Buradasınız
Gazi Temsilciliğinde “Demiryolu Devrimi”
Gazi’den bir kadın işçi
Derneğimizin Gazi temsilciliğinde “Demiryolu Devrimi” adlı filmi izledik. Film, 1930’lu yıllarda ABD’de geçiyor. On yıllar öncesinde yaşanan iç savaşın ardından kölelik kaldırılmış olmasına rağmen, siyahlar, kapitalistler için ucuz işgücü olarak en kötü işlerde çalıştırılmaya devam etmektedirler. Film George Pullman’a ait olan trenlerde çalıştırılan siyah işçilerin yaşamlarından bir kesit sunuyor.
İşlerini kaybetmemek için, yapılan her türlü baskıya sessiz kalan bu insanlara tek bir adla seslenilmektedir: George. Bu işçiler bu şekilde kimliksizleştirilirler, insan yerine konmazlar, her türlü tacize ve haksızlıklara maruz bırakılırlar. Trenlerde seyahat eden bütün beyazlar, onların adını George olarak bilir ve bu şekilde çağırır. Hatta beyaz işçiler onları sendikalarına dahi kabul etmezler.
Pulman şirketine bağlı bütün “George”lar, çalışma koşulların dayanılmaz hal aldığı noktada, kendileri gibi siyah olan sosyalist Rendov’la konuşur ve sendikalaşma konusunda yardımcı olmasını isterler. Rendov’un öncülüğünde sendikalaşma çalışmaları başlar. Örgütlenme çalışmalarının başlaması Pullman şirketinin kulağına gider gitmez, patronun adamları da hummalı bir çalışmaya başlarlar. Sendikalaşma sürecinin önüne geçip işçileri caydırmak için her türlü eziyeti yaparlar. Çalışanlardan bazılarını haksız yere işten çıkarırlar. İyi bir eleman olan Ashly de sendikaya bulaştığı ve patronlara ihanet ettiği gerekçesiyle işten çıkarılır ve bu da yetmezmiş gibi sokak ortasında dövülerek sakat bırakılır. Asıl neden, Ashly’nin bir öncü işçi olmasıdır.
Patronların siyah işçileri yıldırmak için yapmadıkları eziyet kalmaz. Ama bu yapılanlar onları vazgeçirtmeye yetmez, aksine daha da hırslandırır. Nihayetinde, yaklaşık 10 yıl süren uzun ve sabırlı bir çalışmanın sonucunda mücadele kazanılır. İsimleri dahi yok sayılan, insan yerine konulmayan siyah işçiler beyaz adama sendikayı kabul ettirirler ve dediklerini yaptırırlar. “Ben renklilerle masaya oturmam” diye konuşan şirket yöneticilerinden birine de bu sözünü bir güzel yedirirler.
Film bize, ABD’de siyah işçilerin sendikalaşma mücadelesinin ne bedeller ödenerek yürütüldüğüne dair önemli bir kesit sundu. Tabii bunun yanında da sabırla mücadele etmenin, inançla yola devam etmenin ve kararlı olmanın kazanmak için vazgeçilmez olduğunu bizlere bir kez daha gösterdi. Filmin sonuna geldiğimizde hepimizde müthiş bir coşku vardı. Kazanmanın mutluluğu ve mücadeleye olan inanç vardı, tıpkı siyah işçilerde olduğu gibi.
Filmden sonraki tartışma kısmında söz alan arkadaşlar çok önemli noktalara değindiler. İkinci sınıf insan muamelesi gören siyah işçilere yapılanların, tüm kapitalist ülkelerde göçmen işçilere de, bu topraklarda yaşayan Kürt işçilere de yapıldığı ifade edildi. Dünyanın neresinde olursa olsun, bütün patronların aynı olduğundan, tek dertlerinin işçileri sömürerek elde edecekleri kâr olduğundan bahsedildi. Patronların, bizlerden, örgütlü işçilerden nasıl korktuğu da dile getirildi. Filmdeki sendikalaşma sürecinde patronun ve adamlarının işçileri vazgeçirmek için neler yaptığı ortadaydı. Bugün de grevci işçilere ya da sendikalaşma mücadelesi veren işçilere benzer şekilde davranılıyor.
Bir arkadaşımız da 1968 ve 70’lerin öncü mücadeleci işçilerinden bahsetti. 15-16 Haziran 1970’te, İstanbul’un her yerinden akın akın meydanlara akan mücadeleci işçilerden bahsetti. Eyüp karakolunda tutuklu bulunan arkadaşlarını hep beraber gidip nasıl aldıklarını anlattı bize.
Bütün konuşmalar mücadelenin önemi ve inancıyla doluydu. Ve ortak olarak hepimizin, bütün söz alan arkadaşların söylediği bir şey vardı ki, o da önümüzdeki günlerde kutlayacak olduğumuz 1 Mayıs’ımız. 1 Mayıs’ın önemine değinildi sıkça. Tarihinden, neden alanlara akmamız gerektiğinden ve bu mücadele gününün neden önemli olduğundan bahsedildi.
Evet dostlar, işçi sınıfının uluslararası mücadele günüdür 1 Mayıs. Bütün işçilerin, emekçilerin, ezilenlerin hep beraber alanda olması gereken bir gün. Emperyalist ve haksız savaşlara hayır demek için, şovenizme, ırkçılığa hayır demek için, yapılan baskılara, hak gasplarına hayır demek için, tüm işçilerin alanlara akması gereken bir gün. Alanlarda sloganlarımızı atıp marşlarımızı okumalıyız. İşçi sınıfının örgütlü gücünü dostuna düşmanına göstereceği bu günde bizler de mücadele alanlarında yerimizi almalıyız.
1 Mayıs Karanfilleri
2008 Kış Futbol Turnuvamız Sona Erdi
- “Yüzücüler” Filmi: İnsanlığın Göç Yollarındaki Yaşam Mücadelesi
- Üzgünüz Size Ulaşamadık!
- Umutsuzluk içinde “Umut”
- Sahte umudun umutsuzluğu
- Umutla gerçek arasındaki fark
- Cabbar’ın ümitsiz umudu
- “Umut fakirin ekmeğidir” derler
- Yılmaz Güney’in UMUT filminden
- Dövüşenler ölenlerin tutmaz yasını!
- “Gazap Üzümleri” Film Gösterimi
Son Eklenenler
- 24 Aralıkta Balıkesir’de ZSR A.Ş’de meydana gelen patlamada 11 işçi hayatını kaybetti. Katledilen işçilerin kimi henüz hayatının baharında fidan, kimi ana, kimi babaydı. Hepsi bir ananın evladıydı. Patlamanın ardından şirket internet sitesinde...
- Kocaeli’de Gebze Organize Sanayi Bölgesinde üretim yapan Betek Boya (Filli Boya) işçileri Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinde örgütlendiler. Çoğunluğu sağlayarak yetki belgesini alan sendika, toplu sözleşme görüşmeleri için haftalardır patrona çağrı...
- Birleşik Metal-İş’in Aralık ayında grev kararı aldığı işletmelerden beşincisi olan Green Transfo Energy’de 25 Aralıkta grev başladı. Kocaeli Çayırova’da bulunan fabrikada çalışan 263 işçi, “sefalet ücreti dayatmasına boyun eğmiyoruz” diyerek şalteri...
- Siyasi iktidar ve sermaye sınıfı temsilcileri, 2025 yılı için belirledikleri asgari ücreti düzenledikleri ortak toplantıyla açıkladılar. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol ve Çalışma ve Sosyal...
- 11 fabrikada 2 bin işçiyi kapsayan toplu sözleşme görüşmelerinde metal işçilerinin MESS’e cevabı grev olmuş, Birleşik Metal-İş Sendikası, 4 Aralıkta Hitachi Energy’nin 4 fabrikasında, 13 Aralıkta Grid Solutions ve Schneider Elektrik fabrikalarında...
- Balıkesir’in Karesi ilçesinde bulunan ZSR A.Ş. mühimmat fabrikasında 24 Aralıkta sabah saatlerinde meydana gelen patlama sonucu 11 işçi hayatını kaybederken 3 işçi yaralanarak hastaneye kaldırıldı. Mühimmat, av, spor ve ses fişeği gibi patlayıcılar...
- Merhabalar dostlar. Yaklaşık 9 yıldır iş güvenliği uzmanı olarak çalışıyorum. Aslında yapmamız gereken çok daha fazla şey varken yasalar, yönetmelikler, patronların baskıları ve işçilerin canını umursamamaları nedeniyle temel olarak yapabildiğimiz...
- Birleşik Metal-İş üyesi 500 işçinin Hitachi Energy’nin Kartal, Tuzla, Dudullu ve Dilovası fabrikalarında 4 Aralıktan bu yana sürdürdüğü grev 20. gününde anlaşmayla sonuçlandı. 14 Aralıkta Cumhurbaşkanlığı kararıyla metal işçilerinin grevi “erteleme...
- Grev ya da direnişe çıkan işçilerin pek çoğu, daha önce yaşanmış grev ve direnişlerden, bu mücadeleleri yaşayan işçilerin deneyimlerinden haberdar olmadıklarını dile getirirler. Greve ya da direnişe çıktıktan sonra bazı şeyleri öğrendiklerini,...
- Sendikal hakları için 150 günden uzun süredir kararlılıkla mücadele eden Polonez işçileri Dayanışma TV’nin hazırladığı “146+Bir: Polonez” belgeselinin galasında buluştu. 22 Aralıkta Çatalca Belediyesi Nazım Özbay Kültür Merkezinde gerçekleşen,...
- İşçi Dayanışması biz genç işçilerin adeta başucu kaynağı. Her konuda, hayatın her alanında fikirlerimizi besleyen, zihnimizi açan bir eğitim kaynağı niteliğinde.
- Birleşik Metal-İş Sendikası, Çalışma ve Toplum Dergisi değerlendirme toplantılarının yedincisini “Toplu İş Sözleşmesi Yetki Sistemi, Sorunlar ve Çözüm Arayışları” başlığıyla 21 Aralıkta gerçekleştirdi. İstanbul Barosu konferans salonunda düzenlenen...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Selçuk İzmir’in güney tarafında son ilçesidir. Daha Selçuk merkeze vardığımızda, gördüğümüz tarihi kalıntılardan pek çok medeniyete beşiklik ve ev sahipliği ettiğini anlarız. Selçuk merkezden sol tarafa gittiğimizde masmavi...