Buradasınız
Erken Gelen Ölümler

Şair “her ölüm erken ölümdür” demiş. İnsanlar bir yakınlarını, sevdiklerini kaybettiklerinde tam da böyle hissederler. Özellikle o yakınları yokluk ve cefa içinde bir ömür sürmüş, rahat yüzü görmemişse insanların canı bu kayıp karşısında daha çok yanar. Ne yazık ki Türkiye’de yaşlanmadan ölenlerin yani erken gelen ölümlerin sayısı oldukça fazla ve her geçen gün biraz daha artıyor. Oysa ortalama insan ömrü giderek uzuyor.
Geçtiğimiz günlerde Türkiye İstatistik Kurumu bir rapor yayınladı. Rapor 2015 yılındaki yüz binlerce ölüm vakasını inceliyor. İnsanların yaşamındaki adaletsizliğin ölümlerine de yansıdığını gösteren bu raporda, zengin insanların yaşam kaliteleri ve yaşam süreleri giderek yükselirken işçilerin ve emekçilerin ortalama ömür süresi kısalıyor. Yoksul işçi ve emekçiler yaşlanmadan ölüyor. Ortalama insan ömrü artsa da yaşamlarını sefalet ve aşırı çalışma ile geçiren, kaliteli sağlık hizmetlerine ulaşamayan işçilerin ömrü giderek kısalıyor.
İnsan ömrünün uzun ya da kısa oluşu o insanın yaşam kalitesine bağlı olarak değişir. Teknolojinin, tıbbın giderek geliştiği günümüzde birçok hastalığın tedavisi aslında mümkün olmasına rağmen bu imkânların pek çoğuna ulaşamayan milyonlarca yoksul işçi ve emekçi var. Kaliteli beslenme, uyuma, barınma, eğitim ve sağlık hizmetlerine koşulsuz ve parasız ulaşmak temel bir hak olmalıdır. Oysa işçi sınıfın kazanılmış haklarına dönük saldırıların alabildiğine hızlandığı bir dönemden geçiyoruz. Sağlık hizmetlerinin giderek paralı hale getirildiği bu dönemde milyonlarca işçi ve emekçinin sağlık hizmeti alması biraz daha zorlaşıyor. Uzun saatler boyunca çalışmak zorunda kalan işçi kaliteli uyuyamıyor, ücretler düşük olduğu için kaliteli bir şekilde beslenemiyor.
Ağır çalışma koşulları altında çalışmak zorunda kalan birçok işçi çalışma şartlarından dolayı uzun yıllar acısını çekeceği meslek hastalıklarına yakalanıyor, ölüyor. Her yıl yüzlerce işçi genç yaşta iş kazlarında can veriyor. İş cinayetleri işçilerin yaşlanmadan ölmesine neden oluyor. Örneğin 2014 yılının Temmuz ayında Gebze’de bulunan Filli Boya fabrikasında stajyer olan daha 17 yaşındaki Oğuzhan Çalışkan elektrik hattı çekilirken akıma kapılmıştı. 8 Ağustos günü Oğuzhan hayatta kalma mücadelesini kaybetti ve duran kalbi bir daha atmadı. Oğuzhan, tıpkı pek çok genç işçi gibi, daha 20’sini bile göremeden patronların kâr hırsının kurbanı oldu.
Sağlıklı ve dengeli beslenme de pek çok işçi ailesi için neredeyse imkânsız. Asgari geçim indirimi dâhil asgari ücretin 1300 lira olduğu, ev kiralarının en az 500 lira, kırmızı etin kilosunun 45 lira olduğu günümüzde elbette ki işçilerin sağlıklı beslenmesini beklemek hayal olur. Beslenmenin insan sağlığı ve ortalama ömür süresi üzerinde ne kadar etkili olduğu biliniyor. İşçilerin karnı ucuz ve sağlıksız besinlerle doyduğu için sağlıklı ve uzun bir ömür sürmeleri hayal oluyor.
Elbette işçi ve emekçilerin ortalama ömür süresinin kısalmasında çevresel faktörler de oldukça önemli bir yer tutuyor. Örneğin Dilovası gibi sanayiyle içi içe olan bir bölgede çoğu işçi olan bölge halkının kanserden ölmesi en sık rastlanan olaylardandır. Bu nedenle ölümler ve hastalıklar hesaba katıldığında uzun bir süredir Dilovası’na “Kanser Ovası” denmesi son derece normaldir.
Erken ölümlere neden olan, işçilerin ömrünü çalan bir diğer neden de işçilerin mutsuzluğu. Stres altında çalışan, geçim derdi nedeniyle ailesinde huzur kalmayan, sevdiklerinin, çocuklarının yüzünü doğru düzgün göremeyen işçiler mutsuzluğa kapılıyorlar. Aşırı stres işçilerin sağlığını olumsuz etkileyip erken ölmelerine neden oluyor.
Peki, işçilerin erken ölmelerinin önüne nasıl geçilir? Cevap çok basit: İş kazalarının engellenmesi, işçi ücretlerinin yükseltilmesi, sağlığın kaliteli ve kolay ulaşılır olması, çevrenin tahrip edilmesinin engellenmesi için mücadele, insanın ömrünü uzatmak ve güzelleştirmek için tek yoldur.
İşçilerin Sordukları/47
- KESK: “KHK'lı İhraçlar Görevlerine İade Edilmelidir”
- Bu Düzende İşçiler Sağlıklı Yaşayamaz!
- Kozasından Çıkmaya Çalışan Kelebek ve Çocuklarımız
- Türkiye Genelinde 1 Eylül Dünya Barış Günü Eylemleri
- Meydanlarda Barış ve Demokrasi Talebi Yükseltildi
- Başka Bir Gezegen Gibi
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nden Barış Mitingi Çağrısı
- Omsa Metal Direnişiyle Dayanışma
- Hayat Pahalı Değil Ücretlerimiz Düşük!
- Derbide Yeni Sezon Yaklaşıyor!
- KESK’ten “Gazze’de Kıtlık Yaşanıyor” Protestosu
- Digel Tekstil İşçilerinin Hak ve Onur Mücadelesi Devam Ediyor
- 17 Ağustos Depreminin 26’ıncı Yılı: Deprem Değil Yağmacı Düzen Öldürüyor!
- Evrensel Gazetesine Silahlı Saldırı
- Vergi Sorunu
- Kötü Çalışma Koşullarına ve Sendikal Baskılara Karşı İşçiler Mücadele Ediyor
- İşyerinde Gelen Ölümler
- 3 Pişi ve Sabrın Ödülü
- Yas Tutmuyoruz, Mücadele Ediyoruz!
- Bu Bataklıktan Birlikte Çıkmalıyız!
- Yine Yangın, Yine Katliam!
- Soma’yı Hatırlamak
- Soma'yı Unutma, Örgütlen, Hesap Sor
- Nurtani İçin Adalet, Adalet İçin Mücadele Gerek
- İş Cinayetinde Ölen İşçiler Kusurlu Sayıldı
- Oba Makarna, ZSR, Amasra, Kartalkaya… İş Cinayetleri, Denetimsizlik, Teşvikler
- “Emekliler Yılında” 512 Emekli İş Cinayetlerinde Katledildi
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- Amasra Katliamının 10. Duruşması Görüldü
- İş Cinayetleri Artıyor, Hayatımız İçin Mücadele Etmeliyiz
- İran’da Maden Faciası: Kapitalizm Can Almaya Devam Ediyor
- Kocaeli’de Oba Makarna’daki İş Cinayeti Eylemle Protesto Edildi
- Oba Makarna’da İş Cinayeti
- Soma Katliamı Davası: “Parasına Göre mi İşliyor Bu Adalet?”
- Torunlar Center Katliamının 10. Yılında Kâr Hırsı Can Almaya Devam Ediyor
- İşçi Sınıfı Örgütlü Olursa İş Cinayetleri Son Bulur…
- Desan Tersanesinde İş Cinayeti Protesto Edildi
- İş Cinayetinde Ölen Zafer Açıkgözoğlu Anıldı
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Hendek Katliamının Dördüncü Yılında Ailelerin Adalet Arayışı da Yası da Sürüyor!
Son Eklenenler
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Ankara Adalet Bakanlığı önünde, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile işten atılan emekçilerin görevlerine iade edilmesi talebiyle basın açıklaması düzenledi.
- Türkiye’de her yıl 3-9 Eylül tarihleri arası Halk Sağlığı Haftası olarak kutlanıyor. Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Haftasının amacını “halkın sağlığını korumak, geliştirmek, sağlık için risk oluşturan faktörlerle (bulaşıcı hastalıklar, çevresel...
- Kozasından çıkmaya çalışan kelebeğin hikâyesini bilir misiniz? Bir adam ormanda yürürken, bir kelebeğin kozasından çıkmaya çalıştığını görür. Saatlerce, kelebeğin küçücük bir delikten çıkmak için verdiği mücadeleyi izler. Ancak bir süre sonra...
- Yalova’da bulunan Sefine Tersanesi işçileri, patronun çalışma koşullarında yaptığı tek yanlı değişikliğe karşı direnişe geçti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) grevi beşinci gününde anlaşmayla sonuçlandı. Artvin Şavşat Belediyesinde...
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...