Buradasınız
Emekçilerin Sofrasında Et ve Süt Yok!
Türkiye Obezite Araştırma Derneği 12 ilde, bin 563 kişi ile yaptığı “Türkiye’de Beslenme Alışkanlıkları ve Fiziksel Hareketlilik Düzeyi Saptama Araştırması”nın sonuçlarını bir basın açıklamasıyla duyurdu. 15 yaş üstü kişilerle yapılan araştırma sonucunda, işçi ve emekçilerin koyu bir yoksulluk içinde yaşadığı ve en çok ekmekle beslendiği bir kez daha ortaya çıktı.
Derneğin yaptığı araştırmaya göre, Türkiye’de kişi başına yıllık ortalama süt tüketimi sadece 26 litre civarında. Günlük olarak hesaplandığında, süt tüketimi kişi başı sadece 70 grama denk geliyor. Süt tüketiminin ABD’de yılda 400 litre, Avrupa ülkelerinde ise 360 litre civarında olduğu biliniyor. Aynı araştırmada, çalışma koşulları nedeniyle yemek yemeye yeterli vakit ayrılmadığı için ara öğünlerde yemek tüketiminin az olduğu belirtildi. Ara öğünlerde yemek yerine, tost, simit, börek ve bisküvi gibi hazır gıdalar tüketilmekte. Araştırmaya göre toplumun yüzde 70’ine yakınının spor yapamama nedeninin vakit yetersizliği olduğu görülüyor. Toplumun yüzde 85,2’si düzenli olarak spor yapmıyor. Bu durum obeziteyi de beraberinde getiriyor. Obezite probleminin bir nedeni de insanların yeterli fiziksel aktivitede bulunamaması. Şişmanlık oranlarının yüksek olmasının nedeni yetersiz ve dengesiz beslenme olarak saptanmış. Çalışma koşullarının ağır ve çalışma sürelerinin uzun olması nedeniyle işçilerin dinlenmeye ve spora vakti yok. İşten yorgun dönen işçiler vakitlerini, televizyon başında hareketsiz geçirmekteler.
Türkiye’de yoksullar, beslenmek için insanın ihtiyaç duyduğu gıda maddeleri olan et, süt, sebze ve meyve yerine, ekmek tüketiyor. Et, süt meyve, sebze ve diğer gerekli gıda maddelerinin yerine sadece ekmek tüketilmesinin nedeni, milyonlarca işçinin ve dar gelirlinin alım gücünün çok düşük olması. Diğer gıda maddelerini alamayan yoksullar için, günün her öğününde ekmek belirleyici doyuran oluyor.
Bu gerçeği görmek için asgari ücrete bakmak yeterlidir. Örneğin, asgari ücretin günlüğü 23 lira. Bir kilo kırmızı etin fiyatı ise 24 ile 30 lira arasında. Bir kilo sütün fiyatı 2- 2,5 lira. Bir kilo et ve meyvenin fiyatı asgari ücretin günlük yevmiyesinden fazla ediyor.
Bir avuç burjuva sefahat içinde yaşayıp dünyanın tüm zenginliklerinden istediği kadar yararlanıyor. İşçilerin bilmediği, adını dahi duymadığı yiyecekleri, içecekleri bol bol tüketiyor. Etin, sütün, sebzenin meyvenin en iyisini yiyebiliyor. Oysa her şeyi üreten işçilerdir. Dünyada üretilen ürünler tüm insanlığa yetecek düzeydedir. Tüm insanların refah içinde yaşayabilmesi için adı kapitalizm olan bu sömürü sisteminin yeryüzünden sökülüp atılması şarttır.
Şireci Tekstil İşçisi İş Bıraktı
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Yeni bir yılın, 2025’in ilk günlerini yaşıyoruz. Ama işçi ve emekçilerin yüreğinde “yeni” olanın getirdiği heyecan ve umut yerine büyüyen endişeler ve kasvet var. Takvim yaprakları hariç hayatımızda değişen tek şey yaratılan ekonomik yıkımın...
- Her Aralık ayında izlediğimiz asgari ücret tiyatrosu bu yıl çok daha trajik bir şekilde sonuçlandı. Resmi enflasyonun, TÜİK’in uydurma rakamlarıyla bile yüzde 47 olduğu, ENAG’a göre yüzde 87 olduğu bir süreçte asgari ücrete sadece yüzde 30 zam...
- DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında 2024-2026 dönemi için yürütülen TİS görüşmelerinde MESS’in yüzde 40 oranında zam dayatması üzerine Schneider Elektrik’in Manisa ve Kocaeli...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde, İZENERJİ, İZELMAN, Ege Şehir Planlama, İZFAŞ şirketlerinde çalışan DİSK/Genel-İş Sendikasında örgütlü işçiler maaş, yılsonu ikramiye ve eğitim alacakları ödemelerinin geç ve eksik yapılmasını protesto etmek...
- UİD-DER’li emekçi kadınlar olarak, bir grup Polonez direnişçisi kadın kardeşimizle güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Direnişçi bir ablamız “bize hep ‘aman kurulu düzenimiz bozulmasın’ düşüncesini bellettiler” dedi. Bu söz üzerine uzunca sohbet ettik...
- Polonez işçileri 173 gün süren mücadelelerinin kazanımla sonuçlanmasının ardından fabrika önünde kurdukları direniş çadırını halaylarla, sloganlarla kaldırdılar. 7 Ocakta direniş alanında zaferlerini kutlayan işçiler, davul zurna eşliğinde halaylar...
- İktidar ve sermaye sınıfının saldırıları böylesine ağırken işçilerin birlik olamayacağını düşünmek kime yarar sağlar? Bu düşünce doğru bir akıl yürütme yöntemi olabilir mi? Karşımızdaki yıkım tablosu, işçilerin birleşmek dışında bir çıkış yolu...
- İstanbul Çatalca’da bulunan Polonez fabrikasında işçiler Tekgıda-İş Sendikası’nda örgütlendikten sonra gerekli şartları sağlamalarının ardından yetki başvurusunda bulunmuş ve hemen ardından 146 işçi işten atılmıştı. İşten çıkarmaların ardından...
- Aile Sağlığı Merkezi (ASM) çalışanları, 1 Kasımda yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ni protesto etmek için 6-10 Ocak günlerinde Türkiye genelinde iş bırakıyor. ASM çalışanları “Eziyet Yönetmeliği” olarak nitelendirdikleri...
- Vivident, Mentos gibi sakız ve şekerleme markalarının üreticisi olan Perfetti Van Melle’nin İstanbul/Kıraç’ta bulunan fabrikasında çalışan işçiler Tekgıda-İş Sendikasında örgütlenmiş, şirket yönetiminin sendika düşmanı tutum ve baskılarıyla...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Rus yazar Tolstoy “acı duyabiliyorsan canlısın, başkasının acısını duyuyorsan insansın” der. Tolstoy’un bu ifadeleri özü itibariyle insanlaşmayı anlatır. İşçi sınıfı olarak, sömürücü efendilerden insanlık için insanlaşma...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER, sözünü İşçi Dayanışması’yla söylüyor. Kapitalist sömürüye, zorbalığa, ayrımcılığa, haksız savaşlara karşı işçi sınıfına sesleniyor ve diyor ki kurtuluş ellerinizde, birliğinizdedir.
- İşçi ve emekçiler pek çok ülkede 2024 yılını mücadeleyle kapattı, 2025’i mücadeleyle karşıladı. Kapitalist sömürü düzeninin yol açtığı sorunlar büyürken, buna karşı işçilerin mücadelesi ve dayanışması da güçleniyor. Emperyalist savaşın yayıldığı,...