklenenler
- İşyerinde, mahallede, parkta, sokakta, kahvede… Sohbetler döner dolaşır hep aynı soruya bağlanır: “Ne olacak bu memleketin hali?” Soru bakidir, cevabı ise yaşadığımız koşullara, ait olduğumuz sınıfa göre değişiklik gösterir. Çünkü işçi ve...
- Şair “Kuşların vurulduğu zamandır şimdi” demiş. Gerçekten de haksızın haklı, hırsızın namuslu, haydudun yiğit sayıldığı zamandır şimdi. Her gün yeni bir “bu kadarı nasıl olur?” sorusuyla başlıyoruz güne. Geçtiğimiz günlerde Bursa’da bir tekstil...
- Yaklaşık iki ay boyunca hakları için mücadele eden, bu süreçte polisin ve jandarmanın saldırısına maruz kalan, gözaltına alınan Fernas işçilerinden biri arkadaşlarından birinin çocuğunun ilk adımını direniş alanında attığını söylemişti. Bir başka...
- Bir an için hafızamızı kaybettiğimizi düşünelim. Annemizin, babamızın, kardeşlerimizin, evlatlarımızın kim olduğunu, nereli olduğumuzu, yaşadığımız evi, ne iş yaptığımızı hatırlamadığımızı hayal edelim. Bütün yüzlerin, sokakların yabancı olduğunu...
- Bugünlerde kiminle konuşsak, herkes sorunlardan bahsediyor. Tezgâh başında, sokakta, pazarda, toplu taşımada, markette, bir hastanenin ya da bir okulun bahçesinde… Eğitimden sağlığa, kira derdinden geçim sıkıntısına, işçi ve emekçilerin gündemleri...
- İstanbul’da Maltepe Belediyesi ile İzmir’de Buca Belediyesi işçileri, Denizli’de Pamukkale Üniversitesi İktisadi İşletmelerde çalışan işçiler, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktılar. Çeşitli illerden gelerek...
- “Benim derdim ne biliyor musunuz? Bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa, Türkiye de öyle yönetilmelidir. Yoksa bileklerine bağlıyorlar prangayı, yürü yürüyebilirsen. Bu ülke bu şekilde sıçramaz.” Erdoğan’ın 2015’te söylediği bu sözlerin amacı işçi...
- İspanya’da 29 Ekimde yaşanan sel felaketi Valencia bölgesinde 250 insanın yaşamını yitirmesine neden oldu. Onlarca insan hâlâ kayıp. Şehir, evler harap olmuş durumda. Felaket boyunca kendi başının çaresine bakmak zorunda kalan, sevdiklerini,...
- Kanada’nın batı eyaleti Britanya Kolumbiyası limanlarında işçiler, 4 Kasım itibariyle 72 saatlik grev kararı aldılar. Geçtiğimiz yıldan bu yana Kanada’nın çeşitli limanlarında gerçekleştirilen kısmi grevlerin ardından gelen yeni grev kararı, devam...
- Son zamanlarda siyasi iktidar vergi düzenlemeleri konusunda sınır tanımayan bir performans sergiliyor. O kadar ki hiç harcamadığımız ya da hiç almadığımız şeylerden bile vergi almak için kolları sıvadı. 100 bin liranın üzerinde kredi kartı limitine...
- “N’olmuş yani, yarın süte daha fazla su karıştırır satarsın, yapmadığın iş sanki!” Kemal Sunal’ın oynadığı “Yüz Numaralı Adam” filminde geçen bu cümle trajikomik bir durumu ifade ediyor. İzlerken gülüyoruz ama yaşadığımız tam da bu. Soralım...
- Tarih boyunca gelmiş geçmiş tüm sultanlar, komutanlar, yöneticiler, iktidarlar insanların ve toplumların algılarını şekillendirmeye, psikolojilerini yönetmeye odaklanmışlardır. Başka türlü egemenliklerini koruyamayacaklarını bildiklerinden toplumun...
- Japonya’da çeşitli sendikalar, 2-3 Kasımda yaptıkları eylemlerle derinleşen kapitalist sömürüye ve emperyalist savaşa karşı mücadele çağrısında bulundular. İnşaat ve Taşımacılık İşçileri Dayanışma Sendikası Kansai Bölgesi Şubesi (Kan-Nama), Metal ve...